Afetzede vatandaşların yaşam mücadelesi

HAKKARİ (İHA) - Terör olaylarının sona ermesiyle birlikte köylerine geri dönen vatandaşlar, Hakkari depreminde evleri de yıkılınca, adeta kendi kaderlerine terk edildiklerini söylediler.

Bölgede meydana gelen olaylar sebebiyle 1995 yılında güvenlik gerekçesiyle boşaltılan Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne bağlı Kayalık ve Kazanlı Köyü sakinleri, huzurun sağlanmasıyla birlikte 2003 yılında tekrar köylerine dönüş yaptı. 30 haneli ve 200 nüfuslu Kayalık ve Kazanlı Köyü sakinleri, çok zor şartlarda yaşam mücadelesi vererek hayatta kalmaya çalışıyor. Okul, sağlık ocağı, telefon, elektrik ve içme suyunun olmadığı köyde vatandaşlar, harabeye dönen evlerini yeniden onardıklarını, ancak 1 ay önce meydana gelen depremde çok sayıda evin hasar gördüğünü belirtti. Elektrik olmaması sebebiyle gaz lambası kullanan köylüler, erzakları tükenince de topladıkları mısırları öğüterek yiyecek ihtiyaçlarını gideriyor.

Reklam
Reklam

İran-Irak sınırında çok zor şartlarda hayatta kalma mücadelesi verdiklerini belirten Abdurrah Demir isimli vatandaş, kendilerine sahip çıkılmaması halinde Irak'a göç etmek zorunda kalacaklarını söyledi. Hakkari depremi sonrasında evlerinin hasar görmesine karşın devletten hiçbir yardım almadıklarını ileri süren Demir, "Biz burada ölüme terk edildik. Ölen insanlarımızın mezarlığa defnedilmesi için tabutu bile bizler yapıyoruz" dedi.

Devletten köylerine yıkılan evlerinin onarılmasını, telefon, elektrik, su ve okul gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını isteyen Demir, yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı:
"Terör olayları sebebiyle 1995 yılında köylerimiz boşaltılarak şehre göç etmek zorunda kaldık. Şehirde yaşamın zor olduğunu görünce tekrar köyümüze geri döndük. Ancak köylerine geri dönen insanlar daha önce bıraktığı hiçbir şeyi aynısı gibi bulamadı. İnsanlarımız köylerinde çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kış aylarında yolumuz kapalı olduğu için erzaklarımızı ve diğer ihtiyaçlarımızı yaz mevsiminde stok ediyoruz. Ekmek pişirmek için unumuz bitince bu kez yaz aylarında bahçemizde topladığımız mısırları öğüterek yeme ihtiyacını gideriyoruz. Elektrik olmadığı için halen yıllar öncesine ait gaz lambaları ile evlerimizi aydınlatıyoruz. Telefon olmadığı için dünya ile bağlantımız tamamen kesik. Deprem olmasına rağmen köyümüzde kim öldü, kim kaldı diye gelip soran hiçbir yetkili olmadı. Türkiye'nin değişik illerine yardımlar yağmasına rağmen köylerimiz bundan faydalanmadı. Evlerde yatalak hasta olmasına rağmen fakir olduğumuz için hastaneye götüremiyoruz. Okuyacak çocuklarımız, var okula gönderemiyoruz. Köylülerimiz bir parça ekmeğe muhtaç durumdalar. Yani hayvan gibi bir hayat sürdürüyoruz. Devletin bize sahip çıkmasını istiyoruz."

Reklam
Reklam
Haberin Devamı İçin Tıklayın