ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nda eylemlerde çocukları kullananlara ceza öngörüldüğünü belirterek, çocuklarını bilerek ve isteyerek örgütün eylemlerine gönderen anne babaların da ceza alacağını açıkladı.
Adalet Bakanı Çiçek, açıklamasında, bilerek ve isteyerek yapılan yardımların nasıl tespit edileceği sorusu üzerine mahkemelerin bu konudaki tecrübeleriyle bunları tespit edeceğini ifade etti. Bakan Çiçek, "İtiraf edebilirler, şahitlerle ispat edilebilir, belge olabilir, delillerle ispat edilebilir. İsteyerek yaptığı konusunda çok kesin delil yoksa suç teşkil etmeyecek" dedi. Terör tanımının neden değiştirilmediği sorusu üzerine Çiçek, AB içinde terörün tanımı üzerinde mutabık kalınmadığına işaret etti.
Türkiye şartlarına göre bu tanımın yapıldığını belirten Çiçek, mevcut Terörle Mücadele Yasası'nın 1. maddesinin Türkiye'deki ihtiyacı karşıladığı kanaatinde olduklarını bildirdi. Çiçek, şu anda Türkiye'de içi doldurulan bir tanım bulunduğunu kaydederek, bu safhada onu değiştirmeyi uygun görmediklerini dile getirdi. Çiçek, Avrupa Komisyonu'nun terör tanımının Terörle Mücadele Yasası'na uyarlanmasının suçluların iadesini kolaylaştıracağı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine ise AB ülkelerinin bu tanımı iç mevzuatlarına uyarlamadıklarına işaret etti. Çiçek, "Öyle olsaydı kendi iç hukukumuz bakımından değerlendirirdik" dedi. Çiçek, tasarıda gözaltı süreleriyle ilgili bir hüküm bulunup bulunmadığı sorusu üzerine bunun bir Anayasa değişikliği gerektirdiğini, tasarının bir kanun tasarısı olduğunu, Anayasa değişikliği olmadığını söyledi. Tasarıda çocukların eylemlerde kullanılması ile ilgili bir düzenleme olup olmadığı sorusu üzerine Çiçek, çocukları eylemlerde kullananlara ceza verileceğini ifade etti. Terör suçlarının kasten işlenen suçlar olduğunu vurgulayan Çiçek, çocuğunu bilerek eylemlere gönderen anne babanın da ceza alabileceğini söyledi. Çiçek, "Bir anne ya da baba çocuğunu bilerek örgütün toplantısına gönderiyorsa, teşvik ediyorsa, bilerek, isteyerek bunu yapıyorsa cezalandırılır. Bu kanunun hedefi sade vatandaşlar değildir. Doğrudan doğruya o örgüttür, ona destek veren kişilerdir" diye konuştu. Yerli yersiz insanları bu kapsamda değerlendirmenin yanlış olacağına işaret eden Çiçek, masum insanların tedirgin edilmemesini istedi. Terörün hedefinin korkutma, yıldırma, sindirme, toplumda panik havası yaratma olduğunu kaydeden Çiçek, bu işin terör olduğunu bilmeyen masum bir insanın cezalandırılmasının söz konusu olmadığını ifade etti.
Bakan Çiçek, terör örgütüne söylem ve eylemleriyle destek veren sivil toplum örgütlerine ilişkin bir cezanın öngörülüp öngörülmediği sorusu üzerine tüzel kişiliklerin faaliyetleri çerçevesinde bu suçun işlenmesi halinde cezanın yarı oranında artacağını açıkladı. Bakan Çiçek, bir soru üzerine Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılan atama konusunun Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelmediğini söyledi. Çiçek, Tuzla'da toprağa gömülen varillerin Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine Çevre ve Orman Bakanı'nın bugünkü toplantıya katılmadığını bildirdi. 1 Haziran'da yürürlüğe giren Ceza Kanunu'nda genel tehlike yaratan suçlar başlığı altında çevre hukukuyla ilgili düzenlemeler bulunduğunu hatırlatan Çiçek, bu kanunun 181. maddesinde çevrenin kasten kirletilmesi konusunda bir maddenin bulunduğunu bildirdi. Çiçek, bu suçun Ceza Kanunu'na göre önemli ölçüde hapis cezası gerektiren bir suç olduğuna işaret etti.
Belli konularda mücadelenin sadece mahkemelerin, güvenlik birimlerinin veya o alandaki sorumluların olmadığını, vatandaşlık bilinci içinde bunlara gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini kaydeden Çiçek, Avrupa ülkelerinde vatandaşların, sokaklarının kirletilmesine bile izin vermediklerini ve ilgili birimlere ihbarda bulunduklarını anlattı. Türkiye'de bu noktada hassasiyet gösterilmediğine işaret eden Çiçek, bununla ilgili ilk defa geniş çaplı düzenleme yapıldığına dikkat çekti. Çiçek, atık dolu variller konusunda savcılığın soruşturma başlattığını kaydeden Çiçek, bunu yapanların kimler olduğunu bilmediklerini, soruşturma bittikten sonra bunların açıklanabileceğini ifade etti.