Ankara İnşaat Müteahhitler Derneği (ANİMDER) Başkanı ve Türkiye İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili Tahir Tellioğlu, Mortgage'nin yeni 18 Ağustos acılarına yol açmaması uyarısında bulunarak, "Daha fazla can yanmadan, ocak sönmeden bir an önce müteahhitlik sektörüne bir mesleki disiplin getirilmelidir. Meslek belirli bir eğitimden geçerek yasal olarak sertifikasyon sistemine geçmelidir" dedi.
Tellioğlu, İstanbul Zeytinburnu'nda çöken bina ile ilgili olarak ise "Bize göre çöken bina değil, başı-dibi olmayan sistemden başkası değildir" ifadesini kullandı.
Başkent'te 3 bin 800 üyesi bulunan Ankara İnşaat Müteahhitler Derneği (ANİMDER) Başkanı ve Türkiye İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili Tahir Tellioğlu, 'zaman aşımına' uğrayan 18 Ağustos depremi davası, Zeytinburnu'nda çöken bina ve Mortagage ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Mortgage'nin özellikle inşaat sektörüne bir ivme kazandıracağı, vatandaşa kolay konut sahibi olacağına vurgusu yapılırken, hiç kimsenin 18 Ağustos depreminde binlerce insanın ölümüne neden olan inşaat sektörünün imalatçısı olan müteahhitlerin bireysel hatalarının dışına çıkamadığını belirten Tellioğlu, sonuçta Veli Göçer ve yargılanan diğer kişilerin zaman aşımı ile kurtulduğunu ancak acıların unutulmadığını kaydetti. ANİMDER Başkanı Tellioğlu, şunları kaydetti:
"Ben, 3 bin 800 müteahhit üyesi olan bir sivil toplum örgütünün başkanı olarak buradan şunu haykırarak ifade etmek istiyorum. Allah bir daha 18 Ağustos depremlerini bize yaşatmasın. Ancak bu ve buna benzer hadiseler yaşanırsa buradaki can ve mal kayıplarından ötürü 'mesleğim adına' vicdan azabı duymayacağım. Biraz vicdanları varsa, inşaat sektörünü yıllardır sahipsiz, başıboş ve ciddi anlamda mevzuatsız bırakan siyasilerin yüreklerine taş basmalarını bekleyeceğim. Peki neden 'mesleğim adına' vicdan azabı duymayacağım?
Günümüzde özel sektör konut müteahhitlik mesleğine giriş anlamında hiç bir çerçeve, kriter, önkoşul, mesleki yeterlilik ve birikim gibi 'yasal şartlar' aranmıyor. Bu ülkede müteahhit olmak o kadar kolay ki. Ticaret Odası'na ve Maliye'ye kayıt yaptıran herkes, istediği kadar konutun müteahhitliğini üstlenebiliyor. İsterse ertesi gün 3000 bin konutluk bir yapının müteahhidi olabilir. Hal böyle olunca önüne gelen müteahhit olup çıkıverdi. Gerisi malum. Müteahhitlikle uzaktan yakından ilgisi olmayan, birikimsiz, ehil olmayanlar binlerce insana 'kaliteli barınaklar' değil adeta 'mezarlar' inşa etti. Burada kim suçlu? Ehil olmayan müteahhitler mi, yoksa onları denetlemeyen, hesap sormayan, mesleki yeterlilik ve akreditasyon şartı aramayan sistem mi? Oysa bir çoğumuz ehliyetli şoför iken bir ticari takside ya da servis minibüsünde sertifikamız yoksa şoförlük yapamayız.
Hemen hemen tüm meslekte sertifika zorunluluğu aranırken, müteahhitler için neden bu düşünülmüyor? Bu işi yıllardır şerefiyle, namusuyla, kariyeriyle yapan gerçek müteahhitlere yazık değil mi? Onların ne suçu var?" Tellioğlu, Mortgage öncesi, daha fazla can yanmadan, ocak sönmeden bir an önce müteahhitlik sektörüne bir mesleki disiplin getirilmesini istedi.
Meslekte belirli bir eğitim sonrası yasal ve zorunlu olarak sertifikasyon sistemine geçmesini öneren Tellioğlu, "Yapı Denetim Sistemi Türkiye'nin 19 ilinde değil tamamına taşıyıcı sisteme indirgenerek uygulanmalıdır. Tüm bunlar yapılmaz ise bundan sonra yaşanacak 18 Ağustos ve yıkımlardan dolayı siyasi ve bürokratik sorumluların dökeceği gözyaşı 'timsah gözyaşları' anlamından öteye geçemeyecek. Son olarak İstanbul Zeytinburnu'nda çöken bina gibi görünse de bize göre çöken başı-dibi olmayan sistemden başkası değildir" dedi.
İHA