Son dakika haberi: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yabancı Medya Bilgilendirme Toplantısı'nda konuştu. Tunç açıklamasında "Kanun önünde herkes eşittir. Yargı yetkisi tarafsız ve bağımsız mahkemelerdedir" ifadelerini kullandı.
Tunç'un İBB'ye yönelik operasyon hakkında ifadeleri şöyle:
"Geçen hafta; bilindiği üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının da bulunduğu, 106 şüpheliyi kapsayan 2 ayrı soruşturma başlatılmıştır.
Terör suçları soruşturma bürosu tarafından devam eden soruşturma kapsamında; 7 şüpheli bulunmakta olup, bu kişiler hakkında terör örgütüne iştirak halinde yardım etme suçunu işledikleri iddiası yer almaktadır.
Bu soruşturmada;
3 şüpheli tutuklu,
1 şüpheli hakkında adli kontrol kararı,
2 şüpheli hakkında da yakalama kararı verilmiş ve
1 şüpheli de gözaltında bulunmaktadır.
Örgütlü suçlar soruşturma bürosunca yürütülmekte olan diğer soruşturmada ise; çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme suçlarının işlendiği iddiası yer almaktadır.
Bu soruşturma kapsamında da 48 şüpheli tutuklanmıştır.
Böylece her iki soruşturmada haklarında gözaltı kararı verilen 106 kişiden;
51’i tutuklanmış,
41 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiş,
14 şüphelinin ise yakalama işlemleri devam etmektedir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmaya ilişkin yaptığı açıklamadan anlaşılacağı üzere; soruşturma dosyaları içerisinde Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları, vergi uzmanı incelemeleri, mülkiye müfettişleri tevdi raporu, tanık beyanları ile diğer delillerin mevcut olduğu belirtilmektedir.
Bu kapsamda:
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştirakleri, reklam gelirleri ve diğer bazı birimlerinden sorumlu genel müdür ya da başkan nezdinde yetkisi bulunan yöneticileri üzerinden bazı özel kişi ve şirketler aracılığıyla ihalelerde usulsüzlük yapıldığı iddiası,
İhaleyi alan firmaların farklı iş ve işlemlere zorlanarak maddi menfaat elde edildiği, bu şekilde elde edilen ya da kaynağı belli olmayan paraları şüphelilerin şirketlerine aktararak haksız kazanç sağladıkları iddiası,
Şüpheli bazı belediye yetkililerinin ruhsata ilişkin yetkilerini kötüye kullanarak ilgili kişilerden yasa dışı menfaat talep edildiği, vermeyen kişilere yüksek miktarlarda cezai işlem uyguladıkları iddiası,
Belediyenin medyadan sorumlu birimleri aracılığıyla geliştirdikleri uygulama programları üzerinden kişisel verileri ele geçirdikleri iddiası,
İBB İştiraki şirketlerine ait ihale edilen açık hava reklam mecralarından elde edilen gelirden, şüphelilere aktarılan miktarların, ihaleyi alan firmalar tarafından paravan şirketlere iş yapmış gibi sözleşme imzalayıp sahte faturalar karşılığı transfer edildiği iddiası,
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınması sırasında kamuoyuna para sayma görüntüleri olarak yansıyan soruşturmada bazı iş adamlarıyla hukuka aykırı olarak hareket ederek haksız kazanç sağlandığı iddiası,
Şüphelilerin hem kendi üzerlerine hem de SGK’lı çalışanlarının üzerlerine kurdukları şirketlerle Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinin hizmet alımı nitelikli işlerine yüksek fiyatlı teklifler vererek sonuç fiyatı kendilerinin belirlemesi suretiyle ederlerinin çok üzerinde işler aldıkları, aldıkları işlerin bir kısmını yerine getirmedikleri, bir kısmını ise yerine getirmiş gibi sahte fatura düzenleyerek elde ettikleri suç gelirini akladıkları iddiasına ilişkin hususlar,
19 Mart tarihinde soruşturmanın başlangıcında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Soruşturma kapsamında gözaltı işlemleri başladığı andan itibaren, kamuoyunda bazı çevreler;
Soruşturmanın içeriğini bilmeden, iddia ve savunmaları görmeden, dosyaların detayına vakıf olmadan, deliller hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadan, soruşturma makamını baskı altına almaya çalışarak Adli soruşturmayı siyasi saiklerle yapılan bir soruşturma gibi göstermeye çalışmışlardır.
Bu çerçevede soruşturmayla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza haksız, hukuksuz, mesnetsiz ve saygı sınırlarını aşan ithamlarda bulunmuşlar,
Adli soruşturmayı Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirmeye çalışmışlardır.
Sorumsuzca yapılan bu açıklamaları kesin bir dille reddediyoruz…
Şu hususun altını bir kez daha özellikle çizmek isterim.
Soruşturma tamamen bağımsız adli makamlar tarafından yürütülmektedir.
Söz konusu iddialara vakıf olan soruşturma makamının, bu iddialara vakıf olduktan sonra bir soruşturma başlatmaması düşünülemez.
Nitekim, Ceza Muhakemesi Kanunumuzun “Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi” başlıklı 160. maddesinde;
“Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da Kanunun bu amir hükmü doğrultusunda da görevini yapmakta olup, soruşturmayı tüm yönleriyle büyük bir hassasiyet ve titizlikle yürütmektedir. "
Okuyucu Yorumları 0 yorum