İSTANBUL (İHA) - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Kıbrıs Türkleri İslam dünyasının bir parçasıdır, onlara kayıtsız kalınamazdı" dedi. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) 31. Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın kapanış konuşmasını, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül yaptı.
Toplantının her açıdan başarılı geçtiğini belirten Abdullah Gül, "İstanbul'da çok önemli toplantılar olacak. İKÖ'nün 31. Dışişleri Bakanları da bunlardan biriydi. Toplantı başarılı bir şekilde İstanbul'da başladı ve bugün bitti. Toplantının gerek organizasyon açısından, gerek içerik açısından başarılı geçmesi şüphesiz Türkiye için övünülecek bir husustur. Başarılı bir toplantı olmuştur. Toplantı her açıdan çok önemliydi. Organizasyonun Türkiye'de olması usül açısından, içerik açısından çok önemliydi" dedi.
Gül, bir çok konunun ele alındığı toplantıda, özellikle Irak ve Kıbrıs konusunun ön plana çıktığını ifade ederek, "Toplantı, İslam dünyasının meselelerinin giderek ciddileştiği ve giderek daha da sıkıntılı hal aldığı bir döneme başladı. Bütün katılanlar, konularla ilgili görüşlerini ortaya koydular. Genel sekreterlik seçimlerinin burada yapılmasa önemliydi. Türkiye'nin yanı sıra Malezya ve Bangladeş'in de adayları vardı. İlk defa seçimle aday tespit edildi" diye konuştu.
"İSTANBUL RUHU ORTAYA ÇIKTI" Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, toplantıyla birlikte İstanbul ruhunun ortaya çıktığını söyledi. Bunun, tüm ülkeler adına yapılan konuşmalarla da teyit edildiğini belirten Gül, şunları söyledi:
"Kendi problemlerimizi konuşarak açık ve şeffaf bir şekilde çözebilme kabiliyetini gösterdik. İlk kez genel sekreterin seçimle göreve getirilmesi önemli bir gelişme. İslam dünyası önemli sorunlarla karşı karşıya kaldığında bunları konuşabiliyor, bunları tartışmaktan çekinmiyor ve neticede herkesi tatmin edecek bir yol bulunabiliyor. Türkiye olarak İKÖ'ye genel sekreter vermek bizim için büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirmiştir. Türkiye, üstüne düşenleri yapacaktır. Sorumluluğunun gereklerini yerine getirecektir. Genel sekreterliğe seçilen Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, batıda da çok iyi tanınan bir isimdir. Yapılan ilk seçimlerde büyük bir çoğunluğu elde etmiştir. Diğer iki aday ülke Malezya ve Bangladeş'e de teşekkür ediyorum. İlk seçimlerden sonra çok büyük bir centilmenlik örneği göstererek adaylıklarını geri çektiler. Bütün bunlar, yeni bir değişimin olduğunu gösteriyor. Bunlar, büyük bir güven duygusunu da beraberinde getiriyor. İslam dünyası, kendi kararlarıyla emin bir şekilde geleceğe doğru hareket etmektedir. Değişim, reformlar kendi içinden gelmektedir. İstanbul'daki konuşmalar, görüşmeler karşılıklı büyük bir saygı içinde yapılan tartışmalar, İslam dünyasının kendi problemlerini olgunluk içinde çözebildiğinin en güzel örneği olmuştur."
Abdullah Gül, toplantı sonunda iki bildiri yayınlandığını belirterek, birincisinin, sekreterliğin hazırladığı ve konferans süresi içinde ele alınan bütün konuları yansıttığını, diğerinin de İstanbul Deklarasyonu olduğunu söyledi. Başarıyla tamamlanan toplantının İstanbul'da gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, "Tedirginlikle başlayan, sonra özgüvenle neticelenen bu toplantıdan herkes kazandı. İslam dünyası büyük bir dayanışma içinde bu konferansı neticelendirdi" dedi.
Gül ayrıca, konferansı çok yakından takip eden yerli, yabancı basın mensuplarına da teşekkür etti.
"İSLAM DÜNYASI ELİNDEN GELENİ YAPMIŞTIR" Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Abdullah Gül, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC), bundan sonra gerçekleştirilecek teladı ve bugün bitti. Toplantİslam Konferansı Örgütü (İKÖ) toplantılarına 'Kıbrıs Türk Devleti' sıfatıyla katılacağı yönündeki kararın hatırlatılması üzerine, "Toplantıda, Cidde'de daha önce kabul edilen düzenlemeyle Kıbrıs Türkleri'ne sahip çıkılmış oldu. Daha önce alınan karar bakanlar tarafından da onaylandı. Daha önce Kıbrıs Türkleri, Kıbrıs Müslüman Türk Cemaati olarak temsil edilirlerdi, şimdi Kıbrıs Türk Devleti olarak temsil edilecek. Bundan sonraki statüleri budur. Türklere uygulanan izolasyon hem politik, hem ekonomiktir. Bunun sona ermesi için İslam dünyası elinden geleni yapmıştır. Kıbrıs Türkleri İslam dünyasının bir parçasıdır, onlara kayıtsız kalınamazdı. Bu yönde atılan adım da takdirle karşılanmaktadır ve bu oy birliğiyle olmuştur" şeklinde konuştu.
Abdullah Gül bir soru üzerine, özellikle Ortadoğu'da yaşanan sorunların, İslam dünyasının meselelerinin sürekli konuşulduğunu belirterek, "Reformlar, değişiklikler, bunlar konuşulurken İslam ülkelerinin bunları görmemesi mümkün değildi. Her ülkenin kendi içinde tartışmaları vardır. Esas büyük tartışma bunlar ülkelerin kendi içinden mi gelecek, yoksa dışarıdan bir empoze mi edilecek. Bu hassas bir konudur. Bunların iç dinamiklerle gerçekleşmesi gerekir, yerli olması gerekir. Dışarıdan zorlamayla bunlar olmaz. Türkiye'nin bu konulardaki tavrı gayet açıktır, Türkiye İstanbul'da, Cidde'de, Tahran'da ne konuşuyorsa, Washington'da da aynı şeyi konuşuyor" dedi.
"RUM KESİMİNİN GÖZLEMCİ OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİL" 'Kıbrıs Rum Kesimi'nin İKÖ'ye gözlemci üye olarak katılması konusu gündeme gedi mi?' sorusuna Abdullah Gül, "Kıbrıs Rum kesiminin gözlemci üye olarak katılması söz konusu değil" cevabını verdi. Gül, KKTC'nin gözlemci statüsünde bulunduğunu belirterek, ileride bu durumun ne şekilde olacağı konusunda önceden bir açıklama yapmanın doğru olmayacağını söyledi. Rusya Federasyonu'nun da İKÖ ile yakından ilgilendiğini belirten Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Malezya'da yapılan zirve toplantısına Sayın Putin katılmıştı, buradaki toplantıya da dışişleri bakanı katıldı. Gözlemci statüsü için müracaatları var. Komiteler değerlendirecek. Kural ve kriterlere bakacaklar. Gelecek toplantıda sunulacak raporlara göre karar alınacak. Rusya Federasyonu da gözlemci olmak istiyor ve biz Rusya'nın gözlemci olarak katılmasından büyük memnuniyet duyarız" diye konuştu.
Abdullah Gül, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, modernleşme, demokratikleşme, reformlar gibi konulara sırtını dönmek istememektedir. Bu konular gerçektir. Bunların hangi metotla ve nasıl ele alınacağı önemli. Türkiye'nin görüşü, Reformlar, İslam dünyasının kendi içinden gelmelidir. İslam dünyasının aydınları, bilim adamları, siyasetçileri, liderleri bu konuları kendi inisiyatifleriyle konuşmalı, tartışmalı ve çözüm yollarını bulmalıdır. Bu konular kenara bırakılamaz. Bu toplantının başka bir özelliği daha vardı. Bakanlar toplantısından önce İslam ülkelerinden gelen aydınlar, bilim adamları reform, modernleşme konularını tartıştı. İki gün boyunca serbest bir şekilde tartıştılar. Tartışmalar da bir özet halinde içişleri bakanlarına takdim edildi. Çok dikkate değer gelişmeler var."
"IRAK'A KAYITSIZ KALINMASI BEKLENEMEZDİ" Türkiye'nin, Irak'taki geçiş süreci için ne şekilde destek sağlayacağının sorulması üzerine Abdullah Gül, "Irak, İslam dünyasının bir parçası. Herkes Irak'la ilgilenirken, Irak'a yardımcı olmak için uğraşırken, İslam dünyasının temsilcisi olan bu organizasyonun Irak'a kayıtsız kalması beklenemez. İslam ülkelerinin daha da aktif olması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye'nin başkanlık yaptığı dönemde bir sene içinde biz İslam dünyasının bütün kabiliyetini, gücünü ve gayretlerini kanalize etmeye çalışacağız. Bu toplantı vesilesiyle de bir araya gelinerek Irak konusu görüşülmüştür. BM Genel Sekreteri'nin özel temsilcisi de katılmıştır. Bu büyük bir değer ifade etmektedir. Komşu ülkelere 'Irak'ın istikrarına yardımcı olun' diye bir çağrıda bulunulmaktadır. Irak önemli konulardan birisidir. Önemli olduğu için de biz büyük bir çaba harcayacağız, vakit ayıracağız ve Irak'ın istikrarına büyük katkı sağlamaya çalışacağız" şeklinde konuştu.
Abdullah Gül, 'KKTC'nin, statüsünde yükselmesi adanın tekrar birleşmesine katkıda bulunacak mı?' sorusuna, "Daha önce Kıbrıs Müslüman Türk Cemaati olarak temsil ediliyorlardı, şimdi Kıbrıs Türk Devleti olarak temsil edilecekler. Bu zaten birleşmeyi sağlaması ön görülen ama Rum tarafınca reddedilen planın içinde var. Bu açıdan baktığımızda herhangi bir yanlışlık olmadığı kanaatindeyiz. Statüleri cemaatten yeni bir duruma yükseltilmiştir. Ümit ederiz ki, bu gayretler yanlış anlaşılmaz" cevabını verdi.
Bir soru üzerine, Türkiye'nin politikalarının dış ülkeler tarafından gayet iyi anlaşıldığını belirten Gül, "Türkiye'nin politikası gayet açık. Bunun konferans tarafından çok iyi bilindiği bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye'nin gösterdiği aday ilk turda yüzde 50'nin üzerinde oy aldı. Türkiye'nin politikaları İslam dünyası tarafından takdirle karşılanıyor" ifadelerini kullandı.
Abdullah Gül, gazetecilerin soruları üzerine, genel sekreterlik konusunda Türkiye ve Suudi Arabistan arasında herhangi bir anlaşmazlık olmadığının altını çizerek, Suudi Arabistan'ın, Türkiye'nin adayını desteklediğini söyledi.
Gül, 'Başbakan Erdoğan'ın İran gezisinin, ABD'nin baskısıyla Temmuz ayına ertelendiği söyleniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?' sorusu üzerine, "Hayret ediyorum. Türkiye'nin baskılarla bir geziyi yapması veya yapmamasının söz konusu olabileceği nasıl düşünülüyor. Bunu anlamıyorum. Türkiye kendi kararını kendisi verir, Sayın Başbakan İran ziyaretini gerçekleştirecektir" dedi.