BRÜKSEL (İHA) - İrlanda'dan AB Dönem Başkanlığı görevini devralan Hollanda'nın Dışişleri Bakanı Bernard Bot, müzakerelere başlanması konusunda Türkiye'nin olumlu cevap alacağından umutlu. Bot, Avrupa Komisyonu raporunun olumlu olması halinde, AB'nin, uygulamadaki eksikliklere rağmen şartlı müzakerelere yeşil ışık yakabileceğini belirtirken, AB üyeliği yerine "imtiyazlı ortaklık" önerilerini ise gerçekçi bulmadı. Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin yıllarca sürebileceğine işaret eden Dışişleri Bakanı Bot, Türkiye'nin önünde bitirmesi gereken 80 bin AB müktesebatı bulunduğunu bildirdi. Bot, Türkiye, 'insan haklarına saygı, iyi yönetim ve şeffaflık' konularında AB'nin tecrübelerinden yararlanabilirse, kendilerinin de en büyük medeniyetlerin, kültürlerin kapısı olan Türkiye'nin tecrübelerinden faydalanabileceklerini söyledi.
AB Dönem Başkanlığı İrlanda'dan Hollanda'ya geçti. AB Dönem Başkanı Hollanda, bu görevi önümüzdeki altı ay boyunca, aralık ayı sonuna kadar sürdürecek. Bu dönemde AB'yi bekleyen en önemli konu ise Türkiye. Hollanda'nın dönem başkanlığı sürecinde, AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi konusunda cevap vermesi gerekiyor. Bu karar, AB Komisyonu'nun ilerleme raporunu açıklamasından sonra aralık ayında yapılacak hükümet ve devlet başkanları zirvesinde alınacak.
'DÖNEM BAŞKANI ÜYE ÜLKELERİ İKNA EDEMEZ' 1984-1988 yılları arasında Ankara'da Hollanda Büyükelçiliği görevini yapan ve Türkçe de bilen Hollanda Dışişleri Bakanı Bernard Bot, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Dönem Başkanı'nın, tarafsız ve şeffaf olmak durumunda bulunduğunu vurgulayarak, "Dönem Başkanı, üye ülkeleri ikna edemez. AB üyeleri, kendi kararlarını kendileri vermek durumundalar. Tüm görüşlerin masaya taşınmasında hassas davranacağız. Bu görüşlerin, 25 üyeyi de memnun edecek şekilde, tek bir uzlaşma formülü halinde sunulması da bizim görevimiz" dedi.
Dışişleri Bakanı Bot, AB Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili ekim ayı raporu olumlu olsa bile, bunun kararını AB ülkelerinin vereceğini hatırlatarak, "Çünkü genişleme konusunda, Komisyon sadece önerme yetkisine sahip. Ama üye ülkeler, aynı zamanda, Türkiye'nin bazı eksikleri kaldığı takdirde, 'Henüz kriterler tamamen karşılanmadı, sadece kağıt üzerinde tamamlandı' diyebilirler. Sonuç olarak, Ankara'nın önüne birkaç şart koyarlar. 'Müzakerelere başlıyoruz, ama görüşmeler boyunca Türkiye'nin reformları hayata geçirmesini yakından takibe devam edeceğiz' de diyebilirler" diye konuştu.
AB'de Türkiye'ye üyelik yerine, 'imtiyazlı ortaklık' önerilerini de gerçekçi bulmadığını ifade eden Bot, Türkiye'ye ilk sözün 1963 yılında verildiğini, konuya, 1999 ve 2002 tarihlerinde verilen kararlarla daha da açıklık kazandırıldığını kaydetti. Dışişleri Bakanı Bot, AB'nin Dönem Başkanlığı koltuğuna yeni oturan Hollanda için tek önemli konunun, 'Türkiye, Kopenhag kriterlerini yerine getiriyor mu ve gelecek yıl müzakerelere başlayabilir miyiz?' sorusunun cevabını verebilmek olduğunu belirterek, "Müzakerelere, sadece üyelik perspektifi sebebiyle başlanabilir. Başka bir sebeple değil" dedi.
SİYASİ, EKONOMİK VE MALİ ŞARTLAR
Dışişleri Bakanı Bot, büyük bir ülke olan Türkiye'nin büyük problemleri bulunduğunu vurgulayarak, "Bu sebeple, AB ile tam üyelik müzakereleri yıllarca sürebilir. Daha müzakereler başlamadan, ne kadar zaman alacağını söylemek oldukça zor. Ama zaman, Türkiye'nin kendi içindeki gelişmeye bağlı olacak. Ayrıca biz şu anda sadece siyasi şartlardan bahsediyoruz. Daha sonra devreye ekonomik ve mali şartlar da girecek. Türkiye'nin önünde bitirmesi gereken 80 bin AB müktesebatı var. Türkiye'nin bu müktesabatı hemen şu anda veya gelecek sene hayata geçirebileceğini düşünmüyorum. Sonuçta, hazır olduklarını göstermek Türkler'in elinde" diye konuştu.
Avrupalı bazı siyasetçilerin, 'Türkiye'nin üyeliğinin tartışılmaya açılması, referanduma götürülmesi' düşünceleriyle ilgili olarak da Bot şunları söyledi: "Hukuken, eğer referandum yapılacaksa, müzakerelerin sonunda yapılması gerekiyor. Bunun için de çok zaman var. Şu anda ise tek bir gerçek var. Bu gerçek, Türkiye'ye 2002 yılında söylendi: Biz, AB Komisyonu'nun hazırladığı raporunun ışığında değerlendirmemizi yapacağız. Fransa şu günlerde, Türkiye ile müzakerelere başlanmasının, Avrupa Anayasası'nın yürürlüğe girmesi için yapılacak referandumları olumsuz etkileyeceğinden endişeli".
Hollanda Dışişleri Bakanı Bernard Bort, Avrupa Anayasası'nın yürürlüğe girmesine iki yıl bulunduğunu anlatarak, "Üstelilk yapılacak referandumun Türkiye'nin üyeliği ile ilgisi yok. Avrupa kamuoyuna bu gerçekler anlatılırsa, bu sorun olmaz. Referandumlar sonrasında ise iki sene içinde ne durumda olduğumuza bakarız" dedi.
AB'nin kapılarının, kriterleri yerine getirebilen ve kendileriyle aynı değerleri paylaşan her Avrupa ülkesine açık olduğunu tekrarlayan Bot, "Biz ekonomi ve maliye konularında çok önemliyiz. Ama AB asıl olarak, demokrasi ve ortak değerlerin bir bileşkesi olarak algılanmalı. İnsan haklarına saygı, iyi yönetim ve şeffaflık. Bunlar bizim önem verdiğimiz noktalar. Türkiye bizim deneyimlerimizden yararlanabilirse, biz de en büyük medeniyetlerin, kültürlerin kapısı olan Türkiye'nin deneyimlerinden yararlanabiliriz. Yani Türkiye'nin deneyimi, geçmişi ve günümüzdeki varlığı AB'ye faydalı olacak" diye konuştu.