ANKARA (ANKA) - Günay, “Bu müze 2 Nisan’da 1980’de açılmış, 12 Eylül’de de darbe olmuş. Sanıyorum o dönemde devletin üst makamlarına gelmiş olanlara, devletin zenginliklerine armağan etmek yerini sağlamlaştırmanın temel yollarından biri olmuş, iş oradan başlıyor. Yerlerinde kalmak için devletin zenginlerini, o makamlarda oturanların makam cephelerini süslesinler diye gönderilmiş” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Resim-Heykel Müzesi’nde son olarak Hoca Ali Rıza’ya ait 13 karakalem çalışmasının çalınmasının ardından başlayan tartışmalar ilişkin basın toplantısı düzenledi. Resim-Heykel Müzesi’ndeki hırsızlık haberlerinin yeni olmadığını kaydeden Günay, “Bu tartışma 20 yılı aşkın zamandan bu yana aynı vahametle sürüyor. Sanki geçmişten bu yana yaşanan sorunların bugünlerde yaşanıyor gibi bir izlenim olması talihsizlik oldu” diye konuştu.
“Elimde resmi belgeler var, 1980 ortalarında 2000 başlarına kadar, bugüne kadar süren çeşitli denetim raporları var Bakan onayından geçmiş” diyen Günay şöyle konuştu:
“Müze 1980'de kurulmuş. 12 Eylül'den önce 1980'in başında müze açılınca çeşitli kurumlardaki sergilerin buraya devredilmesi istenmiş fakat ne yazık ki bir kısmı eksik gelmiş, gelenlerin bir kısmı düzgün kayda geçmemiş, bazısının reprodüksiyonları gelmiş. Gelen bazı orijinal yapıtların bir kısmı da zamanın yöneticileri tarafından, çeşitli kurumlar ve üst düzey yöneticilerine makamlarını renklendirmek, süslemek için gönderilmiş. Bir talihsizlik olmuş. Bu müze 2 Nisan’da açılmış, 12 Eylül’de de darbe olmuş Türkiye’de. Sanıyorum o dönemde devletin üst makamlarına gelmiş olanlara, devletin zenginliklerine armağan etmek yerini sağlamlaştırmanın temel yollarından biri olmuş. Oradan başlıyor. Yine lafı 12 Eylül’e getirdiğimi söyleyecek bazıları ama, iş oradan başlıyor. Yerlerinde kalmak için devletin zenginlerini, o makamlarda oturanların makam cephelerini süslesinler diye gönderilmiş.”
-2008’DE KAPSAMLI ÇALIŞMA BAŞLATILDI-
Bir çok eserin kayıtları olmaksızın çeşitli kurumlara dağıtıldığı, bir çok eserin eksik geldiği, 1996 tarihli raporla sabit olduğunu söyleyen Günay, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, 2006’da Uşak Müzesi’ndeki hazinenin kaybından sonra bütün müzeleri teftişe aldığını, Resim Heykel Müzesi’nin de 6 yıl restorasyon çalışmaları nedeniyle kapalı kalmasının ardından, 2008’in başında hizmete açıldığını kaydetti. Günay, “O tarihte bir müfettiş raporu tutulmuş, eskiden beri kayıp olduğu bilinen ya da kayda geçmiş eserler dışında, geri kalanlarının yerinde olduğu, orijinal olduğu konusunda rapor vermiş. Bu rapor yeterli görülmeyerek, 2008’in başında daha kapsamlı bir denetim başlattık. Bugün hala sürüyor. Bundan önce sayım sayılmış sadece, aslına uygun olmadığı konusunda yeterince tespit yapılmamış. Şimdi bir yıla yakın süredir özenle bu çalışma yapılıyor” dedi.
-KAMU’DAN 120 TABLO TOPLADIK-
Son yıllarda kendilerinin 120 kadar tabloyu kamu kurumlarından geri topladıklarını, kamu kurumlarına artık reprodüksiyon verdiklerini belirten Günay, “En küçük ihmali gördüğümde, teftişe ve yargıya yolluyorum. Benim için önemli olan devletin kültür varlıklarının korunmasıdır. Sorumlu hapse de girebilir, kılım kıpırdamaz” diye konuştu.
-TARTIŞMALARIN KİMLERE KADAR UZANDIĞINI BİLİYORUM-
Bakan Günay, 80’li yıllardan bu yana bu konudaki tartışmaları takip ettiğini ifade ederek, “Nelere kadar, kimlere kadar uzandığını biliyorum. Eski raporlara baktığınızda, meclisteki soru önergelerine baktığınızda, isim zikretmek istemiyorum, bunun muhataplarının kimler olduğunu, hangi dönemlere ait olduğunu, 1980 ile 2000 arasında nasıl yoğun bir tartışma olduğunu biliyorsunuz” diye konuştu.
-İSTEMİHAN TALAY’IN SORU ÖNERGESİNE VERDİĞİ YANITI OKUDU-
Kayıp eserler konusunda, 1980 yılından bu yana 100 civarında bir eser tartışması olduğunu kaydeden Günay, dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay'a işaret ederek, “2001 yılında o zamanki Bakanın bir soru önergesine yanıtta, 107 diye geçiyor. 1980’li yıllardan beri... onu da kurtarırsak, ‘eh’ diyeceğiz” dedi.
-ZİRAAT BANKASI 19 ESERİ GERİ VERMEMİŞ-
1996 yılında hazırlanan teftiş kurulu raporunu okuyan Bakan Günay, dönemin Ziraat Bankası Genel Müdürü’ne işaret ederek, müzenin açılışında gönderilen 19 eserden hiçbirinin, geri teslim edilmediğini belirtti. Günay, “1989, 1999, 2009, 20 küsür yıldan bu yana, bu tartışmalar gündeme gelmiş, rapora bağlanmış ama zaman aşıma uğratılmış. Bunlar ihmalin ötesinde ağır kusurlardır” dedi.
-ÜÇ OLAY VAR-
Bakan Günay, kendisinin göreve gelmesinin ardından 3 olayın yaşandığını belirterek, şu bilgileri verdi:
“Restorasyon çalışmaları sürerken 2007’nin sonlarında, çalışmalar sırasında bahçeden 2 obje çalınmıştı. Bununla ilgili soruşturma başlatıldı ve o dönemin yöneticileri değiştirildi. 2009’un başında da 3 tablo İstanbul’da satılmaya kalkılmıştı, tablolar bulundu ve yargılamalar devam ediyor. Bunun dışında herhangi bir çalıntı tartışması yok. 2000 yılından bu yana yeni bir tartışma yok. Bu arada 2007’deki sayımda var olduğu söylenen sonraki tartışmalarda fotokopi olduğu oraya çıkan Hoca Ali Rıza’ya ait 13 karakalem çalışmaları var. 2008’de orijinallerin bulunduğu iddia edilmişti, fakat komisyonumuz fotokopi olduğunu tespit etti ve emniyete bildirdik. Son tartışma budur. Bunun ötesinde, ne 4 bin tablonun yarısının yok edildiği, ne de 500’ünün kayıp olduğu gibi bir tartışma yoktur.”
-İBRAHİM ÇALLI’NIN SAHTE OLDUĞUNU KONUSUNDA KUŞKU VAR-
İbrahim Çallı’nın müzede sergilenen eserinin sahte olup olmadığının konusunda da Bakan Günay, “2 eserle ilgili komisyonun kuvvetli şüphesi var, ama raporlarını tamamlamadılar. Sergi denetimi bitti. Teşhirdeki eserler iki kez sayıldı. Sergide bunun dışında herhangi bir tartışma yok” diye konuştu.
-DERECEYE GİREMEYENDEN DEPO PARASI-
Bakan Günay, Resim Heykel yarışmalarında ürünleri dereceye girmemiş olan sanatçıların da en kısa sürede eserlerini buradan almalarını istedi. Günay, “Bu müzenin bir de onların bıraktığı eserleri depolama imkanı yok. Almadıkları takdirde kendilerine hem bir depo parası tebliğ edeceğiz, hem de eserlerini okullara, hastanelere dağıtacağız. Mayıs ayı sonuna kadar gelsinler eserleri alsınlar, yoksa kamu kurumunda aramak durumda kalacaklar” dedi.(ANKA)