Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, sadece bir teröristin dağda gezebilmesi için kentte 10 işbirlikçisi olması gerektiğini ifade ederek, terörle mücadele konusunda en önemli etkenin işbirlikçilerle teröristlerin ilişkisini kesmek olduğunu vurguladı.
Orgeneral Büyükanıt, teröre karşı toplumsal destek çağrısıyla ilgili olarak da "Yayınladığımız bir bildiride teröre karşı toplumsal bir tepki istedik. Bu refleks şu çerçevede olmalı: Demokratik usullere uygun olmalı, şiddetten uzak olmalı, yasalara saygılı olmalı, siyasi amaçları olmamalı, teröre karşı duyulan üzüntü ve nefretin birleşkesi olmalı. Yoksa TSK'nın toplumsal çatışma niyeti asla olamaz" dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı'nın Isparta Eğirdir'e düzenlediği basın turu kapsamında önemli açıklamalar yaptı. Büyükanıt, sadece bir teröristin dağda gezebilmesi için kentte 10 işbirlikçisi olması gerektiğini belirtti. Terörle mücadele konusunda en önemli etkenin işbirlikçilerle teröristlerin ilişkisini kesmek olduğunu vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, "Terörist ne yiyecek ne içecek? İşte işbirlikçiler sayesinde oluyor bu. Terörle mücadelede yapılması gereken ilk şey bu işbirlikçilerin yok edilmesi"dedi.
TOPLUMSAL REFLEKS ŞİDDET İÇERMEMELİ
Orgeneral Büyükanıt şöyle konuştu:
"Yayınladığımız bir bildiride teröre karşı toplumsal bir tepki istedik. Bu refleks şu çerçevede olmalı: Demokratik usullere uygun olmalı, şiddetten uzak olmalı, yasalara saygılı olmalı, siyasi amaçları olmamalı, teröre karşı duyulan üzüntü ve nefretin birleşkesi olmalı. Yoksa TSK'nın toplumsal çatışma niyeti asla olamaz. Çok fazla dezenformasyon ortaya çıkıyor. Çıkan bu yanlış bilgileri düzeltmek için çok fazla enerji harcıyoruz. Bunu asıl işimizi bırakıp yapıyoruz. Bunların bir kısmı internetten ve yurtdışından geliyor. Örneğin Kuzey Irak'taki grupların internet sitelerinden bir çok şey geliyor. Bunlar çok fazla kafa karışıklığı ortaya çıkarıyor. Dış desteği olmayan terör örgütlerinin asla yaşama şansı yoktur. Bugün PKK terörünün de dış desteği vardır. Bu sadece silah anlamında değil. Bunun politik yönü de var. Bunu üzülerek bir kez daha ifade ediyorum müttefiklerimizin içinde bile dolaylı olarak destek verenler var. Böyle olunca bizim mücadelemiz bundan olumsuz etkilenebiliyor.
"BİR TERÖRİSTİN BİRDEN ÇOK ÜLKE İLE İRTİBATI VAR"
Bir tarihte Batman'da yapılan bir operasyonda 2-3 terörist etkisiz hale getirildi. Tesadüfen daha sonra bunlardan birinin daha sonra Diyarbakır'daki bir olayda işbirlikçilerin başındaki olduğu ortaya çıktı. Ele geçirilen belgeler ve irtibatlar beni korkuttu. Dağda taşta yaşayan insanın birçok ülke ile irtibatı var. Biri ile irtibatı kesseniz diğeri ile irtibatı devam ettiriyor. Bunun önüne geçmek askerin işi değildir. Eğitimsiz gönderilmez. Ayrıca görev yerlerinde tazeleme eğitimi yaparlar her bölgenin kendine göre özelliği var. Eğitim burada başlayıp burada bitmiyor. Dağ ve Komando okulu mükemmel bir seviyeye gelmiştir. Okulun konuşlandığı arazi bu tür eğitimler için ideal yapıdadır. Dolayısıyla size gerekli bilgiyi verebildiysek amacımıza ulaşmışızdır. Terörle mücadele konusunda bazı görüşleri size aktarmak için bugün buraya geldim."
"MUHTAR, İMAM PATLAYICI YERLEŞTİRİYOR"
TSK'nın uzun yıllardır terörle uğraştığını vurgulayan Büyükanıt, terörün neden bitmediği sorusuna da yanıt verdi. Terörün ekonomik ve sosyal buyutlarının terörün bitmesini engellediğini kaydeden Büyükanıt şöyle devam etti:
"Peki neden bitmiyor. Bunu soru-cevap periyodunda yanıt vermeye çalışacağım. Bir hususu özellikle vurgulamak istiyorum. Terörle mücadelenin silahla mücadele aşaması olduğu gibi aynı kararlılık diğer boyutlarda da uygulanmalı. Terörün ekonomik ve sosyal boyutları da var. Terörü besleyen hususlar askeri mücadelenin dışındaki hususlardır. Dolayısıyla bugün devlet tarafından hazırlanmış bir plan vardır. Bu planın çok iyi uygulanması lazım. Bu yapılmadığı zaman terörü besleyen kaynaklar devam edecektir. Genel kabul görmüş bir esas vardır. Bir teröristin dağda dolaşabilmesi için aşağıda en az 10 kişiye ihtiyacı vardır. Buna işbirlikçi diyoruz. Bir köyün muhtarı bir köyün imamı gidip patlayıcı yerleştiriyorsa terörle nasıl mücadele edeceksiniz. Terörist ne yiyecek, ne içecek? İşte işbirlikçiler sayesinde oluyor bu. Terörle mücadelede yapılması gereken ilk şey bu işbirlikçilerin yok edilmesi."
Orgeneral Büyükanıt, daha sonra sözü Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ'a verdi.
Orgeneral Başbuğ konuşmasına, Türkiye içinde ve dışında bulunan teröristlerin sayılarını vererek başladı. Yurtiçinde 1800- 1900, Türkiye dışında ise 3 bin 350 ile 3 bin 750 arasında değişen terörist varlığına dikkat çeken Başbuğ, toplam sayının da 5 bin 150 ile 5 bin 660 arasında değiştiğini vurguladı.
6 AYDA 64 ŞEHİT
Yurtiçinde en çok teröristin Siirt ve Şırnak illerinde olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, Irak'ın kuzeyinde de yaklaşık 2 bin 800 ile 3 bin 100 teröristin varlığından söz edilebileceğini kaydetti. Kış aylarında güvenlik kuvvetlerinin hiçbir kesintiye mahal vermeden etkinliğini sürdürdüğünü belirten Orgeneral Başbuğ, bölücü terör örgütünün bu süreler içinde 5 kez sözde ateşkes ilan ettiğini kaydetti. Terör örgütünün sıkıştığı an ateşkes ilan ettiğini kaydeden Başbuğ şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nden beklediklerini alamadılar. Mayıs ve Haziran aylarında eylemlerini artırdılar. Terör olmadığı zaman terör örgütleri beslenemez. Son dönemlerdeki terörist eylemlerde büyük bir artış var. 2007 yılı içerisinde 442 adet eylem gerçekleştirdiler. Yüzde 65'lik bir artış var eylemlerde. Bu eylemlerin 264'ü mayın ve plastik patlayıcı patlatmak şeklinde gerçekleşti. Bu mayınların 189'unu güvenlik kuvvetleri tesbit edip imha etti. 75 mayın ve plastik patlayıcı ise patlatıldı. Görülüyor ki güvenlik güçleri patlayıcı maddelerin yüzde 70'ini bulmuş ve imha etmiş."
Amerika Birleşik Devletleri'nin Kuzey Irak'ta 2007 yılı içerisinde 300'e yakın
kayıp verdiğini de belirten Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin de el yapımı plastik patlayıcı ve mayınlar nedeniyle yılbaşından bu yana 64 kayıp verdiğini açıkladı.
GÜBRE İLE PATLATIYORLAR
Bu yıl içerisinde 264 teröristin ölü olarak ele geçirildiğini de kaydeden Başbuğ, el yapımı plastik patlayıcılarla mücadelenin zorluklarına dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bölgenin ve kuvvetlerin büyüklüğü ve sürekli hareket halinde olması mücadeleyi zorlaştırıyor. El yapımı plastik patlayıcılar sadece teröristler tarafından değil işbirlikçileri tarafından da yollara ve yamaçlara döşeniyor. Plastik patlayıcılar hudutlardan ve büyük bölümü gümrük kapılarından giriyor. El yapımı plastik patlayıcıların hammaddesi amonyum-nitrat gübre. Bu gübrelerin içindeki azot oranına göre etki derecesi değişiyor. Tarım alanlarında kullanılan gübrelerin azot oranı yüzde 34. AB standartlarına göre bu oranın yüzde 7'e çekilmesi gerekir. Gübrenin içindeki azot oranın yüzde 26-28'e indirilmesi ve kontrollü satışı gerekir. 2006 ile 2007 yılları arasında bölgede 8 ilave tabur görevlendirdik. Terörle mücadele bir süreç. Hepimizin yüreklerin yakan zayiatlar veriyoruz. Bize düşen görev iç güvenlik zayiatını en aza indirmek. Bunun ilk yolu eğitim. Biz ne kadar mükemmel eğitirsek eğitelim, arazide eğitim yeterli olmayabiliyor. İkinci mücadele yöntemi de teknolojiden yararlanmak."
ANKA