BİZE ULAŞIN
İSTANBUL (İHA) - Doç. Dr. Özkan Öztürk, sayıca azalmış, hızlı hareket edemeyen ve yapıca arızalı spermin yumurtayı dölleme şansının az olduğunu belirterek, en iyi spermi seçmek için IMSI adı verilen yöntemi kullandıklarını söyledi. Öztürk, "Spermleri yüksek büyültme altında inceliyoruz. Yapısı bozuk spermleri eliyoruz" dedi.
Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Sorumlusu Doç. Dr. Özkan Öztürk, yaklaşık her altı çiftten birinin istemelerine rağmen hamile kalmakta sorun yaşadıklarını ifade ederek, "İnfertilite olarak adlandırılan bu gecikme, her 100 çiftten 40'ında erkekten kaynaklanan sorunlara bağlı olarak gelişiyor. Bu sorunlar spermin sayısını ve hareket yeteneğini azaltarak, yapısında bozukluğa neden oluyor. Sayıca azalmış, hızlı hareket edemeyen ve yapıca arızalı spermin yumurtayı dölleme şansı da azalıyor.
Standart "mikro-enjeksiyon" tedavisinde, yumurta kalitesinin yanısıra gebelik şansını belirleyen en önemli faktör spermin yapısal mükemmelliğidir. Bu yöntemde yapısal olarak en sağlıklı spermler 200-400 kez büyütme sağlayan mikroskoplar ile seçilir. Bu büyütme bariz yapısal problemleri olan spermleri ayırmakta yeterli olsa da hücre içi arazları özellikle sperm başına ait problemleri yakalamada yetersiz kalmaktadır" şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Özkan Öztürk, IMSI adı verilen yeni bir yöntemde büyük büyütmeli objektifler ve özel optik sistemler aracılığı ile spermlerin, 200 kat yerine bin-6 bin kez büyütülerek incelendiğini söyledi. Böylece spermlerin baş bölgelerindeki genetik yapıyı içeren çekirdeğe ait bozuklukların tanımlanabildiğini anlatan Doç. Dr. Öztürk, "Bu bölgedeki anormallikler döllenmede başarısızlık, embriyo gelişiminin yavaşlaması veya durması gibi durumlara yol açarak başarıyı azaltıyor. IMSI sistemi bu bozuklukları taşımayan spermlerin seçimini sağlıyor. Bu durum mikro-enjeksiyon tedavisinde yumurtanın döllenme şansını, embriyo kalitesini ve gebelik şansını artırırken erken düşük riskini de belirgin olarak azaltıyor. Sperm başı içerisindeki genetik materyali içeren çekirdek kısmında bulunan vakuoller (sıvı dolu kesecikler), DNA yapısında hasar bulunabileceği konusunda ipucu veriyor. Çevresel etmenler, sigara içimi, ilerlemiş erkek yaşı, genetik altyapı ve pek çok farklı faktör spermde genetik (DNA) hasar
oluşturabiliyor. Sperm DNA yapısındaki hasarlar, döllenme başarısızlığı, embriyo gelişiminin durması, kötü veya yavaş embriyo gelişimi gibi problemlere sebep olarak gebelik şansını olumsuz etkileyebiliyor" diye konuştu.
Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi'nden Dr. Arzu Özdemir ise IMSI yönteminin kimlere uygulanması gerektiği hakkında bilgi verdi. Özdemir, "Özellikle şiddetli erkek faktörü olan vakalarda, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında, nedeni izah edilemeyen infertilite durumlarında, verdiği sperm örneğinde normal sperm oranı düşük olan vakalarda, daha iyi spermin seçilebilmesine olanak tanıyan bu yöntemin doğacak çocukların sağlıklı gelişimine de katkısı olabileceği düşünülmektedir, bu nedenle IMSI belki de her olguda . IMSI hızla geliştirilen bir teknoloji olup en az mikroenjeksiyon kadar iyi, hatta daha iyi sonuçlar vermektedir. Günümüzde yüzlerce IMSI bebeği anomali riski artmaksızın büyümektedir. Teorik olarak IMSI herhangi bir risk taşımamaktadır. Bu yöntem özel eğitimli embriyolog ve pahalı mikroskop gerektirdiğinden ancak belli başlı merkezlerde uygulanmaktadır" dedi.
