SAMSUN (İHA) - Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Adayı Zeki Sezer, "Ecevit'in veliahtı" denilerek Akbulut'a benzetilince sinirlendi. Zeki Sezer, "DSP, ANAP; Bülent Ecevit, Özal; ben de Akbulut değilim. Ben, DSP kurulduğu günden beri her kademede görev almış ve 17 senedir DSP okulunda eğitim gören rüştünü ispatlamış birisiyim" dedi.
DSP'nin 25 Temmuz'da yapılacak olan kurultayındaki Genel Başkan Adayları'ndan Ecevit'in örgütlere önerdiği isim olan Genel Başkan Yardımcısı Zeki Sezer, DSP Samsun İl Başkanlığı'nı ziyaret ederek bir konuşma yaptı.
Konuşmasında hükümete ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenen Sezer, "Bugün içinde bulunduğumuz siyasal ortamda cumhuriyetin 80 yıllık kazanımlarından geri adım atılıyor. Atatürk'ün laik, demokratik cumhuriyeti kazanımlarından geri götürülmeye çalışılıyor. Bütün bunlar, çılgınca kadrolaşma, YÖK Yasası benzeri girişimler ve kamu yönetiminde yapılmaya çalışılan değişiklikler ve uygulamalarla gerçekleştirilmeye çalışılıyor" iddiasında bulundu.
Cumhuriyetin kazanımlarının korunup Atatürk'ün tarif ettiği çağdaş uygarlık düzeyine taşınabilmesi için Türkiye'nin DSP'ye her zamankinden çok ihtiyacı bulunduğunu kaydeden Zeki Sezer, hükümetin uluslararası ilişkilerde de ödün üstüne ödün verdiğini ileri sürdü.
Hükümeti eleştirisinin ardından kurultaya değinen Zeki Sezer, kurultayda ulusal önderleri Bülent Ecevit'in Genel Başkanlık görevinden ayrılacağını hatırlatarak, "Genel Başkanlık görevinden ayrılırken de partisinin geleceğini düşünen bilge devlet adamı kendisinden sonraki dönem için DSP ve örgütlere beni tavsiye etti. Benim için gurur verici. Ecevit, Genel Başkanlık'tan ayrılsa da bir düşünür olarak, parti okulumuzda dersler vererek, projelerin oluşturulmasında önderlik ederek, Türkiye'nin geleceğine büyük katkılar verecektir" dedi.
Türkiye'nin ve DSP'nin geleceğine inancının tam olduğuna işaret eden Zeki Sezer, Ecevit güneşinin altında yıldızların görülemediğini, bu yıldızların geniş bir kadro hareketiyle DSP'ye ve Türkiye'ye katkı vereceğini iddia etti. Önümüzdeki dönemde Türkiye'yi köy köy dolaşacaklarını ifade eden Zeki Sezer, kadınların ve gençlerin de önünü açarak Türkiye'nin birinci partisi olacaklarını söyledi.
Sezer, konuşmasını tamamladıktan sonra gazetecilerin sorusunu cevaplandırdı. Bir gazetecinin, "Sizi Ecevit örgütlere önerdiyse diğer adaylar Levent Özer, Şükrü Sina Gürel, Aydın Tümen ve Atilla Mutman'ın kurultayda hiç şansı yok mu?" diye sorması üzerine "Ben delegelerin oylarını ipotek altına almış değilim" diyen Sezer, "Ben delege çalışması da yapmıyorum. Onu kurultayımız gösterecek. Ama 'Ecevit'in mirasına evet, Ecevit'e hayır'ın Türkiye'yi ve DSP'yi nereye götürebileceğini bütün arkadaşlarım biliyor" açıklamasını yaptı.
Avrasyalaşma süreciyle ilgili neyi kastettiğinin sorulması üzerine ise Sezer, "Avrasyalaşma süreciyle Balkanlar'dan Kazakistan'a kadar Türkiye'nin liderliğini kastediyorum. Türkiye, tarihi, kültürel, jeopolitik bakımlardan anahtar ülkedir ve ekonomik koşulları nedeniyle de Avrasya hareketinin lideri olabilecek konumdadır. AB'den vazgeçmiş değiliz ama dünyanın geleceği Avrasyalaşma hareketindedir" şeklinde konuştu.
DSP'nin milliyetçilik ve laiklik konusundaki düşünceleri de sorulan Zeki Sezer, şunları söyledi:
"Milliyetçilik. Biz kafatasına bakmaksızın Türkiye'de yaşayan herkesin baştan başa tüm halkımızın fırsat eşitliğini sağlayacak bir yapıyı savunuyoruz. Ama ben Türklüğümle gurur duyuyorum. Ulusalcı olmadan, milli haklarımızı savunmadan solcu da olunmaz. Laiklik denilince de, biz inanıyoruz ki ruhban sınıfı da bulundurmayan İslamiyet laikliğe en yakın dindir. Laiklik İslamiyet'in olmazsa olmazıdır. Dini ticarete, siyasete alet ederseniz daha çok dine zarar verilir. Ülkenin ulusun birliğine zarar verilir. Biz din ve devlet işlerinin ayrılması anlamında laikliği sonuna kadar savunacağız. Bunu yaparken halkımızın dini inançlarına saygı gösterilmesi konusunda hiçbir tereddütümüz yok. Tam tersi biz diyoruz ki; dindarlar da solcu, solcular da dindar olabilir. Yanlış söylemler nedeniyle sağın tabanına itilmiş çok sayıda solda olması gereken insan var. DSP o insanları da kucaklayarak Türkiye'de solu ve sosyal adaleti geliştirecek."
Zeki Sezer, "Özal, Akbulut'u veliaht gösterdi. Sizi DSP'nin Akbulut'u olarak gösterenler var. Siz kendinizi nerede görüyorsunuz?" sorusu üzerine ise sinirlendi. Sezer, "DSP, ANAP değil. Bülent Ecevit, Özal değil. Ben de Akbulut değilim. Ben DSP'nin kurulduğu günden beri her kademesinde görev almış ve rüştünü ispatlamış birisi olarak ve aldığı görevleri trübinlere oynamadan layıkıyla yapmış birisi olarak DSP'yi Ecevit'ten aldığım ışıkla Türkiye'nin en üst noktasına taşıyabilecek kişiyim. Sayın Ecevit, örgütlerimize '17 senedir benim üniversitemde yetişen birini size sunuyorum' dedi. DSP benimle şaha kalkacak. Veliahtlık değil, örgüte tavsiye edilen kişiyim" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin en zengin partisi olan DSP'nin başına yönetim kurulu başkanı seçiliyormuş gibi izlenimlerin olduğu aktarılan Sezer, bunu en hafif tabirle çirkinlik olarak nitelendirdi. Sezer bu konuya ilişkin şunları söyledi:
"Siyasetle ticareti bir tutanların yakıştırması bu. DSP'de siyaset ayrıdır. Ticaretle hiç birleştirilmez. Bizim paramız varsa ve kuruşuna kadar kamuoyunun gündemindeyse gelirimizin tümünün yasal yollardan olmasındandır. İkincisi biz paramızı kamunun parası olduğunun bilinciyle yatlar, katlar, özel uçaklarda değil, örgütlerimizin gereksinimlerini karşılamada değerlendirdiğimiz içindir. Bizim paramız çok ama son genel seçimlerde şu an iktidardaki parti Türkiye'yi baştan başa bilbordlarla donatırken, bizim paramız o bilbordlara yetmemişti. Yani bizim paramızın tümü görünür, şeffaf, açık. Bu paranın kullanılmasında ben söz sahibi insanlardan birisiydim. Bugüne kadar nasıl sağlıklı değerlendirildiyse bundan sonra da değerlendirilecek. Parayla siyaseti karıştırmak en hafifinden çirkindir. DSP, kimseye diyet borcu olmadan siyaset yapan ve bunun bedenilini de sıkça ödemek zorunda kalan ama yolundan sapmayan ulusal birliği savunmaktan sapmayan bir partidir"
Sezer, kurultayda şiddet yaşanmayacağını kaydederken DSP'de "Sema hanım" olayındaki gibi küçük olayların büyütülerek kamuoyuna yansıtıldığını da sözlerine ekledi.