İSTANBUL (İHA) - Normandy Altın Madeni'ni 44.5 milyon dolara alan Koza Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, Türkiye'de 6 bin tonun üzerinde altın potansiyelinin bulunduğunu belirterek, toplam 400 milyar dolarlık katma değerin toprak altında kalmasın izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Koza Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin her yıl 4 milyar dolar tutarında altın ithal ettiğini ifade ederek, toplam 400 milyar dolarlık katma değer taşıyan Türk altın rezervlerinin daha verimli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Akın İpek, Türkiye'de 6 bin tonun üzerinde altın potansiyelinin bulunduğunu vurgulayarak, çeşitli ön yargılarla bu değerlerin toprak altında kalmasına izin verilmemesi gerektiğini ifade etti. İpek, "Koza, Türkiye'nin altın ithalatı için her yıl yurt dışına ödediği 4 milyar doları zaman içinde yurt içi kaynaklarından sağlamayı hedefleyen ilk ve tek Türk altın şirketidir" dedi.
Bergama'da çevre ve insan sağlığı açısından her türlü yasal gerekliliğin yerine getirildiğini söyleyen Akın İpek, uluslararası standartlarda gerçekleştirecekleri üretim ile 4 milyar dolarlık altın ithalatını düşürmeye çalışacaklarını ifade etti. İpek şunları söyledi:
"Bergama'da kurulu Altın madeni ile ilgili olarak açılan dava ve Yargı kararları, Eurogold'un 1990 yılındaki ilk müracaatına verilen olumlu görüşten sonra muhtemel risklerden bahisle izinlerin iptali için açılan dava ve kararlardır. Geçmişte bahsi geçen muhtemel riskler özetle, madenden atık havuzuna pompalanan atık da bulunan siyanürün deprem, buharlaşma, sızıntı veya başka bir nedenle doğaya karışması ihtimalidir. Yeni mevzuata ve uluslar arası standartlara göre en kapsamlı şekli ile tamamlanan ÇED raporunda ortaya çıkan gerçek ise tesisin zararlı atık üretmediği, depolamadığı ve doğaya karışacak her hangi bir atığın var olmadığıdır. Atık barajında su ve doğal çamurdan başka bir şey depolanmamaktadır. Bunun yanı sıra iddia edildiği gibi Bergama Altın Madeni siyanürle altın aramamaktadır. Bu durum sözü edilen bütün muhtemel risklerin tamamen ortadan kalkması demektir."
Yeni çalışma izni için gereken bütün işlemlerin tamamlandığını, ilgili kamu kurumlarınca baştan sona madenin hassasiyetle incelendiğini anlatan Akın İpek, Türkiye'nin altın madenlerinin haksız yere kapanmasına, Türkiye'nin izin vermeyeceğine inandıklarını söyledi. Bölge halkının ve samimi çevre örgütlerinin kuşkularının gerektiği gibi giderildiği taktirde altın madenlerinin açılmasına destek olacaklarına inandığını kaydeden İpek, "Avrupa Birliği'nin en iyi teknikler dokümanında örnek gösterdiği, Türkiye'nin altın hazinelerinin anahtarı hükmünde olan bir tesisi, çevreye ve insan sağlığına zarar verme riski olmamasına rağmen, tamamen önyargı ve eksik bilgi nedeni ile kapatmak, ülkenin altın rezervlerinin kapısına mühür vurmak, tarihi bir hata ve Türkiye için telafisi çok zor bir kayıp olur. Devletimizin yetkili kurumlarının bu tahribata müsaade etmeyeceğine inanıyoruz" diye konuştu.