HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Uyku sorunları ciddiye alınmalı!

Uyuyamadığından ya da ne kadar uyursa uyusun dinlenmiş olarak kalkamadığından yakınan kişilerin sayısı artıyor.

Bunun yanı sıra uzmanların verdiği bilgiye göre ülkemizde diyabetli sayısı kadar uyku esnasında solunum bozukluğu yaşayan ve bu rahatsızlığını bilmediği için tedavi almayan hastalar var. Hatta nadiren bu hastalar uykuda hayatlarını kaybedebiliyorlar. Uyku sırasında vücudumuzda az bildiğimiz pek çok önemli işlem gerçekleşiyor.

Uykunun kimyasını, az bilinen uyku hastalıklarını ve uyku hijyenimizi korumak için yapmamız gerekenleri Anadolu Sağlık Merkezi’nden (ASM) Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu anlattı.

Uyku, yaşayabilmemiz ve sağlıklı bir hayat sürdürmemiz için gereklidir. Öncelikle bunu kabul etmemiz lazım. Ancak uyku süresi, aynı parmak izimiz gibi kişinin kendine özeldir. Erişkinlerin çoğu 6 ya da 8 saat uyur ama 16 saat ya da 4 saat uyuyanlar da vardır. Bu süre o kişinin genleriyle de alakalı bir konu. Genel olarak "İyi bir uyku uyudum, kendimi bugün çok iyi hissediyorum" ifadeleriyle anlatılan zaman dilimi sizin normal uyku sürenizdir. Ama bu, "3 gün uykusuz kaldıktan sonra 12 saat uyuyan ve kendini dinlenmiş hisseden kişinin uyku süresi 12 saattir" anlamına gelmez. Çünkü aslında o kadar uyuyarak, birikmiş uyku borcunuzu kapatırsınız.

Biz uyurken bedenimiz çalışmaya devam eder

Uykunun çeşitli evreleri bulunur: Uykuya dalış (çok kısa sürer ve uykunun yüzde 5’ini kapsar), yüzeyel uyku (uyku süresinin yaklaşık yüzde 50’sini kapsar), derin uyku (organlarımızın dinlenmesi, onarılması, hormonların sentezi bu safhada gerçekleşir) ve REM (rapid eye movement = hızlı göz hareketleri, rüya gördüğümüz safha) olmak üzere dört dönemi vardır. Fakat uykuya daldığımızda bunlar sırasıyla gitmez, safhalar arasında devamlı birbirine geçiş vardır. Genel olarak bilinen şu ki; daha çok uykunun ilk yarısında derin uyku, ikinci yarısında REM safhasını yaşarız.

Yeterince uyuyamazsak ne oluyor?

Tıbbın uyku ile ilgili henüz bilmediği çok şey olmakla birlikte artık biliyoruz ki bedenin onarımı, organların dinlenmesi, çeşitli madde ve hormonların sentezi, hafızanın yapılandırılması, psikolojik dinlenme uykunun belli dönemlerinde oluşur. Uykusuz kalındığında bozulan ilk işlevlerden biri de bellek, dil becerileri, soyut düşünme ve değerlendirme gibi bilişsel fonksiyonlardır. Geç saatlere dek uykusuz kalmak bir süre sonra kişide çeşitli sorunlara yol açar. Bu durumda gün içerisinde uykulu olmanın yanı sıra, kişide düşünmeyle ilgili sorunlar da ortaya çıkar. Yeni şeyleri öğrenme daha yavaş gerçekleşir, hafıza ve karar verme süreçlerinde sorunlar yaşanabilir.

Neden uyuyamıyoruz?

Uyku düzeni bozukluklarında uyku hijyenine uymamanın yanı sıra stresin büyük etkisi var. Ayrıca yeteri kadar iyi uyuyamıyorsanız bunun altında tedavi edilmesi gereken uyku hastalıkları da bulunabilir. İşte onlar:

Uykuda solunum bozuklukları: Uykuda solunumumuz otomatiğe bağlanmış gibidir. Uyanık ve bilinç açıkken solunumumuzu istediğimiz şekilde ayarlayabiliriz ama uykumuzda bu kontrol mekanizması ortadan kalkmıştır. O yüzden oksijen seviyemiz normale göre biraz daha düşüktür. Uykuda solunum bozuklukları içinde en sık görülen "uyku apne sendromu" dur. Bu hastalıkta uyku esnasında akciğerle hava akışını sağlayan ilk yol olan gırtlak tıkanır. Kişi göğüs kasları ve karın kaslarıyla göğüs hacmini genişletip gırtlağı açabilmek için uykusunda müthiş bir efor harcar. Saniyeler sonra derin bir horlamayla gırtlak açılır ve hava içeri girer. Bu sürede basit fizik kuralları da devreye girer. Göğsünüze hava çekerken artan ters basınç yüzünden mide içeriği yukarı doğru hareket eder ve bu da reflüye yol açar. Aynı zamanda kalpte ritm bozukluklarına, kalple böbrek arasındaki sistemin bozulması nedeniyle fazla idrar yapımına ve erkeklerde cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir.

Kimlerde sık görülür?

Şişmanlarda, büyümüş bademcik, damak ve geniz etine sahip çocuklarda, dil kökü büyük alan kişilerde ve fazla alkol alanlarda daha sık görülür.

Huzursuz bacak sendromu: Bacaklarda sıklıkla yatağa yatınca başlayan ancak öğleden sonra ya da akşam üstü de oluşabilen, kişilerin tarif etmekte zorlandıkları, duyusal bir takım şikayetlerle belirti veren bir hastalıktır. Hasta durumunu, bazen şiddetli ağrı ya da bacaklarda karınca yürümesi, bacağın içine bir şey sokuluyormuş gibi cümlelerle de tarif edilebilir. Hasta kalkıp yürüdüğünde şikayeti azalır, yattığındaysa tekrar başlar. Yakınmalar o kadar ciddidir ki kişinin uykuya tamamen dalmasını önleyebilir ve bütün geceyi uykusuz geçirebilir kişiler. Bu yüzden uyuyamıyorum diyen her kişide bunu sorgulamak gerekir. Bu tip hastalar genellikle uykusuzluk yakınmasıyla uyku sorunları branşının dışında bir hekime başvurduklarında, onlara uyku verici antidepresanlar verebilir. Oysa antidepresanlar huzursuz bacak sendromunu daha da arttıran ilaçlardır.

Kimlerde sık görülür?

Diyabetlilerde, böbrek hastalarında ve demir eksikliği yaşayan kadınlarda daha sık görülür.

Tanı ve tedavide doğru adres önemli

Yaşam için bu kadar önemli bir evre olan uykuya ait tüm rahatsızlıkların tanı ve tedavisi için, uykuyla ilgili tüm branşların multidisipliner bir yaklaşımla hizmet vereceği, tam donanımlı bir merkeze başvurmak büyük önem taşıyor. Uykusuzluk şikayetiyle hekime başvuran bir kişiyi, mutlaka uyku hastalıklarıyla ilgilenen bir hekimin görmesi ve doğru endikasyon koyması gerekir. Dikkatli bir sorgulama, polisomnografi testi gibi çeşitli yöntemler kullanılarak tanı konulur ve kişinin rahatsızlığıyla ilgili özel tedavi (hava yolunu açık tutan cihazlar, cerrahi yöntemler ya da basit sırt aparatları, medikal tedavi kullanılabiliyor) ilgili uzmanlar tarafından planarak yürütülür.

Uyku hijyeni için bunlara dikkat!

Uyuduğumuz yerde, bizi psikolojik olarak etkileyecek, işi hatırlatacak her türlü nesne uzak tutulmalı.
Odanın ısısı ne sıcak ne de soğuk olmalı.
Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkılmalı (Hafta sonları da dahil)
Yatmadan önce spor yapılmamalı.
Yatmadan önce alkol, çay, kahve tüketilmemeli.
Oda bir mağara gibi karanlık olmalı.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler