Türk geleneklerinde önemli bir yeri olan kına, kınagiller ailesinden çiçekli bir bitkidir. Bu bitkinin yapraklarından hazırlanan kına tozunun kaynağı uzun bir çalı ya da kısa bir ağaç olarak ifade edilen ağaçtır. Boyları 2 metre ile 8 metre arasında değişiklik gösteren bu ağaçlardan kına elde edilir. Doğal olarak yetiştiği Kuzey Afrika, Güneybatı Asya ve Kuzey Avustralya'da bu bölgelerin iklim özellikleri sayesinde yaşam sürebilir. Kına bitkisi ya da ağacı, 35 derece ile 45 derece sıcaklıklar arasında yetiştirildiği zaman en yüksek boyuna ulaşır.
Normal halde olan, kırılmamış kına yaprakları boyamaz. Boya etkisi olabilmesi için yaprakların kurutulması ve sıvıyla karıştırılarak bir hamur kıvamı alması gerekir. Yaprakların kurutulması, öğütüldükten sonra elenmesi yolu ile kına adı verilen toz elde edilir. Bu toz geleneklere göre limonlu su, sade su ya da çay veya başka sıvılarla karıştırılarak amaca göre sürülür.
Kadınların saçlarına, erkeklerin sakallarına kına sürmesi ya da ellere, ayaklara kına sürülmesi kına yakmak olarak ifade edilir. Geleneklere göre kına yakılarak kutlamalar ya da kutsamalar yapılır. İnanışlarla beslenen geleneklere göre Türklerde sünnet çocuğuna, askere gidecek olan gence ve geline kına yakılır.
Sadece geleneklere göre ya da kozmetik amaçlı değil çeşitli sağlık nedenleri ile de kına yakılabilir. Kına sürmenin insan sağlığına çeşitli faydaları olduğu bilinmektedir. Kınanın en çok saça kullanıldığı bilinir ve bu kullanımın nedeni saç için sağladığı yararlardır. Saçların rengini değiştiren kına aynı zamanda şu yararları için de saçlara yakılır:
Kınanın saça faydalarının dışında vücudun farklı bölgelerine de çeşitli yararlar sağladığı bilinmektedir. Ellere ve ayaklara da yakılan kına çoğu zaman gelenekler için yakılırken bazen de çeşitli sağlık nedenleri için yakılabilmektedir.
Kınanın ayağa faydaları kınanın insan sağlığı için faydalarına çeşitlilik olarak gösterilebilir. Kan dolaşımını hızlandıran kına bu özeliği ile ayaklara sürülerek yoğun işlerde çalışan ya da tam gün ayakta olan insanların ayaklarını rahatlatıcı özelliğe sahiptir.
Kınanın ayaklar için bir diğer yararı da ayak derisinde oluşan ve biriken mikropları ve mantarları temizlemesidir. Antiseptik özelliği ile ayakta oluşan mantarlara iyi gelen kına yakıldığı bölgedeki gerginlikleri ve kaslardaki gerilimi azaltabilir. Kimi zaman bazı kişiler sirke ile karıştırdıkları kına tozunu ayaklarına sürerek ayaklarında oluşan mantar ve mikroplardan korunduklarına ve temizlendiklerine inanmaktadır.
Macun kıvamında sürülebilen kına her ne kadar insan sağlığına saça ya da cilde olan yararları ile bilinse de bazı zararları da dokunabilir. Olası yan etkiler kişiden kişiye değişkenlik gösterebilirken kınanın zararları daha çok özel durumları bulunan kişilerde kendini gösterebilir.
Özellikle hamileler, emziren anneler, yaşı ilerlemiş olan kişiler, çocuklar, alerjik bünyesi olan kişiler, kronik hastalıklara sahip olanlar, düzenli ilaç kullanması gereken kişiler daha dikkatli olmalı ve bilinçsizce kullanmamalıdır. Aksi takdirde kişiden kişiye değişkenlik gösterecek şu belirtiler görülebilir: