HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Belgede adı geçen o çiftlik

Satın aldığı mezbeleyi, 8 yıl içinde, bir ziyaretgâh yeri haline dönüştürdü

Belgede adı geçen o çiftlik
Menzil Şeyhi Raşit Erol’un oğlu Fevzeddin Erol, Abdülbaki Bilvanisi’den 2003 yılında icazet aldıktan sonra satın aldığı mezbele halindeki çiftliği, son 8 yıl içinde, ıssız bozkırın içinde bir ziyaretgâh yeri haline dönüştürdü.
[ ****](https://www.mynet.com/org-bilgin-balanli-adliyede-110100573579 )
Nüfusu arttığı için köy oldu; adı artık Buhara Köyü... Gözlerden uzak ama aynı zamanda Türkiye’nin önemli bölgelerini birbirine bağlayan yol kavşağına çok yakın
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın, ifade vermeye çağrılmasına gerekçe gösterilen belgelerde adı geçen Bilvanis Çiftliği, nüfusunun artması nedeniyle Buhara adını alarak köy statüsüne sahip oldu. Menzil Şeyhi Raşit Edol’un oğlu Fevzeddin Erol, Abdülbaki Bilvanisi’den 2003 yılında icazet aldıktan sonra satın aldığı mezbele halindeki çiftliği, son 8 yıl içinde, ıssız bozkırın içinde bir ziyaretgâh yeri haline dönüştürdü. Köydeki, medrese tarzı yeni yapıların inşaatı da dikkati çekiyor.
37 yıldır Fevzeddin Erol’un yanında bulunan ve aynı zamanda köyün muhtarı olan Mevlüt Altın, “Geçmişte jandarma alay komutanı Eskişehir’den sivil kıyafetli geldi. Beyefendi o sabah eşofmanlarıyla yürüyüşe çıkmıştı. Komutan, ‘Ben Fevzeddin Erol ile görüşmek istiyorum deyince, beyefendi de ‘benim’ dedi. Komutan bir süre inanmadı. Herhalde cüppeli sarıklı birini bekliyordu. 4-5 yıl önce uçaklar sürekli geliyordu. Şimdi de geliyor ama eskisi kadar çok değil. Biz devletine, milletine, askerine bağlı insanlarız. Burada yaşayan insanlar öcü değil. Bombalama gibi bir şeyin olacağını ben zannetmiyorum” dedi.
**Balyoz’daki çiftlik**
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın Balyoz soruşturması çerçevesinde ifade vermeye çağrılmasına neden olan belgelerde, Bilvanis Çiftliği’nin havadan takibi emri verdiği, çiftliğe hava harekâtı düzenlenmesi için plan yaptığı iddiaları yer alıyor.
Balanlı’nın korgeneral rütbesinde iken dönemin Birinci Hava Kuvveti olarak parafının yer aldığı kaydedilen belgede, “Çiftliğin mevcut detaylı hava fotoğrafları incelenerek emir verildiğinde havadan yere taarruz icra etmek üzere ayrıntılı hedef analiz çalışması yapılacaktır” ifadesi bulunuyor.
**Issız bozkırın içinde**
Milliyet ekibi, önceki gün halk arasındaki adı Bilvanis olan ancak iki yıl önce köy tüzel kişiliği kazandığı için adı tabelada Buhara olarak gözüken köye giderek gözlemlerde bulundu.
Buhara köyü, bağlı olduğu Sivrihisar’ın 30 kilometre güneyinde bulunuyor. Sivrihisar - Afyon karayolunda Gülçayır’ı geçtikten sonra sola doğru sapan köy yolunun başındaki tabelada Buhara’nın 19 kilometre ileride olduğu yazıyor.

[Belgede adı geçen o çiftlik](http://video.mynet.com/habervideo/Belgede-adi-gecen-o-ciftlik/1193394/ "Belgede adı geçen o çiftlik") | [www.mynet.com/video](https://www.mynet.com/video "https://www.mynet.com/video")
Köy yoluna sapılmasıyla, gelenleri, çorak bir bozkır manzarası karşılıyor. Parmakla sayılacak kadar az ağacın bulunduğu coğrafyada, gölge bir alan bulmak için neredeyse kilometrelerce yürümek gerekiyor.
Köye, evleri kerpiçten, fakirliği sıvasız duvarlarından belli olan, küçük, sokakları ıssız iki bozkır köyü, Benlikuyu ve Buzluca’dan geçildikten sonra ulaşılıyor. Buzluca’dan sonra soldaki tepeden yol Buhara’ya ayrılıyor. Bölgede, Buhara’dan sonra başka bir köy de yok. Buhara, çıkmaz yolun sonunda küçük bir köy. Eskişehir’in genel arazi özelliklerinden çok burada coğrafya, Konya’nın Cihanbeyli platosunun karakteristik bozkır arazi yapısına daha yakın.
**Sakarya ırmağının kıvrımında**
Sakarya Irmağı’nın kıvrıldığı, tepelerle çevrili bir vadinin içinde kurulmuş Buhara Köyü... Küçük ovadaki tarlaların eski sahibi DP milletvekili Abidin Potoğlu. Burası, Eskişehirli işadamı ve hayırsever Cahit Kural’dan 2002 yılında satın alınmış. Yolu olmayan, traktörün bile zor gidebildiği bu arazide önce bir çiftlik kurulmuş. Çiftliği kuran Nakşibendi tarikatının Türkiye’deki önemli kollarından biri olan Menzil Şeyhi Muhammed Raşit Erol’un oğlu Fevzeddin Erol.
**İcazeti alınca çiftlik kuruluyor**
Fevzeddin Erol, bilvanislim.forumlari.net sitesindeki bilgilere göre, faaliyetleri için Urfalı Seyyid Abdülbaki el Bilvanisi’den icazeti, 2003 yılında alıyor. Erol’un icazeti almasıyla bozkırın ortasında bazı müritlerini yanına topladığı ve ziyaretçilere kapısını açacağı çiftlik kurmaya karar vermesinin aynı zamana denk düşmesi dikkat çekici.
Bilvanisi çiftliği, 2 yıl önce nüfusu 150 kişiyi aştığı için köy tüzel kişiliği kazanmış. Yani artık muhtarı olan bir köy. Ancak köye Bilvanis değil Buhara adı verilmiş. Bu da Bilvanis adının resmi makamlar tarafından kabul edilmediği izlenimine neden oluyor.
Buhara köyünün yerinin neden seçildiği ise konumunda gizli: Köy, bozkır tepelerinin arasında gizlenmiş, kenarından geçen Sakarya Irmağı’nın bir vahaya dönüştürdüğü küçük bir düzlükte, gözlerden uzak bir yerde. Ancak konumu, herkesin erişmesine olanak tanıyor.
Köy, Sivrihisar - Afyon yoluna 20 kilometre mesafede. Bu yol; Antalya’ya, İzmir’e, Bursa’ya, Ankara’ya giden yolların kavşak noktasında. Yani hem gözlerden uzak, hem de Türkiye’nin önemli bölgelerini birbirine bağlayan yol kavşağına çok yakın.
Türkiye’nin her yerinden ziyaretçisi olduğu gözönüne alındığında yer seçiminin nedeni de anlaşılabiliyor.
**Medrese tipi yapılar**
Köyün girişinde, daha çok Ortadoğu’da hâkim olan dini mimariye daha yakın, görüntüsü medrese çağrışımına neden olan inşaat halinde iki yapı var. Biri sosyal tesis, diğeri kültür merkezi olarak planlanmış. Yolun devamında iki katlı bir çarşı, köye tepeden bakıyor. Çarşının kaba inşaatı bitmiş ancak daha faaliyete geçememiş. İçinde sadece bir çay ocağı hizmet veriyor. Yolun sonunda ise üç katlı büyük bir bina var. Bu bina depo olarak kullanılıyor. Deponun sol ilerisinde de misafirhane olarak hizmet veren bina var. Evler ise ırmağa daha yakın düzlükte, söğüt ve kavak ağaçlarının gölgesinde toplanmış.
Fevzeddin Erol’un ikamet ettiği ev, taş bir yapı ve villa görünümünde. Diğer evler daha küçük ve sade. Evlerin etrafı ise kale suru gibi bir duvarla çevrilmiş durumda. Köyde bir de mescit bulunuyor. Köyün dışında beton üretim tesisi var. Yani inşaatlarda kullanılan betonu bile köy, kendisi üretiyor.
Sokaklardaki genel giyim normal. Sadece başlardaki beyaz ve sarımtrak takkeler ile özellikle yaşlıların sakalları, bir tarikata ait yerleşim birimi olduğu izlenimi veriyor. Köyün çarşı yolunda ise hiçbir kadın görülmüyor.
**O mürşidi kamil...**
Köyün muhtarı Mevlüt Altın, aynı zamanda Erol’a yakın isimlerden biri. 37 yıldır yanında. Altın ile çarşıdaki çay ocağında görüştük. Altın, tüm ısrarlarımıza rağmen fotoğrafının çekilmesini istemedi. Köyde, genel çekingenlik vardı ve hiçbir sakini fotoğrafının çekilmesini istemedi. Köye gittiğimiz için bize önce tepki gösteren Altın, daha sonra sohbet etmeyi kabul etti. Altın, Erol için şeyh yerine beyefendi, mürşidi kamil, alim sıfatlarını kullanıyor. Altın, köyün kuruluş öyküsü, sosyal yaşamı, uçakların yaptıkları keşifler ve bombalama iddiaları konusunda şunları söyledi:
**Burası mezbelelikti**
“Biz bu araziyi 2002 yılında Cahit Kural’dan satın aldık. İlk sahibi eski mebus Abidin Potoğlu imiş. Burayı ilk aldığımızda burası bir mezbelelikti. Yolu yoktu. Yol ayrımından 6 kilometrelik yolu traktörle zor gelirdik. İçinde 3-5 kötü, yıkıntı ev olan bir çiftlikti. Köyümüzün alanı 10 bin dönüm civarında. Çok çalıştık, imece usulü ile buraya yol yaptık, evleri yaptık. Herkes yardımcı oldu. Kimi tuğla verdi, kimisi beton, kimisi iş makinesi, burayı bu hale getirdik.
**Ziyaretçilere 3 öğün yemek**
2 yıl önce 50 haneyi, 150 kişiyi nüfusumuz geçince müracaatta bulunduk. Burası köy tüzel kişiliği kazandı. Ben de muhtar seçildim. Benim Polatlı’da evim var. Burada oturanların çoğunun da başka yerde evleri var. Hem burada hem de öteki evimizin olduğu yerde kalıyoruz. Tarlalarda, buğday, patates ve soğan yetiştiriyoruz daha çok. Sakarya ırmağından su çekerek suluyoruz. Yukarıdaki tepelere ise 30 bin meyve fidanı diktik. Fidanlar büyüdüğünde köyümüz daha da güzelleşecek. Yetiştirdiğimiz ürünleri satmıyoruz. Depoda toplanıyor. Burada her gün 3 öğün yemek çıkar ziyaretçiler için. Bu ürünleri daha çok yemekhanede kullanıyoruz.
**Ahlaklı yaşamımız var**
Burada diğer köylerde olmayan bir şey var. Burada ahlaklı, inanca uygun bir yaşam var. Teknolojiyi kullanıyoruz, organizasyonun gücünü kullanıyoruz. Ahlakın en güzeli var. Buraya Türkiye’nin her yanından herkes gelir. Fakiri de gelir sarhoşu da inancı yüksek olan da, herkes gelir. Beyefendinin kapısı herkese açıktır.
**Bombalama olacağını sanmıyorum**
Bundan 4-5 yıl önce uçaklar sürekli geliyordu. Şimdi de geliyor ama eskisi kadar çok değil. Biz Konya yakın olduğu için tatbikat uçuşu olduğunu düşünüyorduk. Biz devletine, milletine, askerine bağlı insanlarız. Askere karşı, devlete karşı bizim kötü davranışımız, bir niyetimiz olmaz. Burada yaşayan insanlar öcü değil. Bombalama gibi bir şeyin olacağını ben zannetmiyorum. Buna inanmıyorum. Bizim kimseye bir düşmanlığımız yok. Bizi niye bombalasınlar. Gazetelerde çıkanlar ne kadar doğru bilemeyiz. Belki gündem oluşturmak için bizi alet ediyorlar bunu bilemeyiz.
**Karayalçın da geldi Yazıcıoğlu da**
Biz modern hayata kapalı insanlar değiliz. Beyefendi, dünyayı gezmiş ilme, teknolojiye açık biri. Burada telyevizyon ver, internetimiz var. Düğünlerimiz çok şenlikli olur. Tefler çalınır, havai fişekler atılır. Özellikle hafta sonu Türkiye’nin her yerinden ziyaretçilerimiz gelir. Murat Karayalçın buraya geldi. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu gelirdi. Devlet, sadece burası köy olduktan sonra yolumuzu asfalt yaptı. Onun dışında her şeyi kendimiz yaptık.
**Komutan inanamadı**
Bizim gayemiz sade bir hayat sürmek. Beyefendi köy yaşantısını seviyor. Onun için burasını seçtik. Geçmişte jandarma alay komutanı Eskişehir’den sivil kıyafetli geldi. Beyefendi o sabah eşofmanlarıyla yürüyüşe çıkmıştı. Komutan, ‘Ben Fevzeddin Erol ile görüşmek istiyorum deyince, beyefendi de ‘benim’ dedi. Komutan bir süre inanmadı. Herhalde cüppeli sarıklı birini bekliyordu.
![](https://imgrosetta.mynet.com.tr/file/1464774/640xauto.jpg)Köyde, okul ve sağlık ocağı yok. Çoğu ailelerin memleketlerinde evi olduğu için çocukları kışın oralarda okuyor. Sadece iki çocuğumuz taşımalı sistemle Sivrihisar’da eğitim görüyor.”
**Çiller silah hediye etmişti**
1957 doğumlu Fevzeddin Erol, 1983 ile 2003 yılları arasında kendine Ankara’yı karargâh olarak seçti. Ankara Pursaklar’daki külliyede faaliyetlerini yürüten Erol, Çankaya’daki evinde ikamet etti. Fevzeddin Erol, 2003 yılından itibaren Bilvanis çiftliğine yerleşti. Pursaklar’daki külliyenin faaliyetleri de devam ediyor. Seçim dönemlerinde önemli bir kitleyi yönlendirebilme gücüne sahip olan Erol’a, Tansu Çiller başbakanlığı döneminde yetkisini kullanarak silah hediye etmiş ve taşıma ruhsatı vermişti.

Mynet Youtube

En Çok Aranan Haberler