Ankara (AA)- AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TRT 6'nın Kürtçe yayına başlamasını, devletin halkıyla bütünleşmesi ve halkına ulaşması noktasında çok önemli bir açılım olarak gördüğünü belirterek, "TRT'nin Kürtçe kanalı, barış ve huzuru besleyecek; ayrımcı, dışlayıcı değil, birleştirici olacaktır" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ülke genelinde yapılan yatırımları ve TRT 6'nın Kürtçe yayınını anlattı.
Başbakan Erdoğan, Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde yılların getirdiği bir ihmal olduğunu dile getirerek, yaptıklarıyla, doğu-batı ayırımını gidermeye çalıştıklarını kaydetti. Erdoğan, "(Bölge insanımızın kendisini yalnız, terk edilmiş, ötelenmiş hissetmesine müsaade etmeyiz) dedik ve bu yönde önemli mesafeler aldık" dedi.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"TRT 6'nın Kürtçe yayına başlamasını çok önemli bir açılım olarak görüyorum. Bugüne kadar olan gecikmeyi de büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Eğer sizler ürkek, korku toplumu meydana getirirseniz; bu süreç, bu zamana kadar uzar, durur. TRT'nin Kürtçe yayın kanalı, Kürt kökenli vatandaşlarımızın aidiyet bağlarını inanıyorum ki daha da güçlendirecektir. Etnik kökenimiz, inancımız, yaşam biçimlerimiz farklı olabilir. Unutmamamız gereken bir şey var. Bizi birleştiren çok güçlü ortak değerlerimiz
var. Bunların başında da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı gelir. Bizi birbirimize bağlayan değerlerimiz, ırk ya da kan bağından çok daha üstün, çok daha sağlam bir bağdır. Onun için farklılıklarımızdan korkmaya gerek yok."
Erdoğan, TRT 6'nın, sadece Türkiye'ye değil, komşu ülkelere de yayın yapacak olmasının, Türkiye'nin bölgedeki nüfuzunu artıracağını söyledi.BBC'nin 33 ayrı dilde yayın yaptığını, TRT web sitesinin de geçen kasım ayında 33 ayrı dilde yayına başladığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şimdi Kürtçe'yi bunun dışında mı tutalım? Siz o boşluğu dolduramazsanız, doldurmazsanız, o ihtiyacı karşılamazsanız... İşte gördük, başkaları dolduruyor ve karşılıyor. Oradan bölücü ve ayırımcı yayınlar yapılıyor. İşte böyle kör ve şaşı bakışların yol açtığı yanlışları düzeltmek de bize düşüyor, biz de bu görevi yaptık. Nazım Hikmet'in haksız yere vatandaşlıktan çıkartılması kararının düzeltilmesinin de bize düştüğü gibi... Sene 1951 vatandaşlıktan çıkarıldı, sene 2008 iadeyi itibarla tekrar vatandaşlığa almak da bize düştü, bunu da biz hallettik."
Başbakan Erdoğan, 29 Mart yerel seçimlerine yönelik hazırlıklarını tamamladıklarını ve adaylarını açıkladıklarını söyledi.Partisinin bugüne kadar 8 büyükşehir, 18 il ve 75 ilçe belediye başkan adayını açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, aday belirleme sürecinin, hiçbir partide örneği olmayacak şekilde, tam bir demokratik olgunluk içinde devam ettiğini bildirdi.
Erdoğan, her aşamada, inceden inceye elemeye tabi tutarak adayları belirlemeye çalıştıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bu partide lider sultası arayanlar, anti demokratik eğilim arayanlar, halkın, milletin değil elitlerin, seçkinlerin adaylarını arayanlar boşuna ararlar. Bizim birilerine koltuk, paye, makam dağıtmak gibi derdimiz yok.AK Parti olarak adaylarımızı açıklarken, bazı medya kuruluşlarında hiçbir gerçekçi bilgiye dayanmayan haberlerin yer aldığını gördük. Efendim neymiş? Filanca adayın adı, geç açıklanmış. Şunu peşinen ifade edeyim; Hiç bir adayımızın adı geç açıklanmıyor. Gerekli veriler, yoklamalar tamamlandıktan sonra, partimizin ilgili kurulu bu konudaki nihai kararını verdikten sonra adaylarımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz."
Erdoğan, teşkilat yoklamalarını yaptıklarını ve anket sonuçlarını tamamladıklarını belirterek, en geç 15 Ocakta adayların tamamını açıklayacaklarını söyledi.
Erdoğan, kendisinin "duygusal konuştuğunu" söyleyen İsrail yetkililerine, "Eğer bir duygusallıktan, hesaptan bahsediliyorsa, bu hesabı İsrail yapıyor. Bu, şubatta yapılacak olan seçimin hesabıdır. Ben buradan Barak ve Livni'ye sesleniyorum; siz Şubatta yapacağınız seçimi bırakın, tarih sizi şu yaptıklarınızla insanlık yaşamına bir kara leke düşürdünüz diye yargılayacak" dedi.Bölgeyi gören, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, Ramallah sınır kapısında arabasının içinde yarım saat bekletilmiş bir başbakan" olarak konuştuğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu yapan kim? İsrail... Şimdi bu İsrail hala kalkıp diplomasiden bahsediyor, hala demokrasiden bahsediyor. Ne demokrasisi? Dostluk vesaire bütün bunlara rağmen açık konuşuyorum, bizler 'İsrail-Suriye arasında bir endirekt acaba bir arabuluculuk yapılabilir mi?' diye talepler geldiğinde buna olumlu baktık. Ama Pazartesi günü, bütçe görüşmelerinin olduğu haftanın pazartesi günü (22 Aralık), biz burada Olmert'i kabul ettik. Biliyorsunuz bazı yayın organları, siyasiler bunu da konuştular. Güya, gelmişler bizden izin almışlar, görüşmüşler, ondan sonra da gidip Cumartesi günü (27 Aralık) harekatı yapmışlar.Tabi biz, İsrail Başbakanı'nın cuma günü için bize dönüşünü beklerken, maalesef biz Cumartesi günü İsrail uçaklarının ne yazık ki Gazze'yi bombaladığını duyduk. Bunu da Türkiye'ye bir saygısızlık olarak da görüyoruz."
Erdoğan, Filistin'e, Başbakanlık acil yardım hesaplarından yardımlar yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini söyledi.Ziraat Bankası Aşağı Ayrancı Şubesindeki (55555555) nolu, Türkiye Halk Bankası Bakanlıklar Şubesindeki (05000005) nolu ve Vakıflar Bankası Finans Market Şubesindeki (2055555) nolu hesaplara halkın ve işadamlarının yardımlarını, desteklerini beklediklerini ifade eden Erdoğan, "Biz, bu ve benzeri olayların, trajedilerin yaşanmaması için, medeniyetler ittifakı çalışmalarına önem verdik" diye konuştu.
Uluslararası İnsan Hakları Derneğine ve uluslararası mağdur çocuklarla ilgili kurulmuş sivil toplum örgütlerine, "Niçin susuyorsunuz?" diye seslenen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu soruların cevabını duymadığımız zaman, bizim bu uluslararası sivil toplum örgütlerine olan inancımız da zedeleniyor. Ve o zaman inanmakta zorlanıyoruz. O zaman başka hesaplar var. Bunun adı, 'çifte standart' demiyorum, çoklu standarttır. Evrensel değerleri ayakta tutabilmemizin birinci şartı, bu çoklu standarttan kaçınmak, dürüst ve adil bir tutum içinde olmaktır.Hamas'ın da hataları olmuştur, doğrudur. Ancak, hatalar üzerine bir vahşeti sergileyemezsiniz, Demokratik sürecin bir geçiş noktası vardır."