Nicole Pope'un gözünden Türkiye'de kadın

Londra'yı ziyaret eden Today's Zaman gazetesi yazarlarından Nicole Pope, Türkiye'deki kadınların son 25 yıldır yaşadığı değişime dair izlenimlerini BBC Türkçe'den Ayça Abakan'a anlattı.

Ayça Abakan

BBC Türkçe

Türkiye'de geçtiğimiz aylarda kadın sağlığı ve kadının kişisel tecihleriyle ilişkili büyük yankı uyandıran tartışmalar yaşandı; toplumun çeşitli katmanlarından her yaşta kadın sokaklara dökülerek Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin kürtaj ve sezaryenle ilgili açıklamalarını ve öngördüğü değişiklikleri protesto etti.

Reklam
Reklam

Konu medyada yaygın şekilde tartışıldı, yankıları uluslararası basına da yansıdı. Peki Türkiye'de yaşayan ve çalışan bir yabancı gazeteci, bütün bu gelişmeleri, tartışmaları nasıl değerlendiriyor?

BBC Türkçe'den Ayça Abakan, kısa bir süre önce Londra'yı ve BBC'yi ziyaret eden Today's Zaman gazetesi yazarlarından Nicole Pope ile, Türkiye'de yaşadığı 25 yıldan bu yana tanıklık ettiği değişimler üstüne bir söyleşi yaptı:

Ayça Abakan: Geçtiğimiz aylarda Türkiye'de genç yaşlı, çok sayıda ve çeşitli katmanlardan kadınların sokaklara dökülerek sezaryenle doğuma kısıtlama getiren, kürtajı yasaklamayı amaçlayan hükümet planlarını protesto etmelerine tanık olduk. Siz, son bir iki ayın tablosunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nicole Pope: Evet, kadınlar sokağa çıktı, çok büyük tartışmalar yaşandı. Tabii bu biraz tehlikeli bir dönem, çünkü Türkiye biraz muhafazakârlaşıyor. Ama tepki çok büyük oldu ve bence ilginç birşey daha oldu. Gördüğüm kadarıyla, şimdiye kadar cinsiyet eşitliği, şiddetle mücadele gibi konular sadece kadınların sorunu gibi algılanıyordu. Erkekler, medyadaki erkek köşe yazarları bu meselelere çok ilgi göstermiyordu. Bu konulara, hala marjinal mesele gözüyle bakıyorlardı. Ama kürtaj ve sezaryen konusundaki tartışmalarla, sorunun daha geniş boyutlar taşıdığı ortaya çıktı.

Reklam
Reklam

Ayça Abakan: Siz kadın sorunlarında kaydedilen ilerlemeler bakımından, Türkiye'nin çizgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? 21. Yüzyılda sezaryen ve kürtaj gibi kişisel seçimlerin ya da zorunlulukların hala tartışma konusu edilebilmesini, nasıl yorumluyorsunuz?

Nicole Pope: Bu sadece Türkiye'de olan birşey değil; maalesef dünyanın birçok yerinde, kadınlara karşı bir tür savaş başladı. Belki kadınlar artık daha aktif ve başarılı oldukları için böyle bir tepki dalgası doğdu dünyada. Yani sadece Türkiye'de değil. Türkiye'deyse muhafazakar kesim kadınları sadece anne olarak görüyordu. Ama ekonomik koşulların değişmesiyle kadınların konumu da değişecek. Çünkü artık insanların hayat tarzı da değişiyor; muhafazakar kesimdekiler de artık tatile çıkmak istiyor; ev, araba, lüks tüketim mallarını edinmek istiyor. Bence ilerde ilginç bir durum çıkacak ortaya.

Reklam
Reklam

Sosyal değişim

Hiçbir aile, tek maaşla bu yükü taşıyamaz ve bence ilerde kadınların daha çok çalışma hayatına katılması gerekecek. Ve kadınlar daha aktif şekilde hayata atıldıkları zaman, biraz karar verebilme hakkına da sahip olmak isteyecekler. Bu konuda çok büyük tartışmalar yaşandı, yaşanıyor. Örneğin şiddet arttı. Ama niye arttı? Eskiden kadınlar, kötü bir evlilik içinde olsalar bile bundan kaçmaları mümkün değildi. Şimdiyse kadınlar şiddet ortamında yaşamak istemiyor; bunu kabul etmiyor, ayrılmak, boşanmak istiyor.

Şu anda bence bu değişimden hala haberdar olmayan ya da bu değişime hazır olmayan erkekler geride kaldı. Dolayısıyla bir sosyal değişim var. Siyaset alanında ise, ben de, bu konunun malzeme olarak kullanıldığına inanıyorum. O dönemde Uludere meselesi çok tartışıldı, hala tartışılıyor çünkü hükümet, hiçbir zaman, tam olarak ne olduğuna dair bir açıklama yapmadı. Kürtaj ve sezaryen konusu malzeme olarak kullanıldı. Başbakan farklı bir gündem yaratmak için bu meselelerle çıktı, kürtajın Uludere olayı gibi birşey olduğunu söyledi. Kürtaj ve sezaryenden, sanki aynı şeylermiş gibi söz etti; oysa bunlar tamamen farklı meseleler.

Reklam
Reklam

'Hâlâ ataerkil refleksler...'

Ayça Abakan: Peki siz tüm bu tartşmalar sırasında Türkiye'nin farklı katmanlarındaki kadınlarla görüşme fırsatını yakalayabildiniz mi? Farklı kesimlerdeki kadınlar ne düşünüyor?

Nicole Pope: Bence bu tartışmalarla ilginç birşey oldu. Muhafazakar kesim içindeki kadınlar ve bazı erkekler açıkça konuştular. Bazı kimseler, "şahsen kürtaja karşıyım ama bir yasaklamaya da destek veremiyorum. Böyle birşey olmaması gerek." dediler. Bu, biraz yeni birşey. AKP'den bir milletvekili bile bu yönde açıklama yaptı. Bu tartışmalarla, insanlar bunun sadece bir kadın meselesi olmadığını farketti.

Ayça Abakan: 25 yıldır Türkiye'de yaşıyorsunuz, gazetecilik yapıyorsunuz. Çeyrek yüzyıldan bu yana çok değişti mi sizce Türkiye'deki kadın?

Nicole Pope: Tabii çok değişti. Kadın hareketi hayli önemli başarılar elde etti. Yasalara baktığınız zaman en azından kağıt üzerinde Türkiye çok geride değil, yasalar o kadar kötü değil. Ama uygulamada çok eksiklikler var. Yargı sürecinde, ataerkil refleksler hâlâ çok kuvvetli bence.

Reklam
Reklam

Ayça Abakan: Sizce bir kadın açısından, Türkiye'de çözülmesi gereken en acil sorun nedir?

Nicole Pope: Tabii bence iş hayatına katılım ve eğitim çok önemli. Çünkü kadın, maddi açıdan bağımsız olmazsa ne yapabilir? Hala çok sayıda kadın bu durumda. Maddi açıdan tamamen bağımlı; hiçbir şey yapamıyorlar. Bu çok zor bir durum. Ama bence koşullar gün geçtikçe değişiyor. Ve değişim de kaçınılmaz. Ama tabii bir de, kadını sadece anne olarak gören ve her ailede üç çocuk olmasını isteyen bir muhafazakar kesim var.

Ayça Abakan: Her ülkede, her seçim zamanı ve ardından da hükümet kuruluşu sırasında gündeme gelen konulardan biri seçilen kadın milletvekili ve hükümete giren kadın bakan sayısı olur. Siz Türkiye'deki kadın siyasetçi sayısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nicole Pope: Son seçimlerde parlamentodaki kadın milletvekili oranı biraz yükseldi, şu anda yüzde 14 civarında. Tabii hala çok düşük. Ve sadece parlamentoda olmak değil asıl mesele. Kadın milletvekillerinin parlamentoda etkili olabilmesi önemli. Kadın siyasetçiler için koşullar epey zor ama kuvvetli kadınlar da var. Örneğin bence Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin iyi şeyler yapmak istiyor. Tabii kendisi de, bu hükümetin bir üyesi olarak muhafazakar ve hükümette tek kadın bakan olarak çalışması çok zor.

Reklam
Reklam

Bence Türkiye'de en önemli sorun şu: Bu sezaryen konusunda olduğu gibi, bir konuyu tartışmak kötü birşey olmamasına rağmen, Başbakanın sorunu tartışırken bir şeyleri dayatmaya çalışması olumsuz. Sorunlar tartışmaya açılamadan, hemen kapanıyor. Ve bence bu üzücü birşey, çünkü sezaryen oranı Türkiye'de çok çok yüksek ve belki de gereksiz.

Ama bu yasayla, yasakla çözülmez. Hastanede altyapı oluşturulması lazım, doktorlara, hastanedeki personele tamamen farklı bir eğitim verilmesi gerekli. Maalesef böyle bir yaklaşım mümkün değil, çünkü bu tür meseleler tartışmaya açılmıyor, hemen bazı şeylerin dayatılması yoluna gidiliyor.

Haberin Devamı İçin Tıklayın