"Yolumuza devam edeceğiz"

KOPENHAG (İHA) - Başbakan Abdullah Gül, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) yoluna kendi halkı için devam edeceğini belirterek, "Ümit ediyoruz ki herkes son dakikaya kadar üzerine düşen gayreti gösterecektir, bazı iyileştirmeler bekliyorum" dedi.

Başbakan Abdullah Gül, Avrupa Birliği'nin (AB) Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye ile ilgili kararını değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenledi. AB'nin tarihi toplantılarından birisini yaptığını belirten Gül, bu toplantının kısas mevzusunun genişleme, diğer önemli konusunun ise Türkiye olduğunu kaydetti. Bu çerçevede hükümetin büyük bir hazırlık içerisinde olduğunu hatırlatan Başbakan Gül, "Buraya gelmeden önce AB ile müzakere tarihinin başlaması için Kopenhag Kriterleri'nin yerine getirilmesi bilincinde hareket ettik. Bununla ilgili reform paketleri Meclis'ten geçti ve bu reform paketleri devam edecektir. Türkiye'nin yaptıklarını AB'nin birçok liderine izah ettik. Şu anda ortaya çıkan durum her ne kadar kesinlik kazanmadı ise de biraz belli. Daha kısa sürede verilecek bir müzakere tarihi için üzerimize düşeni yaptık. Ancak bu müzakere tarihi biraz gecikmeli olarak ortaya çıktı" dedi.

Reklam
Reklam

"BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPTIK" Bugün Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Başbakanı ile yaptıkları görüşmelerin değerlendirmesini bekleyeceklerini ifade eden Gül, bütün bu reform paketlerini AB ilişkileri ortada olmasa da Türk halkının hak ettiğini söyledi. Bu bağlamda yaptıklarına devam edeceklerini vurgulayan Gül, "Türkiye, birçok dış politika boyutları olan bir ülkedir. Bundan AB yararlanacaktır. Biz üzerimize düşenleri yaptık" ifadelerini kullandı.

Son gelişmelerde bazı AB ülkelerinin iç kamuoylarının dikkate alınarak karar aldığının görüldüğünü belirten Gül, bu bağlamda Kopenhag Kriterleri'ne bazı yeni şartlar eklendiğinin ortaya çıktığını dile getirdi. Türkiye'nin bu yolda kendi halkı için devam edeceğini vurgulayan Gül, Türkiye'nin dış politikada birçok boyutu olduğunu söyledi.
Başbakan Gül, "Kıbrıs'ta ne oluyor?" şeklindeki bir soruya, "Gördüğünüz gibi taslak paragrafta Almanya ve Fransa'nın etrafında bir görüşme var. Kıbrıs'ta bizim olumlu yaklaşımımız devam etmektedir. Dün yaptığımız görüşmeler bu çerçeve içinde olmuştur. Bu konu çok fazla gündeme getirilmemiştir ama biz bu konuyu gündeme getirdik. Bu sorunun çözülmesi için gayret ediyoruz. Bunun çözümünün makul bir çerçevede olması gerek" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"BAZI İYİLEŞTİRMELER BEKLİYORUM" Son dakikaya kadar gayret ettiklerini söyleyen Gül, "Ortada henüz taslak var. Bu taslakta bazı iyileştirmelerin olabileceği görüşündeyiz. Bu görüşmede kanaatlerimiz ve görüşlerimiz dile getirilmiştir. Her iki ülkenin lideri de kendileri açısından söyleyeceklerini söylemiştir. Bu kararla Türkiye'nin müzakere tarihinin üyeliğe girişi zapt altına alınmıştır, kanaatlerini açıkça söylemişlerdir. Biz bunu çok erken bir tarihe almak istiyorduk. Ümit ediyoruz ki herkes son dakikaya kadar üzerine düşen gayreti gösterecektir, bazı iyileştirmeler bekliyorum" dedi.

"Tarih alamazsanız Türkiye istenmiyor gibi bir sonuç çıkar mı?" sorusuna Gül, "Elbette biz konumumuzu kendilerine aktardık. Ama tek kriter siyasi müzakerelerinin başlatılmasıdır. Biz yeni kriterlerin masaya konulmasını istemiyoruz. 'Biz kabul ediyoruz müzakereler Türkiye ile başlayacak' dendi. Belki 2003 yılında değil, biraz daha sonra. Elbette ilerleme raporu da açıklanacak. Bu da normal süreç ve ilerleme raporunda Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirip getirmeyeceği belli olacaktır" şeklinde yanıt verdi.

Reklam
Reklam

"TÜRKİYE'NİN MÜSLÜMAN KİMLİĞİ ÖNEMLİ BİR FAKTÖR" AB Konvansiyonu Başkanı Valery Giscard d'Estaing'in Türkiye ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Başbakan Gül, "Demokratik ülkelerde farklı siyasal görüşler vardır. Bu da onlardan biri. Bu zirve şunu gösterdi ki bu fikir doğru değil. Çünkü Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlaması kabul gördü. Müzakerelerin ne zaman başlayacağı istediğimiz yönde olmadı. Herkese şunu söyledim; Türkiye'nin Müslüman kimliği önemli bir faktör. Türkiye, AB'ye katılacak olursa, demokrat modern bir ülke olacağını göstermiş olacağız. AB bununla zenginleşecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bütün gayretlerinin 2004'den önce gün almak olduğunu ifade eden Başbakan Gül, "Fakat şüphesiz ki biz bu sürece düştükten sonra nihai kararı AB üyesi ülkeler verdi. Buna karşı çıkan ülkeler de oldu. Bizi destekleyen ülkelerden bir tanesi Yunanistan'dır. Bu tip konuların Türkiye'nin müzakereye başlamasında bir problem olmayacağı yönünde konuşmalar olmuştur" diye konuştu.

Reklam
Reklam

KIBRIS KONUSU "Türkiye'nin AB yoluna gireceği kesinleşmiş gibi görünüyordu. Kıbrıs Rum tarafı için geçerli olan durum Kıbrıs Türk halkı için böyle gözükmüyor. Şu anda Kıbrıs'ta çözüm için mitingler yapılıyor. Dentaş da mevcut çözüme karşı olduğunu ilan etti. Bu durumda Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkına nasıl bir yardımınız olacak? Farklı bir desteği Kıbrıs Türk halkına verebilecek misiniz?" şeklindeki bir soruya Başbakan Gül, şu şekilde yanıt verdi:

"Önemli bir noktaya değindiniz. Kıbrıs'la ilgili Türk kesiminin AB'ye girip girmeyeceği burada bitmemiştir. 28 Şubat'a kadar bu müzakereler devam edecektir. Bizim hükümetimizin bütün gayreti çözüme yöneliktir. Burada bu konu eğer çok daha fazla açılmış olsaydı, bizim de söyleyeceklerimiz vardı ama şu anda Seul'de bir süreç vardır. Önümüzdeki günlerde ümit ediyoruz ki her iki tarafı tatmin edebilecek bir neticeye ulaşalım."

Reklam
Reklam

"Bir tarih aldınız mı? Bu bir tarih mi?" yönündeki bir başka soruya karşılık veren Gül, "Bu konuları daha iyi bilen bir kişi olarak bu yorumu siz yapın. Realist olarak bu vardı. Biz daha iyi bir tarih bekliyorduk. Son dakikaya kadar da üzerimize düşen görevi yaptık. 2004 tarihinde müzakerelerin başlamasına karar verdiler. Burada çıkan neticeler dikkate alınacaktır. Biz hükümet olarak kendimize güveniyoruz. Biz AB söz konusu olmasa da Türkiye'de reformların hak edildiğine inanıyoruz" diye konuştu.

Haberin Devamı İçin Tıklayın