Güneş, Dünya'dan görülen en parlak cisimdir. Görünür büyüklüğü -26,74 olarak tespit edilmiştir. Bu da kendinden bir sonraki en parlak yıldız olarak tanımlanan Sirius yıldızından yaklaşık olarak 13 milyar kat daha parlak olduğu anlamına gelir. Kendi ekseni etrafında kutup bölgesine göre ekvator kısmında daha hızlı dönen Güneş'in bu farklı dönüşü, ısı taşıması nedeni ile konvektif hareket etmesinden kaynaklanır. Bir diğer nedeni de Güneş'in dönmesi nedeni ile oluşan Coriolis gücüdür.
Bilim insanlarının Güneş üzerinde yaptıkları araştırmalara göre, erken dönemde Güneş bugün olduğundan 10 kat daha hızlı dönmektedir. Bu yüzeyini çok daha etkin hale getirmiş ve daha büyük UV emisyonlarına ve X ışınına neden olmuştur. Bilim insanları Güneş'in yavaşlamamış olması durumu halinde güneş lekelerinin yüzeyin %5’i ile %30’u arasında kaplaması gerekeceğini tespit etmişlerdir. Dönme hızı Güneş'in manyetik alanının dışa çıkan Güneş rüzgarı ile etkileşime girmesi sonucunda manyetik frenleme yolu ile yavaşladığı tespit edilmiştir.
Güneş, büyük çoğunlukla helyum ve hidrojen elementlerinden meydana gelmektedir. Güneş'in mevcut sürecinde bu elementler sırası ile %74 ve %23 oranında fotosferindeki kütlesini oluşturmaktadır. Bütün ağır elementler olan metaller güneşin %2’sinden çok daha az bir kısmını oluşturur. Bunlar arasında karbon, oksijen, demir ve neon bulunmaktadır.
Dünyadaki en temel enerji kaynağı olan Güneş'in ışığı dünyaya ulaşırken çeşitli fenomenler ortaya çıkmaktadır. Bu fenomenlerden biri de Güneş ışığının dünyaya gelene kadar geçirdiği zamandır. Dolaylı olarak Güneş ışığının Dünya'ya 8 dakika gecikmeli olarak ulaştığı saptanmıştır. Bu durum çeşitli nedenler ile açıklanmaktadır.
Güneş, Dünya'ya oldukça uzak bir yerde durmaktadır. Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe yaklaşık olarak 150 milyon kilometre olarak hesaplanmaktadır. Bu büyük uzaklık Güneş ışığının Dünya'ya ulaşması için belli bir sürenin geçmesine neden olmaktadır. Oldukça büyük olan bu uzaklık Güneş ışıklarının Dünya'ya ulaşması için belli bir sürenin geçmesine neden olmaktadır.
Güneş ışıklarının Dünya'ya 8 dakikalık bir gecikme ile ulaşması temel olarak Güneş ile Dünya arasındaki uzaklığa bağlıdır. Işığın hızının sabit bir değere sabit olması da bu durumun bir başka açıklaması olarak kabul edilmektedir.
Güneş ortalama olarak Dünya'dan 150 milyon kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Işık boşluktaki en hızlı hareket eden şey olma özelliğine sahiptir ve hızı 300.000 kilometre saniyedir. Ancak bu son derece yüksek olan hız Güneş ışıklarının Dünya'ya ulaşabilmesi için dahi bir zaman gerektirir.
Güneş ışıkları, Güneş'in çekirdeğinde yer alan termonükleer füzyon reaksiyonlarında üretilmektedir. Işık dünyaya gelirken atmosferde çeşitli etkileşimlerle karşılaşır. Işık ve enerji dünyaya doğru uzayda belli bir mesafe kat etmek mecburiyetindedir. Bu süreç ise Güneş ışıklarının Dünya'ya gelmesi arasında bir zaman gecikmesine sebep olur.
Atmosfer, ışığın saçılması, yansıması, kırılması, emilmesi gibi olaylara neden olmaktadır. İçinde gaz molekülleri yer alan atmosfer içeriğindeki aerosol parçacıkları, Güneş ışığının kat ettiği yolda etkileşime girer ve bu durum da ışığın Dünya'nın yüzeyine ulaşmasında engelleyicidir. Işık, atmosferi aşar, yüzeye ulaşır ve Güneş doğduğu zaman bile aslında Güneş'in gerçek konumu görülmemiş olur.