İslam tarihine göz atıldığında mescitlerin yalnızca ibadet yerleri olarak sınırlı kalmadığı görülür. Mescitler tarih boyunca bunun çok daha ötesinde, ilim ve eğitim merkezleri olarak da önemli bir görev üstlenmiştir. Farklı ilim dallarına yönelik ders halkaları ve ilmi meclisler bu mekanlarda kurularak gelişmiştir. Ancak zamanla hadis ilminin öğretilmesi ve aktarılması mescitlere ayrı bir sorumluluk yüklemiştir. Bunun sonucunda hadis eğitiminin en önemli merkezlerinden biri mescitler olmuştur. Darülhadislerin amacı ise hadislerin sahihliğini koruma ve güvenilir bir şekilde nesilden nesile aktarılmalarını sağlamaktır. Bu açıdan günümüzde Darülhadis’in ne olduğu ve İslam’daki yeri merak edilmektedir.
Darülhadis, İslam dünyasında bir tür eğitim kurumudur ve burada hadis ilmi öğretilir ve araştırılır. Bu yapılar, hadislerin incelenmesi, sahihliğinin tespit edilmesi ve İslam hukuku açısından yorumlanması amacıyla meydana getirilmiştir. Darülhadis'in kelime anlamı “hadis evi” veya “hadis ilminin öğrenildiği yer” şeklindedir. Darülhadisler, mimari açıdan medreselerle benzer özelliklere sahiptir.
Darülhadisler toplumun eğitilmesi ve sosyal birliğin sağlanması açısından da önemli bir rol oynamıştır. Bu kurumlar, kuruluşlarından başlayan süreç itibarıyla yalnızca hadis eğitimiyle de sınırlı kalmamışlardır. Aynı şekilde dini ve ahlaki değerlerin aktarılmasında da etkili olmuşlardır.
İslam'ın ilk yıllarında hadis eğitimi genelde mescitlerde verilmiştir.
Ashab-ı Kiram, Hz. Peygamber'in sözlerini ve fiillerini öğrenip bunları talebelerine aktarırdı. Ancak hadis rivayetlerinin zamanla artmasından ve bu alanda özel bir eğitime ihtiyaç duyulmasından dolayı hadis ilmine yönelik eğitim kurumlarının kurulması zorunlu oldu. Bu süreçte Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde hadis eğitimi için özel ders halkaları oluşturulmuştur. Ancak Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde hadis ilminin sistemli bir şekilde öğretildiği esas Darülhadis kurumları gelişmiştir.
İlme verdikleri önemle bilinen Selçuklular, medrese sistemini geliştiren devletlerden biri olarak da öne çıkmaktadır. Bu kapsamda Nizamiye Medreseleri hadis ilmine dair derslerin verildiği önemli merkezlerden biri olmuştur. Ancak hadis ilminin derinlemesine incelendiği "müstakil darülhadisler" de bu dönem de kurulmaya başlanmıştır.
Osmanlılar ise hadis ilmine özel bir değer vermiştir. Birden fazla şehirde darülhadisler inşa edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinden sonra Fatih Külliyesi'nin içine Darülhadis kurdurmuştur. Kanuni Sultan Süleyman döneminde de hadis eğitimine verilen önem artmıştır. Darülhadisler böylece Osmanlı medrese sisteminin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Hadisler, Kur’an-ı Kerim’den sonra İslam’ın en temel kaynaklarından biridir. Bu yüzden darülhadisler İslam ilminde önemli bir yerde olmuştur. Hz. Muhammed'in (s.a.v) sözleri ve yaptıkları Müslümanlar için yaşamın temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu yüzden hadislerin sahihliğini korumak ve bunları doğru bir şekilde anlayıp nesilden nesile aktarmak önemli bir sorumluluk olarak görülmüştür. İslam'da hadis eğitiminin sürdürülebilmesi ve güvenilir kaynakların oluşturulabilmesi için darülhadisler önemli bir rol üstlenmiştir.
Bu kurumlar sayesinde:
İslam dünyasında bir eğitim kurumu olan darülhadisler ayrıca İslam’ın temel kaynaklarını korumuştur. İlmi geleneğin devam etmesini sağlayan kurumlar da olmuştur. Bu yönüyle İslam toplumunda inanç, ibadet ve ahlakın şekillenmesine doğrudan katkı sağlamışlardır.