Bir sabah, kadın milletvekilinin telefonu çalar. Arayan genç bir kadındır. Fısıldayarak 'Ailem beni 15 yıldır ahırda tutuyor, n'olur beni kurtarın' der.
Telefon küt diye kapanır.
Milletvekili şaşkındır.
\*\*\*
Birazdan telefon yeniden çalar.
Aynı ürkek ses anlatır.
Sevdiği gençle evlenmesine izin verilmediğini, amcaoğlunun evlilik teklifini geri çevirdiği için ailesi tarafından 15 yıldır ahırda tutulduğunu...
\*\*\*
Milletvekili, seçim bölgesi olan ilin valisine 'Lütfen araştırın' der.
Olay, doğru çıkar. Genç kadının ahırda yaşamaya zorlandığı yer, gelişmiş bir ilimizin gecekondu mahallesidir.
Yetkililer şaşkın halde ailenin kapısını çalar. Aileyi ikna etmek 3 ay sürer.
\*\*\*
Genç kadına gönül veren delikanlı da evlenmemiş, sevdiğine bir gün kavuşmanın umuduyla beklemiştir.
Amcaoğlu ikna edilir. 15 yıllık esaret sona erer.
\*\*\*
Genç kadınla saçları artık kırlaşmış TIR şoförü delikanlının nikahı kıyılır.
Şahitleri, genç kadını esaretten kurtaran Milletvekili Fatma Şahin ile olayı büyük bir titizlikle araştırıp sonuçlandıran Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı'dır.
Kadından sorumlu Bakan'a ulaşılamıyor
SON günlerde Ankara'da bu konuşuluyor.
Bürokratları, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Selma Aliye Kavaf'a ulaşamamaktan yakınıyorlar.
\*\*\*
Siyasette sık rastlanır. Yakın çalışanları, Bakan için tek ve vazgeçilmez olmayı arzular. Gördüğümüz kadarıyla Sayın Kavaf da yetkileri paylaştırmak yerine tek kişiye vermeyi tercih edenlerden... Vazgeçilmez olmak isteyenler Bakan’ı da ulaşılmaz hale getirmiş anlaşılan.
\*\*\*
Kadınlardan sorumlu kadın Bakan'ın yakın çalışma arkadaşlarının ağırlıklı olarak kadın olması da beklenir ayrıca. Buna pozitif ayrımcılık denir.
**'Bayan' değil 'kadın'!**
17 Şubat günü 'Medya ve Kadın Çalıştayı'na davetliydik. Ev sahibi,AK Parti Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin'di. Şahin ile yardımcısı Tanıtım ve Medya Başkanı Ayşe Keşir farklı kimliklerin, medeni bir ortamda,neler paylaşabileceklerini gösterdiler hepimize.
\*\*\*
Prof. Mine Gencal Bek'in moderatörlüğünde konuştuk, rapor haline getirilecek önerilerde bulunduk. Yerimiz dar. Katılımcılardan özür dileyerek ancak bazı başlıkları sıralayabiliyorum...
\*\*\*
**Meltem Ağduk (UNFPA):** Yıllardır medyada eğitim seminerleri veriyorum. Sonunda eğitilemeyeceklerini anladım.
**Nurcan Akad (Milliyet Gazetesi):** Medyada kadınlar karar alma mekanizmalarında yoklar. Genel yayın yönetmeni olduğumda arka sayfa güzelini kaldırmıştım.
\*\*\*
**Funda Özkan (Radikal Gazetesi):** Meclis'te ilkokul mezunu erkek milletvekilleri var ama kadınların neredeyse tamamı üniversite mezunu. İşimiz her yerde iki kat daha zor.
\*\*\*
**Sibel Eraslan (Vakit Gazetesi):** Kadınsanız, başörtülüyseniz, teklif gelirse ancak köşe yazabilirsiniz.
\*\*\*
**Selen Doğan (Uçan Süpürge):** Medyanın erkek egemen dili zalim.İşte bir gazetenin turizm haberinin başlığı, 'Olga Helga'yı Geçti'...
\*\*\*
'Kadın Gazeteci' tanımına şiddetlekarşı çıkan ben, en hassas olduğum konuya değindim. 'Bize neden kadın değil de bayan diyorlar?' Özellikle muhafazakar medya kadın sözcüğünü niçin kullanmıyor?
\*\*\*
**Doç. Hülya Tanrıöver (
Galatasaray Ü.):** Özellikle geçmiş muhafazakar iktidarlar döneminde 'kadın' sözcüğü cinselliği çağrıştırıyor diye 'bayan' denilmeye başlandı. Bayan, cinsiyet değil, hitap şeklidir.
\*\*\*
**Erkan Tan (TV 8):** Yıllardır sunuculuk yapıyorum. Yanına bir sarışın koyalım, daha çok izlenirsin diyorlar.
\*\*\*
**Avukat Meliha Selvi:** Avukatların meslek ilkelerini barolar, mühendis ve mimarlarınkini meslek odaları belirler. Gazeteciler ise örgütsüz. İş yasanızda boşluk var.
\*\*\*
**Süheyla Öksüz (RTÜK Uzmanı):** İstediğiniz her saatte şikayetlerinizi 444 1 178 numaralı telefonumuza bildirebilirsiniz.
\*\*\*
Bir de ne öğrendik biliyor musunuz? Kocanın soyadının kadına dayatıldığı tek Avrupa ülkesinin Türkiye olduğunu...
Akşam / ÖZLEM ÇELİK