Denktaş, Gül'le telefonda görüştü

LEFKOŞA (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 24 Mart'ta Cenevre'de başlayacak dörtlü konferansa katılmayacağı yönündeki kararında değişiklik olmadığını açıkladı.

Bugün akşam saatlerinde bir kabulü sırasında gazetecilerin sorularına karşılık gündemdeki son gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunan Denktaş, bugün Rum tarafından bir de belge aldıklarını açıkladı. Kendisini arayan TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e kararında değişiklik yapamayacağını söylediğini belirten Denktaş, bununla ilgili detaylı değerlendirmesini birer mektupla Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da bildirdiğini kaydetti. Denktaş, İsviçre'ye gitmeyeceğinin BM'ye de bildirildiğini açıkladı.

Reklam
Reklam

Görüşmelerde Rumların ve BM'nin kendi istekleri doğrultusunda bir sonuca ulaştırma gayreti içinde olduklarını belirten Denktaş, Türk tarafının üzerinde ısrarla durduğu derogasyonlar konusunda ise Avrupa Birliği'nin garanti etmesi istenilen hakların verilemeyeceğinin de en nihayet kendilerine bildirildiğini açıkladı. Denktaş, referandumda, kabul edilemez durumdaki bir anlaşmaya halkın "evet" demesi halinde kendisinin bu görevden istifa etmesi gerekeceğini de bildirdi.

Denktaş, "Yani bile bile 2-3 yılda bu halkı tamamen harap edecek bir anlaşmaya bu halk, göz göre göre evet dedirtilmişse- aldatılarak veyahut öyle düşündüğü için- halkın kararına saygımız olacaktır. Ama benim bu sorumluluğu devam ettirmem mümkün olmayacaktır. Bu da benim şahsi hakkımdır. Herhalde teslim ederler. Onun için her şey bulunacak anlaşmaya bağlıdır. Anlaşma nasıl gelirse, bunun hakkında hepimiz tekrar konuşacağız, değerlendirme yapacağız" dedi.

Reklam
Reklam

"GÜL LÜTFETTİ, BENİ ARADI" Denktaş, TC Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile telefon görüşmesi ve İsviçre'ye gitmeme kararında değişiklik olup olmadığı yönündeki soruya karşılık şunları kaydetti:

"Sayın Gül'e, bu kararımın sürpriz olmaması gerekirdi. Kendisine, daha önce resmi olarak iki kez benim 22'sinden (Mart) sonra devam etmeyeceğim duyurulmuştu Türkiye'ye.. Sürpriz değildi. Kendisi lütfetti beni aradı. Ben de o saat Sayın Başbakana ve Cumhurbaşkanı'na yazdığım mektupları imzalamakla meşguldüm; onu söyledim kendisine. 'Detaylı bir şekilde değerlendirmemi size gönderiyorum. Acele gelecektir' dedim; ve kararımda bir değişiklik yapamayacağımı; çünkü görüşmelerde Rumların tutumlarını, genel sekreterlerin tutumunu iyice değerlendirmiş olduğumu; bizi kendi istedikleri doğrultuda bir sonuca götürmek için bir uğraş vardır. Bizim söylediklerimizi kaale alan taraf yoktur."

Reklam
Reklam

Denktaş, Türk tarafının üzerinde ısrarla durduğu derogasyonlar konusunda ise Avrupa Birliği'nin garanti etmesi istenilen hakların verilemeyeceğinin en nihayet kendilerine bildirildiğini açıkladı. Denktaş şöyle konuştu:

"Üzerinde bizim 'derogasyon' diye, 'ayrıcalık' diye durduğumuz konular var. Türkiye de ısrarla bunun üzerinde duruyordu çünkü bunları Avrupa Birliği garanti etmezse, birincil yasası 'primary law' denilen kısma almazsa, bize verilen haklar kağıt üzerinde kalmaya mahkum haklardır. Bunların verilmeyeceğini en nihayet bize son 2-3 gün içerisinde söylediler; 'Bunlar verilemez' diye."

"HÜKÜMETİMİZİ TAM YETKİYLE GÖNDERİYORUZ" Dörtlü konferansa tam yetkiyle gönderilecek hükümetin, orada Türkiye'nin de yardımlarıyla, kendisinin alamadıklarını almasının en fazla kendisini sevindireceğini kaydeden Denktaş sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"Dolayısıyla ben bu ikinci safhaya da girersem halkıma yanlış bir haber; yanlış bir ümit vermiş olacağım. Hükümetimizi tam yetkiyle gönderiyoruz. Yanlarında yetişmiş insanlarımız olacaktır. Benim görüşmelerde alamadıklarımı alırlarsa, -Türkiye'nin de yardımıyla- bundan en başta sevinç duyacak olan ve alkışlayacak olan benim. Bulamadıkları takdirde, hiç olmazsa halkıma, şimdiden zorlukların haberini vermiş oluyorum. Artık kimse bizi suçlayamaz. Çünkü iş halka kalmıştır. Halkımıza biz güveniyoruz. Kendilerine gerçekleri söyledikten sonra kararı kendiler verecek. Neticeyi kendiler hep birlikte çekeceklerdir.

Onun için benim geride kalmam gayet doğaldır. Görüşmeleri sabote etmek için yaptığım bir şey değildir. Ama gidişatı iyice gördükten sonra yapay bir anlaşma, yapay bir sonuç ve ondan sonra 'başınıza gelenleri çekin' dercesine bir yaklaşımı var yabancıların. Bunları gördükten sonra böyle netice vermeyecek görüşmelere devam etmemin hiçbir manası olamazdı. Bunları kendisine anlattım. Zaten yazılısını da gönderdik."

Reklam
Reklam

Özellikle istenilen derogasyonlar alınamayacağına göre herkesin iyice düşünmesi gerektiğini de söyleyen Denktaş, "Yapılacak bir anlaşmanın hükmü, üzerine yazıldığı kağıt kadar olacaksa bunun kıymeti harbiyesi yoktur" dedi.

MAL-MÜLK MESELELERİ Cumhurbaşkanı Denktaş, mal-mülk konusunda Rumların dahi geleceğe yönelik endişeleri bulunduğunu belirtirken, hiç olmazsa bu mal-mülk konularının, olası kavgayı ortadan kaldıracak şeklide, insafla halledilmesini arzuladıklarını, ancak kimsenin buna yaklaşmadığını söyledi.

"Dolayısıyla ben görüşmelerin devamını istiyorum" diyen Denktaş, görüşmelerin devam edeceğini ve bunda kendisinin İsviçre'ye gitmemesinin hiçbir etkisi olmayacağını ifade etti. Denktaş, kendisinin başaramadığının orada başarılmasının herkesi memnun edeceğini yinelerken, "Burada başaramadığımızı orada da başaramazlarsa kimse gelip bize zafer çığlıkları atmasın. Halkımıza gerçekleri söylesin. Ümit ederim ki gerçekleri birlikte söyleyeceğiz " şeklinde konuştu.
Denktaş, TC Dışişleri Bakanlığr'f0ımı; çünkü görı Müsteşar Yardımcısı Baki İlkin'in KKTC'ye geleceği yolundaki haberlerin hatırlatılması üzerine ise, "Baki Bey sık sık geliyor. Yine gelebilir. Anormal bir şey yok orada. Sık sık gelip durumu takip ediyor" açıklamasında bulundu.
Denktaş, bugün Rum tarafından bir de belge aldıklarını açıkladı. Belgede, Beşparmak Dağlarındaki bayrağın anlaşma imzalanır imzalanmaz ya ortadan kaldırılması ya da Rumların görmemesi için üzerinin örtülmesi şeklinde bir talepte bulunulduğunu ifade eden Denktaş, bunu "tuhaf ve ilginç" bulduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

BM'YE DE İLETİLDİ Denktaş, bir başka soru üzerine, İsviçre'ye kendisinin gitmeyeceği, hükümetin gideceği yönündeki kararın BM'ye de iletildiğini kaydetti.

Hafta sonu Türkiye'ye ziyareti olup olmayacağının sorulması üzerine ise Denktaş, bunun gazete haberi olduğunu, böyle bir ziyaret planlanmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı, "dörtlü konferansta, hükümetin statüsü konusunda bir sıkıntı çıkar mı? BM nezdinde sizin yetkilendirme yapmanız gerekir mi" sorusuna ise, "Çıkmaması gerekir. Eğer kötü niyetleri yoksa, bunu bahane bilerek kendileri de bir yerden kaçmak istemiyorlarsa çıkmaması lazım. Çünkü hükümet de benimle birlikte bu görüşmelere devam etti. Benim kadar ehildirler ve ehliyetlidirler" yanıtını verdi.

Denktaş, Rum tarafının kendisinin olmayacağı bir anlaşmada sistemin yürüyemeyeceğine dair iddialarının hatırlatılıp anlaşma aşamasında bunun sorun oluşturup oluşturamayacağının sorulması üzerine de şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

"İmzalama aşamasına geldiğimizde.. Ne zaman geleceğiz. Referandumdan sonra mı? Referandumdan evvel ise ve bizim istediklerimiz bunun içinde yoksa, tabiatıyla bunu kimse imzalamaz. Referandumdan sonraysa; halk referanduma 'evet' demişse ve bu kabul edilemez bir durumdaysa hala, benim zaten bu görevden istifa etmem lazım. Yani bile bile 2-3 yılda bu halkı tamamen harap edecek bir anlaşmaya bu halk, göz göre göre evet dedirtilmişse - aldatılarak veyahut öyle düşündüğü için- halkın kararına saygımız olacaktır. Ama benim bu sorumluluğu devam ettirmem mümkün olmayacaktır. Bu da benim şahsi hakkımdır. Herhalde teslim ederler. Onun için her şey bulunacak anlaşmaya bağlıdır. Anlaşma nasıl gelirse, bunun hakkında hepimiz tekrar konuşacağız, değerlendirme yapacağız."

Haberin Devamı İçin Tıklayın