Yunanistan'ın boş hayali: Pontus

İSTANBUL (İHA) - Doğu Karadeniz Bölgesi'nde M.Ö. 301-63 yılları arasında hüküm süren Pontus Devleti'nin ve M.S. 1207-1461 yılları arasında yaşayan Trabzon Devleti'nin, 'Rum-Pontus Devleti' idealindeki Yunanistan ile bir ilgisi olmadığı bildiriliyor.

Tarihçiler, Karadeniz'in bilinen ilk adının 'Pontus Euxeinos' olduğunu kaydediyor. Tarihçilere göre, Miletli gemiciler buraya geldiklerinde, 'ne yapacağı belli olmayan' bu denizle bütünleşmek için, 'mutluluk veren' ve 'konuksever' anlamına gelen Pontus Euxeinos adını vermişler. Karadeniz Bölgesi'nin hem Pontus Krallığı ve hem de Trabzon Rum İmparatorluğu'ndan daha uzun bir süredir, Türk egemenliğinde bulunduğunu ve onun da ötesinde "Türk Yurdu" olduğunu ifade eden tarihçiler, bu durumun, 540 yıl gibi uzun bir dönemde, Karadeniz Bölgesi'ne damgasını vuran tarihi eserlere bakılırsa, daha iyi anlaşılacağını vurguluyor. Tarihçiler, eğer bu türlü politikaların peşinden koşulacaksa, Yunanistan'ın, tarihi Makedonya'nın sınırları içerisinde bulunan Selanik şehrini, öncelikle Makedonya'ya vermesi gerektiğini savunuyor.
Tarihçilere göre, Anadolu'nun Karadeniz kıyılarında bir Pontus-Rum Devleti'nin kurulması tasarısı ise XIX. yüzyılın ilk yarısına kadar uzanıyor. Filik-i Eteryanın doğuşu, Yunan ayaklanması ve ardından bir Yunan Devleti'nin kurulması, bu tasarının başlangıç yıllarını oluşturuyor. Kurulması düşünülen Pontus Rum Devleti'nin sınırları, Fransa'nın başşehri Paris'te basılıp, Samsun'da ele geçirilen bir haritaya göre Rize, Trabzon, Giresun, Samsun ve Sinop ile birlikte Kastamonu, Çankırı, Yozgat, Sivas, Şebinkarahisar, Tokat, Amasya, Çorum, Gümüşhane ve kısmen Erzincan'ı içine alıyor. Pontus-Rum Devleti'ne merkez olarak da Samsun ili düşünülmüş.

Reklam
Reklam

PONTUS DEVLETİ KURMA ÇABALARI Tarihçiler, Türkiye toprakları üzerinde ilk Pontus örgütlenmesinin, Kastamonu'nun İnebolu İlçesi'nde, halkın 'Manastır' adını verdiği bir tepede, Rum asıllı ABDli papaz olan Klematios tarafından gerçekleştirildiğini belirtiyor. Pontus Derneği'nin ise, 1904 yılında Merzifon Amerikan Koleji'nde gizli olarak kurulduğunu ve onu, 1908'de Samsun'daki Yasal Savunma ve daha sonra Kutsal Anadolu Rum derneklerinin izlediğini anlatan tarihçeler, böylece Pontus örgütlenmesinin genişlediğini ve Batum'dan İnebolu'ya kadar olan bütün Karadeniz Bölgesi'nde bir çok şubeler açıldığını hatırlatıyor.

Birinci Dünya Savaşı'nın ilk önemli Rum çetesinin, Samsun'un Bafra İlçesi'nde ortaya çıktığını kaydeden tarihçiler, bu Rum çetesinin ilk faaliyetinin, Kasnakçı Mermer Köyü'nden iki Türk'ü diri diri yakmak olduğunu bildiriyor. Tarihçiler, çetenin, bunun ardından bir Türk köyü olan Çağşur'u da yaktıklarını ve halkını da çocuk, yaşlı, kadın demeden öldürdüklerini anlatıyor.

Reklam
Reklam

PONTUSÇULUĞUN SONU 1920 sonlarına doğru Karadeniz kıyılarında, Samsun, Çarşamba, Bafra, Erbaa, Zile'deki Rum köylerinde, Rumların geniş çete faaliyetlerine giriştiklerini vurgulayan tarihçiler, başlangıçta 6-7 bin silahlı kadar tahmin edilen Pontusçuların, daha sonra 25 bin kadar silahlı kuvvete ulaştıklarını belirtiyor.

Bu durumda, Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günlerinde Ankara Hükümeti'nin, askeri tedbirler almak zorunda kaldığını bildiren tarihçiler, 1920 sonu ve 1921 başlarında III. ve XV. kolordularun, bu bölgelere önemli askeri birlikler gönderdiklerini, daha sonra III. Kolordu'nun, Birinci Merkez Ordusu şekline konulduğunu ve Pontus sorununun, bu orduya bırakıldığını, 1921 yılı boyunca, yoğun faaliyet yaşandığını kaydediyor.

Tarihçilerin bildirdiğine göre, bu hareketlerde Pontusçulara ait 117 büyük sığınak tahrip edildi ve resmi makamlara göre 3 bin 877 Pontusçu öldürüldü. Bu arada Pontusçular da, 439 Türk köyünü yaktılar, asker ve halktan önemli kayıplara sebep oldular. 1921 sonunda ve 1922 başlarında Karadeniz Bölgesi'ndeki Rum nüfusunun Yunanistan'a taşınmasına başlandı. Bu durum, Karadeniz Bölgesi'ndeki Rum nüfusun ortadan kalkmasına ve Türkiye'de ulusal birliğin sağlanması yönünde önemli bir etken oldu.

Reklam
Reklam
Haberin Devamı İçin Tıklayın