HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Çocuğunuz Derslere Neden İlgisiz?

Öğretmenler tarafından veliye; çocuğunuz ders dinlemiyor, anlamıyor, kendini derse veremiyor veya dalıp dalıp gidiyor gibi şikâyetler gelebilir.

Veliler bu durumu genelde; çocuğun tembelliğine, sorumsuzluğuna veya şımarıklığına yorarlar. Bu çok yanlış bir saptamadır.

Bu dalgınlığın sebebi, beyin dalgalarındaki uyarı bozukluğu olabilir. Klinikte bana bu şikâyetle gelen, hatta ailesi tarafından “bunun zekâ seviyesi mi düşük?” gibi kaygılar duyulan çocuklarda yaptığım muayene ve inceleme sonucunda çoğu çocukta beyin dalgalarının bozukluğunu saptadım. Bu durum bir tip sara (epilepsi) hastalığıdır. Uygun basit bir ilaçla bu şikâyetler sona erdi. Örneğin, “absans nöbeti” denen bir epilepsi yani sara hastalığı tipi vardır. Bu hastalıkta çocuk normal aktivitesini yaparken birden saniyeler süren hafıza kaybı olur, çocuk gözünü bir noktaya diker bu süre içinde hiçbir şeyi algılamaz, hatırlayamaz sonra tekrar aktivitesine kaldığı yerden devam eder. Bu gün boyu defalarca tekrarlayabilir.Çocuk bu durumun farkında olmaz.Kısa süren dalma nöbetlerinde hafıza kayıp olduğu için çocuk,bu süre içinde olup biteninin farkına varmaz.

Özellikle ders sırasına da olan absans nöbetleri, çocuğun ders dinlemesine ve öğrenmesine mani olur.Öğretmenin anlattığı en önemli yerleri o sırada kısa hafıza kayıpları olduğu için kaçırırlar.Sık sık dalıp gittikleri için,öğtetmen tarafından azarlanan bu çocuklar anne ve babalarına dersi dinlemiyor diye şikayet edilir.Haksız yere bu çocukların üzerine gidilir.Veliler tarafından, öğretmenleri tarafında dalıp dalıp gitmemeleri için defalarca uyarılan bu çocuklar o dalma anında kısa süreliepileptik yani sara nöbeti geçirirler. Yine birçok sara türünde çocukta istemsiz hareketlerin yanında dikkat azlığı olabilir. Bunun için özellikle birden bire derse ilgisi azalır. Adaptasyonu bozulan çocukta bu hastalık ekarte edilmelidir.Sık sık dalması ve konsantrasyon eksikliği olan çocuklar ,bir nöroloğa götürülmelidir.Beyin dalgalarını ölçmeye yarayan EEG isimli cihaz bu hastalığa tanı konmasını sağlar.Hastalık ilaç tedavisi ile düzelir.

Son zamanlarda bir çok çocuk hiperaktivite ve dikkat eksikliği var diye doktor doktor gezdirilmekte ve çocuğun dikkatini arttırmak için uyarıcı ve bağımlılık yapan ilaçlar,hiperaktivitesini azaltmak için de uyuşturan sersem yapan ilaçlar kullanılmaktadır.Bu durum anne ve babaların korkulu rüyası olmuştur.Okul tarafından çağrılan velilere rehberlik çocuğun,hiperaktivitesi olduğunu ve doktora götürmelerini söyler.Bundan sonra maddi manevi yıpranmalar başlar.Şunu iyi bilmek gerekir ki bu belirtiler beyinde hasara yol açan bir hastalıktan dolayı olmadıkça tedaviyi değil eğitimi gerektirir. Günümüz şehir hayatında,oyun alanının azlığı,apartman yaşantısı ve çocukların eve mahkum olmasına sebep olur.Büyüme çağındaki çucuklar enerjilerini boşaltacak hareket ortamı bulamazlar.Bir insanının beyin yorgunluğu ile vücut yorgunluğunun eşit olması gerekir.Spor tüm yaşta özellikle çocukluk döneminde vücut ve ruh gelişimi açısından çok önemlidir.Eğer yeterince spor yapılmazsa ,çocuk daima hareket halinde olur,dikkatini toplayamaz.Tabi ki,okulda dikkat eksikliği yaşayan bazı çocuklarda buna sebep olan bazı hastalıklar vardır.Dikkat eksikliği ve hiperaktivitiye sebep olan en önemli hasatalık otizmdir.

OTİZM NEDİR?

Otizm, sosyal ve iletişimsel becerilerin oluşmasını engelleyen, gelişimsel bozukluktur.Genellikle iki yaşında ortaya çıkar.Hemen hemen tüm hasta çocuklarda ,göz teması olmaz,çevreye olan ilgi azalır, takıntı değişikliğe karşı direnç, anlamsız ve yersiz davranışlar olur.Hiperaktivite, dikkat toplayamama ve el becerisinde azalma görülür.

Maalesef yukarıda saydığım belirtiler gösteren çocuklara otizm denmekte ve psikiyatrik hastalık olarak kabül edilmektedir.Bir çok tetkik yapılıp aile maddi manevi yıpratıldıktan sonra bu çocuklar kendi kaderine terk edilmektedir.Fakat bu çocukların çoğunda beyin ve sinir sisteminde saptanan veya saptanamayan hasar olduğu kesindir.Hasta olarak gelen çocukların annesine sorulduğunda çoğu zaman zor doğum,doğumda oksijensiz kalma,hastalık geçirme gibi anlatımlar alınır.Yani aslında otizm bir beyin hasarıdır.Beyinde hasarlanan bölgenin yeri ve derecesi otizmin şiddetini belirler. Hasarlanan beyin ve sinir dokusunun geri dönüşümü mümkün değildir.Otizmde oluşan beyin hasarını,beyin MR ve EEG tetkiklerinde saptamak mümkün değildir.

Beyin tüm organların,çalışmasını,hareketlerini,duygu ve düşünceleri kontrol eder.Beynin uzantısı olan sinir sistemi tüm organlara dağılır.İstemli hareketlerin oluşumunu ve kontrolunü bu sinir sistemi sağlar.Ayrıca beyin, istem dışı çalışan kalp atımı,mide hareketi,bağırsak hareketi….gibihayati organların işleyişini kontrol eder. Yapılan araştırmalar otizmde hasarın ,sinir iletiminde olduğu,ve hasarlı bölgede hücre eksikliği olduğu ,bu bölgenin yeterince beslenmediği yolundadır.Oluşan bu hasarla yukarıda bahsettiğim beyin fonksiyonlarında bozulma olur.Bunun sonucunda otizm denen çocuklarda ince motor fonksiyonlarında bozulma ,yani tek başına yemek yiyememe,üst baş yiyememe..gibi,duygu değişimi ve takıntı, barsak sisteminin iyi çalışmaması,vücudun savunma mekanizmasının zayıflama ve buna bağlı sık hastalanma..vb oluşur.Hasar daha ağır olursa belirtilerde daha ağır olur.

Görüldüğü gibi otizm psikolojik bir hastalık değil, psikolojik belirtiler içeren beyin ve sinir hasarı hastalığıdır.Mutlaka tedavi edilmelidir.

Çocukluk ve ergenlik döneminde öğrenmeyi zorlaştıran ve genel vücut direncini düşüren diğer önemli etken kötü beslenme alışkanlığıdır.Maalesef günümüzde organik ve katkı maddedesiz gıda bulmak hemen hemen imkansız hale gelmiştir.Bunun yanında sıkça tüketilen hazır gıdaların besin değeri olmadığı gibi,şişmanlığa da sebep olması ayrı bir sorun haline gelmiştir.İyi beslenememek, vücudu özelliklede beyni,bir çok vitaminden ve yararlı besin maddesinden yoksun bırakır.Beyin enerjisini tam alamadığı için , işlevini de gerektiği gibi yapamaz. Bunun sonucunda dikkat dağınıklığı,algılama bozukluğu,öğrenme güçlüğü olur.Ayrıca bağışıklık sistemi zayıfladığı için, bir çok hastalığnda oluşması kolaylaşır.Bunun için çocuklarımızın beslenmesine özen göstermeli zaman zaman kan tahlili yaptırarak vücuttaki minareler ve vitaminle kontrol edilmelidir.

Yeni doğan bebeklerde anne sütünün önemi büyüktür.Anne sütü ilk altı ay yeni doğanın tüm besin ihtiyacını karşılar.Yapılan araştırmalar anne sütü ile beslenen çocukların zeka seviyesinin daha fazla olduğunu kanıtlamıştır.Özellille doğumdan sonra verilen ilk süt ,ilk aşıdır.

ÇOCUKLARDA ZİHİN AÇAN GIDALAR

Beyin vücudun en çok beslenmeye ihtiyaç duyan organlarının başında geliyor. Hali hazırda gelişimini devam ettiren bir beyin ise daha da fazlasına ihtiyaç duyar. Okul döneminde çocuğunuzun algılarını açık tutmak ve konsantrasyonunu arttırmak elinizde. İşte mucize besinlerden bazıları:

BALIK
Yağlı balıklar beyin büyümesi ve fonksiyonu için temel öneme sahip olan DHA ve EPA omega-3 yağ asidi kaynağıdır. Beslenmelerinde bu yağ asitleri bol bulunan kişilerin genel yetenek testlerinde daha başarılı oldukları bilinmektedir.

YAĞLI TOHUMLAR
Badem, fındık, ceviz, fıstık gibi yağlı tohumlar içerdikleri omega-3 ve omega-6, magnezyum ve çinko ile beyin gelişiminde ve hafızanın güçlendirilmesinde önemli rol oynarlar.

YUMURTA Yumurta iyi bir protein kaynağı olduğu gibi, sarısında bulunan kolin bellek gelişiminde önemli bir rol oynar.

RAFİNE OLMAYAN TAHILLAR
Beynin sürekli glukoza gereksinimi vardır. Rafine olmayan tahıllardaki lifler vücutta glukozun salınmasını düzenler. İlaveten sinir sistemini sağlıklı kılan B vitaminleri içerirler. Bulgur, çocuklar için hem besleyici hem de sevdikleri bir tahıl seçeneğidir. Yulaf, hem zengin bir enerji kaynağı olmasının ve bol lif içermesinin yanında sinir sisteminin tam kapasiteyle çalışması için gerekli olan iyi bir E ve B vitamini, potasyum ve çinko kaynağıdır.

ÇİLEK, FRENK ÜZÜMÜ, YABAN MERSİNİ, BÖĞÜRTLEN, AHUDUDU
Bu koyu renkli meyve ailesi yüksek düzeyde antioksidan içerir. Göz, diş eti ve genel sağlık için gerekli A vitamini ve C vitamini içerirler. Çalışmalar belleği güçlendirdiklerini göstermiştir.

BAKLAGİLLER
Protein ve kompleks karbonhidrat artı lif deposu olan baklagiller, bol miktarda vitamin ve mineral içerdiklerinden özellikle öğle yemeğinde yendiklerinde çocuğun zihinsel faaliyetlerinin öğleden sonra yüksek düzeyde kalmasına yardımcı olurlar.

RENKLİ SEBZELER Domates, bal kabağı, havuç, ıspanak, beyin hücrelerine güç ve sağlık veren antioksidan kaynaklarıdır.

SÜT VE YOĞURT
Süt ürünleri, güçlü kemik ve dişler için gerekli D vitamini ve kalsiyum içermelerinin yanı sıra enzimlerin yapımı için gerekli protein, karbonhidrat ve B vitaminleriyle doludur.

ET
Ette bulunan demir, çocukların okuldaki enerjileri ve konsantrasyonları için temel öneme sahip bir mineraldir. Yağsız et, en iyi emilebilir demir kaynaklarından biridir. Ette ayrıca belleğe yardımcı olan çinko ve bazı B vitaminleri bulunur.

Ailenin huzurunu ve dengesini tehdit eden olaylar arasında okul başarısızlığı önemli bir yer tutar. Tabii ki çocuğun okul başarısızlığının tek sebebi hastalık değildir.

1)Ailedeki sorunlar anne, babanın çocuğa karşı tutumu, çocuktan yapabileceğinden fazla başarı istemek.

2)Okulun ve okuldaki öğretmenlerin etkisi.

3)Maddi manevi sınırlı olanakların etkisi.

4)Arkadaşların etkisi.

5)Çocuğu yaşından daha önce okula göndermek, yani fiziksel olgunlukta eksiklik okul başarısını etkiler. Fakat bunlar psikolojik hadiselerdir. Herhangi bir hastalığın sonucu değildir. Yukarıdaki saydığım hadiseler iyi tespit edilirse, durum düzelir.

Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler