ANKARA (ANKA) – Baykal, Başbakan Erdoğan’ın, “Asıl Atatürkçü biziz” sözlerini ise, “Acaba Atatürk orada olsa idi sen orada olabilir miydin? Ben tabii Atatürk'e Başbakanın sahip çıkmasından gurur duyarım ama ben inanmıyorum” şeklinde değerlendirdi.
Baykal, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, 10 ve 13 Kasım tarihlerinde TBMM Genel Kurulu’nda yapılan “demokratik açılım” görüşmelerini değerlendirdi.
Baykal, açılım ile ilgili tespitlerini ifade ettiklerini, ortaya çıkan yanlışlıkları çok kapsamlı bir şekilde dile getirdiklerini söyledi. Baykal, Gelinen noktada, Hükümet’in, ortamı yeniden şekillendirmeye yönelik bir çaba içerisine girdiklerine tanık olduklarını söyledi.
-"BAŞBAKAN OLAYI “AKP-CHP” KAVGASI GİBİ GÖSTERİYOR"-
Hükümetin, gelen tepkiler karşısında tutuştuğunu öne süren Baykal, Başbakan Erdoğan’ın, olayı bir “CHP’ye saldırarak, suçlayarak, AKP-CHP kavgası” gibi gösterdiğini belirterek, asıl olayı milletin gözünden saklamaya çalıştığını savundu.
Baykal, Hükümetin “açılım” la çok yanlış bir işin içine girdiğini dile getirerek, AKP iktidarına şu suçlamaları getirdi:
“Olay şudur; Türkiye'de bu iktidar 86 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir iktidarın aklından bile geçirmediği çok yanlış işin içersine girmiştir. Türkiye’nin bir ulus devleti olarak kurulduğu günden bu yana biz daima kimliğimizi geliştirmeye, kökleştirmeye ve Türkiye’nin kendi içindeki etnik kimliklere ne olursa olsun, bütün insanlarımızı aynı milletin vatandaşları olarak toplumda söz sahibi olmalarını, hukuk sahibi olmalarını, hiçbir zaman etnik kökeni resmi kabul olarak görmedik. Etnik kökeni ne olursa olsun, aynı milletin vatandaşı kökleşti oturdu ve yerleşti. Türkiye kurulduğu günden bu yana daima bu kimliğimizi geliştirmeye. Etnik kimliği ne olursa olsun bu milletin bir parçası olduğu amacıyla yönetildi. Artık Türkiye'nin bir millet olduğu aynı cevherin damarı olduğumuz bilinci yerleşti. Hep beraber bu sürecin bu kritik aşamasında ilk kez AKP çıktı dedi ki, ‘önemli olan bizim etnik farklılığımızdır. Ülkeyi ayrıma sokacağız, anayasayı değiştireceğiz’ demeye başladılar. ‘Ülkede etnik eğitim ayrımını gerçekleştireceğiz’ dediler. PKK'nın hedefi de budur. Türk milletinden ayrı bir kimlik çıkarmak. ‘Biz bu milletin parçası değiliz ayrı milletiz’ yaklaşımı içerisine girdiler. Olay budur. Ama bunun herkes farkında değil.”
-"PKK TERÖRLE ELDE EDEMEDİĞİNİ ELDE ETME NOKTASINA GELMİŞTİR"-
Demokratik açılımı bir “tezgah” olarak değerlendiren Baykal, “Kimse fark etmesin diye, devletin milli eğitiminin içine bir de etnik eğitim söylemi sokulmaya çalışılıyor. Bu da şimdiki Anayasa'ya aykırıdır. Bu tezgahın içinde yer alan bakan, başbakan kimse Anayasa'ya uygun değildir” dedi.
PKK’nın 25 yıldır terörle elde edemediğini, bu süreçte elde etme noktasına geldiğini savunan Baykal, “Bize Başbakan cumhuriyet öncesini örnek gösteriyor. Atatürk dediği gibi İslam toplulukları olarak geldik ama bugün hepimiz bu milletin parçasıyız. Şimdi milleti ayrıştırmaya kalkacaksın, bu milleti kimse ayrıştırmaya kalkmasın” diye konuştu.
“Bölücülük ayrı demokrasi ayrı” diyen Baykal, demokraside. Demokraside bölücülüğün olmadığını, “Bunu biz dedik ya; Başbakana, o ne diyor; ‘ sen de gericisin’ diyor. Bölücülüğü bana gerici diyerek kapatamazsın. Ben bu durumda da saptırmaya alet olmam” dedi.
-"ATATÜR OLSAYDI SEN ORADA OLABİLİR MİYDİN?"-
Hükümetin demokratik açılımı TBMM Genel Kurulu’na 10 Kasım’da getirmesine yönelik eleştirilerini sürdüren Baykal, CHP’li bazı milletvekillerinin açtığı pankartlı eylemi ise savundu. Baykal şöyle dedi:
“İş çığırından çıkarılmaya çalışılıyor. 90 yıldır ulusal bütünlük politikası uygulanıyor. Sen tutuyorsun 10 Kasım'da yapıyorsun. Bunu 10 Kasım'da pankart açınca da çileden çıkıyorlar. Başbakan ‘Asıl Atatürkçü biziz’ diyor neymiş Atatürk mezardan çıkıp gelirse, Atatürk bizi defedermiş. Acaba Atatürk orada olsa idi sen orada olabilir miydin? Ben tabii Atatürk'e Başbakanın sahip çıkmasından gurur duyarım ama ben inanmıyorum.”