Türkiye'nin AB üyeliği

VİYANA (İHA) - Avusturya'da yayımlanan sol eğilimli Der Standard Gazetesi'nin Albüm ekinde, gazeteci Gerhard Plott'un, Avusturya Dışişleri Bakanlığı eski Genel Sekreteri Albert Rohan ile yaptığı mülakata yer verildi.

Röportajda Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Rohan, AB'nin Türkiye'yi reddetmesi halinde her şeyin tehlikeye düşeceğini söyledi.

Reklam
Reklam

Gazeteci Plott'un, "Martti Ahtisaari, Michael Rocard, Kurt Biedenkopf ve Emma Bonino gibi Avrupalı politikacılardan oluşan 'Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun Eylül başında nihai raporunu sunacak. Tavsiyeniz ne olacak?" sorusunu yanıtlayan Rohan, "Ben şahsen Türkiye'de tepeden sessiz bir devrim, tümden bir değişim gerçekleştirildiği gibi muazzam bir izlenime kapıldım. Toplumsal, kurumsal ve siyasi sistem tümden değişti. Yasal alanda ise dokuz reform paketi Türkiye'yi AB'ye yakınlaştırdı. Ancak uygulamada tabii bazı zayıflıklar var. Halkın büyük bir çoğunluğu AB projesinin arkasında yer alıyor. İşte bu yüzden bürokrasi, yargı ve ordudaki direniş zayıf kalıyor. Ancak, reform süreci tamamen AB'ye bağlı. Bu yakınlaşma, dinamizmi canlı tutulabildiği sürece reform süreci de devam edecektir. AB Türkiye'yi reddederse, her şey tehlikeye düşebilir" dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin üye olması halinde, Avrupa Parlamentosu'nda ekonomik açıdan güçlü Almanya kadar sandalyesi olacağının hatırlatılması üzerine Rohan, "Komisyon için nüfusun çokluğu bir rol oynamıyor, her ülkenin bir komiseri var, sonra dönüşüm sistemi uygulanıyor. AB Parlamentosu'nda ise nasıl oy kullanılacağı, ulusal çizgiye değil, mensup olunan partiye bağlı. Türk parlamenterler bir blok kurmayacaktır, bu pek yapıcı bir tutum olmaz. Konsey'de ise yeni Anayasa'ya göre çifte çoğunluk olacak. Birinci çoğunlukta ülkenin büyüklüğü önem taşımayacak, her ülkenin tek oy kullanma hakkı var. İkinci çoğunlukta ise, ki bu AB'nin kurumsal sisteminde bunun söz konusu olabileceği tek alan, nüfusun çokluğu bir rol oynayacak, Türkiye yasaları bloke edebilir. Ama burada bile çoğunluklar konuya göre değişiyor" dedi.

Reklam
Reklam

"Sizce Avrupa göç dalgasından korkmakta haklı mı?" sorusunu yanıtlayan Rohan, "Göç son derece az olacak ve ancak 2025'te kendini hissettirecek. Ama o zaman Avrupa'nın da tıpkı 60'lı yıllarda olduğu gibi, acilen göçmene ihtiyacı olacak. Güvenilir tahminler, AB'nin tümüne 2.7 milyon göçmenin geleceğinden yola çıkıyor. Ancak Türklerin çoğu, tabi diğer Türklerin yaşadığı ülkelere göç edecektir" dedi.

Türkiye'nin AB'ye yönelişinin tarihi seyri hakkında da görüşünü açıklayan Rohan, "Bu 19. yüzyıldan, tanzimat zamanından, yani Osmanlı sultanlarının Fransa'yı örnek alarak batılı reformlar yaptığı değişim zamanından kalma birşey. Kemal Atatürk, sonra laikliği tamamlamış oldu" dedi.

Türkiye'nin üyeliği konusunda Avusturya'nın muhalefetini de değerlendiren Rohan, "Avusturya'daki siyasi liderler korkuları alevlendirmek değil, gerçeği söylemek ve aydınlatıcı olmak sorumluluğunu taşıyor. Türkiye, bugün yaşam stiliyle Avrupa'dan çok farklı değil. Anadolu'daki bir çiftçi, Sicilya ya da Polonya'dakiyle rahatlıkla kıyaslanabilir. Asıl sorun, 'kültürel farklılık' süsü arkasına gizlenen din. Ama Avrupa'nın değerleri arasında din unsuru yok" sözlerini kullandı.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin üyeliğine muhalif olan bazı çevrelerin "İmtiyazlı ortaklık" teklifini de değerlendiren Rohan, "Bu anlaşılması güç bir plan. Türkler, Gümrük Birliği'ne üye, ayrıca Avrupa Konvansiyonu ve konseylere katılıyorlar. CDU'nun Başkanı Angela Merkel, böyle bir ortaklığın nelerden oluşacağını açıklayamadı" dedi.

"Ankara, AB'ye katılması halinde, devletin önemli haklarını Brüksel'e devretmeye şu an için hazır" diyen Rohan, Türkiye'nin Birliğe alınmasının diğer Müslüman ülkelere örnek teşkil edebileceği değerlendirmesinde bulunarak, "Bu bence en önemli noktalardan biri. Gerçi modernleşme ve laiklik diğer Müslüman ülkelerden önce başladığı için Türkiye otomatikman örnek alınacak diye bir şey yok. Asıl ikilem, radikal İslam ile demokrasinin bağdaşmaması. Bu yüzden Cezayir, Fas ve Tunus gibi ılımlı ülkeler Kuran'a modern toplumsal sistemi mümkün kılacak bir yorum arıyorlar. Bu ülkeler için Türkiye örneği büyük önem taşıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Üyesi olduğu 'Bağımsız Avrupa Komisyonu'nun açıklayacağı rapora ilişkin görüşlerini de ifade eden Rohan, "Raporumuz 6 Eylül'de Brüksel'de açıklanacak. Böylece mantıksız endişeler doğru boyutlara kavuşacak" sözlerini kullandı.

Haberin Devamı İçin Tıklayın