Eskiden evde internet bağlatmak için yaşadığımız 10 çile

Bugün bir Wi-Fi şifresi almak ya da mobil ağa bağlanmak ne kadar kolay değil mi? Halbuki günümüzde sahip olduğumuz olanaklar bir anda yoktan var olmadı. Aksine adım adım ve epey uzun bir sürede yaşanan gelişmeler sonucu bugünkü halini aldı. İnternetin ilk yıllarında ne günümüzdeki kadar hızlı ne de stabil bir bağlantı vardı. Hatta sürekli yaşanan kopmalar sıradan problemlerdi.

Gelin, bugünkü halimizin ne kadar iyi olduğunu hatırlatacak efsane dönemleri hatırlayalım. İşte hatırlayanların gözlerini dolduracak en bilindik internet çileleri!

1. Bekledikçe uzayan dilekçe süreleri.

Önceden internet şimdiki kadar erişilebilir bir şey değildi ve eve internet bağlanmak öyle bir tıklamayla olmuyordu. Aksine, sayısı sınırlı ana bayiliklere gidip uzun sıralar beklemek, dilekçeler vermek ve kim bilir kaç hafta beklemek gerekiyordu. Ağır aksa ilerleyen bu sistem günün belirli saatleri çalıştığından sıranın size gelmesi bazen ayları bulabiliyordu. Sonunda eve modem bağlamaya gelen ekip ise sizi yepyeni sorunlarla karşılıyordu.

Reklam
Reklam

2. Modeme ve kabloya dokununca bağlantının saatlerce kopması.

Eve internet bağlanması pek görüldük bir şey değildi ama internetin bağlı olduğu evlerde de sorunlar bitmiyordu. Mesela internet bağlantılı evlerde modeme veya modem kablosuna dokunmak en büyük suçlardan biriydi. Çünkü elini o kutuya sürmek bile internetin kopmasıyla sonuçlanıyor, üstüne üstlük kopan bağlantı bazen günlerce yerine gelmiyordu. Wi-Fi olmayan dönemlerde çekim gücünü yakalamak gerçekten zor işti.

3. Telefon hattının işgali.

Şimdi çok garip gelse de önceleri internet ve sabit telefon hattı aynı şeydi. Yani telefonun çalması interneti, internetin kullanılması telefonu engelliyordu. İki sistem aynı hat üzerinden çalıştığından, internet genellikle günün akşam saatlerinde rahatça kullanılıyordu. Çünkü akıllı telefonların, hatta cep telefonlarının bile olmadığı dönemde ev telefonları gün içinde susmak bilmiyordu.

4. O efsane ses.

Bir de internet bağlantısının kurulduğunu gösteren bir ses vardı ki kimileri için ASMR anlamına geliyor, kimilerinin ise stres katsayısını artırıyordu. Korkunç, mekanik ve tiz seslerden oluşan bu cayırtı silsilesinin sonlanmasını herkes bir umut bekliyordu. Çünkü sesler sonunda stabil bir hal aldığında bağlantı kurulmuş oluyordu. O anın bıraktığı başarı ve mutluluk hissi ise adeta Olimpiyat madalyası kazanmakla eşdeğerdi.

5. Sonsuz zaman diliminde yüklenen sayfalar.

İnternet bağlantısının olması internetin hızlı ve kullanışlı olduğu anlamına gelmiyordu. Çünkü bir sayfanın yüklenmesini ya da bir gif dosyasının açılmasını beklemek dakikalarca sürüyordu. Hatta bazen bir fotoğrafın ilk yarısı yükleniyor, kalanı ise asla yüklenmiyordu. Yani internet üzerinde elde edilecek bilgi ve eğlence erişimi oldukça sınırlıydı.

6. Korkunç internet faturası ve kota sınırları.

Bir de internette aşırı düşük olan kota sınırı ve fatura korkusu vardı. Herkesin bu kavramlara yeni yeni aşina olduğu dönemde, kota ayarını yapmak o kadar kolay değildi. Bu sistemleri şimdiki gibi akıllı sistemler üzerinden takip etmek de ihmalde yoktu. Sınırsız internet bağlantısı ise aşırı pahalı bir lükstü. Dolayısıyla günde 1 saati aşmayan internet erişimi bile aşılan kotalara ve aylık ödemesi güç faturalara yol açabiliyordu. Gün sonunda internette kimin ne yaptığı ise asla yanıtlanamıyordu.

7. Sürücü kurulum CD'leri.

Bir de internetteki tüm sorunları halletmek için dönem dönem ortaya çıkan kurulum ve güncelleme CD'leri vardı ki sormayın. Evet CD girişi için, elbette bilgisayarın buna uygun bir girişi olması gerekiyordu. Yani günümüzden epey uzak ve arkaik sistemler kullanılıyordu. CD'yi takıp adım adım sürücüyü kurmak ise hiç sanılan kadar kolay değildi, çünkü sürücüyü internetten indirip gerekli onayları yapmak resmen yıllar alıyordu.

8. Hızı saniyede 5 KB olan indirmeler.

Onca çabaya rağmen internetten bir şey indirmek istediğimizde de öyle rahat hareket edemiyorduk. Mesela küçük bir ses dosyasını veya şarkıyı indirmek bile 1-2 saat sürüyordu. Film ve benzer dosyaları indirmek birçok kişi için hayaldi. İnternetteki bu tür siteler ise henüz varlığına başlamamıştı. Özetle, nereye baksanız bir yükleme, indirme ve donma sorunu vardı.

9. Bilgisayarı kim kullanacak kavgaları.

Oldu ki bağlantı sağlandı ve internet erişimine açıklık getirildi, o zaman da evdeki problemler bitmiyordu. 40 yılda bir gelen özgürlüklerden olan internet erişimi, evdeki herkesi birbirine düşürüyordu. Zaten evin erişimi en zor köşesinde konumlanan bilgisayarı kimin kullanacağına karar vermek asla mümkün değildi ve tartışmasız sonuçlanmıyordu.

10. Erişimi kısıtlı olan internet odaları.

Bilgisayarlar da evin zor ulaşılan alanlarında konumlanıyordu. Yani öyle herkesin canı istedikçe ekran başına geçme şansı yoktu. Kontrol ise genellikle anneye veya babaya aitti. Adeta kutsal bir köşe gibi duran bilgisayar köşesine erişmeden önce o hafta derslerinde başarılı olmak, uslu durmak ve evin tüm kurallarını yerini getirmek gerekiyordu. Yoksa internet de bilgisayar da uzak bir hayalden başka bir şey olmuyordu.

</amp-ad>
Anahtar Kelimeler: