ANKARA(ANKA)- CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türkiye'den "Hergün 90 milyon dolar faiz ödesin, devletin sosyal ve ekonomik yatırımları askıya alınsın, IMF'ye teslim olan AKP iktidarı sayesinde, Türkiye ‘reel faiz' ve ‘faiz dışı fazla'da dünya rekorları kırsın" gibi istekleri olduğunu öne sürdü.
Hacaloğlu yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin IMF ile ilişkilerini ve AKP'nin uyguladığı politikaları sert dille eleştirdi. Niyet Mektubu (Stand-by) düzenlemelerinin altıncı gözden geçirme çalışmasının tamamladığını belirten Hacaloğlu, hükümetin IMF ile "Yüksek Reel Faiz- Düşük Kur– Yüksek Faiz Dışı Fazla" politikalarında mutabakat halinde olduklarını savunarak, IMF'nin 2001 yılında, 2002-2006 dönemi için, her yıl yüzde 6.5 oranında Faiz Dışı Fazla verilmesini, Kamu İç Borçlanma Reel Faizi'nin, 2003'te yüzde 21.7, 2004'te yüzde 18.2, 2005'te yüzde 18.0, 2006'da yüzde 18.0 düzeyinde olmasını öngördüğünü kaydetti. Hacaloğlu, "Bir zamanlar IMF'nin Brezilya, Arjantin, Rusya, Endonezya gibi önemli müşterileri vardı. Bu ülkeler IMF ile ilişkilerini kesti. IMF'nin şimdi bir tek büyük müşterisi var: Türkiye. IMF memurlarının maaşını, IMF'ye borcu karşılığı yaptığı faiz ödemeleriyle, Türkiye karşılıyor. Onun için, Türkiye'nin paçasını bırakmıyorlar" dedi.
Hacaloğlu, dünyada bu ölçüde reel faiz ve faiz dışı fazla veren başka ülke bulunmadığını, ABD ile AB ülkelerinde yürürlükte olan faiz oranının yüzde 3, yüzde 4 düzeyinde olduğunu ifade etti. Türkiye'de 2006 yılının ikinci yarısından bu yana uluslararası finans spekülatörlerine yüzde 14 ve yüzde 15 düzeyinde "net getiri" sunulduğunu söyleyen Hacaloğlu, işsizliği oluşturan, yoksulluğu yaygınlaştıran "spekülatif büyüme" sürecinin sürmekte olduğunu belirtti. Hacaloğlu, "Türkiye bir dünya rekortmenidir. Türkiye, hem yüzde ‘6.5 oranında Faiz Dışı Fazla' ile, hem de, yüzde 14'ler düzeyinde Reel Borçlanma Faizi' ile bir dünya rekortmenidir" dedi.
"IMF'NİN OYUNU BOZULMALIDIR"
Hacaloğlu, IMF'nin Türkiye ekonomisini sorunlar yumağına çevirdiğini söyleyerek, düşük kurun, ithalatı ucuzlatırken, ihracatı pahalılaştırdığını kaydetti. Bu durumun Dış Ticaret Açığını ve Cari İşlemler Açığını rekor düzeylere tırmandırdığını vurgulayan Hacaloğlu, Merkezi Bütçe Açığının büyütülmeye çalışıldığını ve ekonominin yeni bir krize davetiye çıkarttığını ifade etti. Hacaloğlu, IMF'nin Türkiye ekonomisini kırılgan hale getiren politikaları bastırdığını ve bu kırılganlığı aşmaya yönelik yeni politikalar dayattığını savundu.
Hacaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Dış Açığın çaresi olarak, Yüksek Reel Faizin yem olarak kullanılıp Spekülatif Sıcak Yabancı Paranın, hiçbir denetim uygulanmadan ülkemize olabildiğince girmesi öngörülüyor. İç Açığın çaresi olarak ise, bütçede dünyanın en Yüksek Faiz Dışı Fazla hedefinin tutturulması emrediliyor. 'Yüksek Reel Faiz- Düşük Kur" politikasına, "IMF ile ilişkilerde teslimiyetçiliğe' son verilmelidir. Bu anlayışla, gelecek on yıl boyunca, Kamu kesimi, faiz dışı fazla/GSYİH oranı, İMF'nin dayattığı gibi yüzde 6.5 gibi dünyada görülmeyen bir insafsız düzeyde değil, yüzde üç olarak belirlenmelidir. Böylelikle, sosyo-ekonomik kalkınma için daha çok kaynak yaratılmalıdır."