Kanola ekimine rağbet yok

SAMSUN (İHA) - Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Hasan Özcan, yaygınlaştırıldığı taktirde Türkiye'nin yağ açığını önemli ölçüde kapatacak olan kanolanın ekiminin 2003 yılında sıfırlandığını belirtti.

Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde düzenlenen "Kanola: Fransa Deneyimleri ve Ülkemiz için Potansiyeli" konulu toplantının açış konuşmasını yapan Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Hasan Özcan yaptı.

Reklam
Reklam

Tarım Bakanlığı'ndan üst düzey bürokratlar, yerli ve yabancı bilim adamları, yağ sanayici ve birlikleri, resmi ve özel araştırma kurumlarının araştırıcılarıyla Tarım İl Müdürlükleri temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan Dr. Hasan Özcan, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün 60 yıllık geçmişe sahip olduğunu söyledi. Dr. Özcan, "Yağ bitkileriyle ilgili ilk çalışmalar soya fasulyesiyle 1950'li yıllarda başladı. O yıllarda bölgemizde soya ekimi mısırla karışık bir şekilde yapılıyordu. Üretim yoğundu. Buna bağlı olarak da 1963'te Ordu'da soya yağı fabrikası kurulmuştu. Geçen yıllar içinde tarla tarımı yapılan arazilerimizi fındık bahçelerine dönüştürmemiz, daha sonra da tutarsız fiyat politikalarımız nedeniyle başta soya ve mısır olmak üzere bir çok tarla bitkisine bugün üretim şansı verilmemektedir. Neredeyse ormana dönüştürdüğümüz hemen yanı başımızdaki Türkiye'nin 3. büyük ovası Çarşamba Ovası tek başına ithal ettiğimiz mısırın tamamını, soyanın da 3'te 2'sini karşılayacak durumdadır" dedi.

Reklam
Reklam

"TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ" Enstitü olarak bugün yağ bitkilerinden soya, kanola, ayçiçeği, aspir ve susam üzerinde çalışmalarının devam ettiğini, kanola ve soyada ıslah çalışmaları yaparken, diğer yağ bitkilerinde paket programlar şeklinde çalışmaların sürdürüldüğünü dile getiren Dr. Hasan Özcan, "Kurumumuzda Kkanola ile ilgili ilk çalışmalara 1996'da başlandı. Kanolayla ilgili bütün çalışmalar tamamlanmıştır. Ülkemizde 15 ilde bu yağ bitkisiyle ilgili adaptasyon çalışmaları yapılmıştır. Bölgemizde dekara ortalama 400 kilo kanola ürünü alınabilmektedir. Önemli bir yağ bitkisi olan kanolanın ekimi yaygınlaştırıldığı taktirde ülkemizin yağ açığını önemli ölçüde kapatacaktır. Bugüne kadar bölgemizde enstitümüzle beraber Monsanto Firması kanolanın ekiminin yaygınlaşması için olağanüstü gayretler göstermiştir. 2001-2002 ürün döneminde bin 500 hektar ekim alanına ulaşılmış, ancak ürün alımındaki olumsuzluklar nedeniyle 2003 yılında maalesef bu miktar sıfırlanmıştır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Başta kanola olmak üzere diğer yağ bitkileriyle ilgili, "Türkiye'de Kanola Araştırmaları", "Fransa'da Kanola Deneyimi", "Küresel Kanola Pazarı", "Yağlı Tohumlar Yetiştiriciliği", "Bitkisel Yağ Kalitesi" ve "Fransa Deneyimlerinin Türkiye'de Uygulanabilirliği" konularının ele alındığı toplantıda konuşan Dr. Hasan Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Petrolden sonra en fazla döviz ödediğimiz yağ ithalatında her kesimin üzerine düşeni yapması ve taşın altına elini sokması gerekiyor. Kaynaklar yerli ve yeterince kullanıldığı taktirde Türkiye kendi yağı ile kavrulacak durumdadır. Yağ sanayi için hammadde ithalatı yapılacaksa yağ bitkileri arasında ayrım yapmaksızın hepsine eşit oranda gümrük oranları uygulanmalıdır. Palm yağı ithalatındaki olumsuzluklar giderilmelidir. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini unutmamalıyız. Türkiye'de yağ bitkileri üretimi konusunda, ülkemiz tarımı ve yağ sanayicileri için olumlu sonuçlar alınacağı yolunda ümitliyiz."

Reklam
Reklam

Toplantının ardından katılımcılara Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü tarafından ekimi yapılan kanolanın tarla uygulamaları gösterildi.

Haberin Devamı İçin Tıklayın