ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, dünyada globalleşme ile birlikte din kavramının da değiştiğini belirterek, okullarda din dersinin zorunlu olup olmadığı tartışmalarının gerekli olmadığını düşündüğünü açıkladı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ankara Hilton Oteli'nde Yarınlar İçin Düşünce Platformu tarafından düzenlen 'Türk Eğitim Sisteminde Din Eğitim ve Öğretim' konulu sempozyuma katıldı. Sempozyuma Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, İstanbul eski Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları ve İlahiyat Fakültelerinden öğretim görevlileri katıldı. Ankara'da 2 gün sürecek olan sempozyumda alanında din konusunda uzman profesörler, Diyanet İşleri Başkanlığı, İlahiyat Fakülteleri ile Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün 'Türk Eğitim Sistemi'nde Din Eğitim ve Öğretim' konusunda hazırladığı toplam 19 adet tebliğ ele alınarak tartışılacak. Sempozyum sonrasında ortak görüşler kamuoyuna bildiri halinde sunulacak.
"GLOBALLEŞME DİN KAVRAMINI DA DEĞİŞTİRDİ"
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik sempozyumda yaptığı konuşmada, alınacak kararların kendilerine yol göstereceğini belirterek, eğitimde din eğitim ve öğretiminin çok önemli olduğunu söyledi. Çelik, dünün geçtiğini, şu anın yaşanmakta olduğunu, geleceğe dair işlerin ise düşünülüp ele alınmasının anlamlı olduğunu belirtti.
Globalleşme ile din eğitimi kavramının da değiştiğine işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
"Globalleşme, bizimde başkalarının da dışında kalamayacağı ve direnemeyeceği bir durumdur. Bunu suyun akışına benzetirsek, barajlar yapıp, sporda taşımacılıkta bu suyu kullanırız. Ama akışını durduramazsınız. Akıllı insan böyle yapar. Globalleşmenin dezavantajları da vardır. Bunu çok iyi idrak etmeliyiz. Kitle iletişim araçlarıyla birlikte din konusunda farklı bir boyuta ulaşmıştır."
Çelik konuşmasında, katılımcılara Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerinden de bahsedildiğini hatırlatıp, misyonerlerin din konusunda kullandıkları enstrümanların değiştiğinin görüldüğünü belirterek, din eğitim ve öğretiminde bu unsurların dikkate alınması gerektiğini vurguladı. "Dini görmezlikten gelmek, onun yok olduğu anlamına gelmez" diyen Çelik, dinin insanoğlunun yeryüzüne gelişiyle birlikte var olduğunu, insanlık var oldukça olacağını söyledi.
Dinin bir zamanlar bilime hükmederek ön planda tutulduğu ortaçağ dönemlerinde rönesans ve aydınlanmayla birlikte bilimin öne çıkıp dine hükmettiğini, şimdilerde ise bilimin ön planda olduğunu ve bilim tarafından dine baskı yapılmaya başlandığını dile getiren Çelik, "Bugünün bilimiyle evliya kerametlerini açıklayamazsınız" dedi.
"DİNİ EĞİTİM DEVLETİN GÖZETİMİNDE OLMALI"
Çelik, Anayasa'nın 24. maddesi doğrultusunda dini eğitimin devlet gözetiminde olmasının mecburi olduğunu belirterek, "Eğer insanlar daha derinlikli bilgi almak istiyorlarsa tercihleri doğrultusunda yapabilirler. Reşit olmayan çocukların din eğitimi almaları ancak velilerinin izni doğrultusunda olur" dedi. Avrupa Birliği Konseyi'nin din eğitimi konusundaki tavsiyelerini anımsatan Çelik, konseyin, okullarda müfredat kapsamında tüm dinlerle ilgili öğrencilerin bilgilendirilmelerinin gerekliliğine dikkat çektiğini söyleyerek, "Bu kapsamda toplumların birbirlerini tanıyacaklar ve birbirlerini tanıyan toplumlarda birbirlerine saygılı olacaklar. Buradaki dini eğitim verilmesi konusundaki tavsiyenin amacı budur" diye konuştu.
Çelik, din dersinin okullarda verilmesi zorunluluğuyla ilgili maksadı aşan yorumlar ve açıklamalar yapıldığını dile getirerek, "Zorunlu olup olmadığı tartışmalarının gerekli olmadığını düşünüyorum" dedi. Din eğitim ve öğretimin, insanlığın ve insanın meselesi olduğunu kaydeden Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu düşünce doğrultusunda yurtdışında bulunan gurbetçi çocuklarının din eğitimine önem verdiklerini ifade etti. Çelik, Türkiye'de din konusunda herkesin bir şeyler söyleyerek, açıklamalar yapıp
görüş beyan ettiğini de hatırlatarak şunları kaydetti:
"Maalesef Türkiye'de herkes kendini, din uzmanı ve otoritesi zannetmektedir. İnsanlar bu konuda birikime sahip oldukları için değil, dini pratiğe sahip oldukları için böyle yapıyorlar. Bu alan diğer alanlar gibi ciddi bir alandır. Uzman kişilerin bilgi ve açıklamalarda bulunması gerekir."
Çelik, Aleviliğin bu ülkenin bir gerçeği olduğunu belirterek, daha önce yaptığı bir açıklamada Alevilikle ilgili bilgilerin din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarında yer almasıyla ilgili olarak tepkiler oluştuğunu kaydetti. Çelik, Alevilerin de inançlarının da diğer dinlerle birlikte kitaplarda yer alması gerektiğini ifade ederek, din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitaplarında her dinle ilgili bilgilerin alanındaki uzman kişilerce hazırlandığını hatırlattı. Tepkilerin yanlış olduğunu belirten Çelik, "Din konusunda, eğitimi ve öğretimiyle ilgili olarak önüne gelen herkes bu alanla ilgili konuşmamalı, ulanın uzmanlarına bırakmalılar" diye konuştu.