Mark Gregory
Rio de Janeiro, Brezilya
Brezilya'da mahkûm olmak, öyle pek kolay değil.
Buradaki hapishanelerin ne kadar köhne ve kalabalık olduğunu bilmeyen yok.
Sağlık koşulları deseniz berbat; ihlaller ve çetelerin yol açtığı şiddet yaygın...
Buna rağmen, toplumun geri kalanında acıma duygusu da pek yok. Giderek artan ve yüksek orandaki şiddet olaylarından bezmiş haldeki çoğu Brezilyalı, cezaevlerindekilere bakıp "Hakettiklerini buluyorlar" diyor.
Diğer bir çok ülkede olduğu gibi mahkûmların çoğu parçalanmış ailelerden geliyor. Eğitim düzeyleri düşük. Doğru dürüst bir işe girmelerini sağlayacak becerileri de pek yok.
Bir çoğu için suç işlemek; bir kariyer seçimi değil; suç işlemek, yapmayı bildikleri tek şey.
Ama kendisini, bu duruma bir alternatif yaratmaya adamış bir insanla tanıştım yakınlarda.
Mahkûmlarla ve onların aileleriyle bir araya geliyor; onlara cezaevlerinden uzak durmalarını, ekmek paralarını yasal yollardan kazanmalarını sağlayacak beceriler öğretmeye, destek olmaya çalışıyor.
Aslında o bunu yapan tek kişi değil, Brezilya'da hapishanelerde benzeri bir çok proje zaten uygulanmakta. Ama Ronaldo Monteiro, başka bir açıdan bakıyor bu duruma. Çünkü o da eski bir suçlu, yani içerideki meseleleri gerçekten biliyor.
Gasp ve adam kaçırma suçlarından 14 yıl hapis yatmış.
Adam Kaçırma ve Fidye Ama şimdi mahkûmlara bilgisayar ve internet kullanmayı öğreten bir derneğin başında.
İnternet aslında Brezilyalılar için bir saplantı demek yanlış olmaz.
Ortalama bir kullanıcı, ayda 70 saatini internette geçiriyor ama evinde kişisel bilgisayarı olanlar, azınlıkta.
Bunun yerine internet kafelere gitmeyi tercih ediyorlar, en azından kentlerde hemen her yerde bu kafeleri bulmak mümkün.
Sosyal paylaşım siteleri büyük ilgi görüyor ama buradaki pazarın lideri Facebook değil, Orkut. Google'a rakip bir hizmet...
Ronaldo ile Rio de Janeiro'nun banliyölerinden birinde buluşuyoruz.
52 yaşında ama atletik bir görünüşü var. Bana bu sokaklarda büyüdüğünü, bir çok suçu burada işlediğini ama artık topluma geri bir şeyler vermek istediğini anlatıyor.
Daha önce adam kaçırma işlerine bulaşmış kimseyle tanışmamıştım o yüzden nasıl suç işlemeye başladığını ve onu neyin değiştirdiğini merak ediyorum.
Ronaldo Brezilya hapishanelerindeki pek çok kişiden farklı olarak düzgün bir aileden geldiğini söylüyor önce.
Annesi öğretmenmiş; babası da kamyon şoförü. Üniversiteye bile gidebilmiş ama delikanlılık ruhu ve suçla gelen para aklını çelmiş.
Her şey 13 ya da 14 yaşlarındayken kumarla başlamış. Sonra uyuşturucu gelmiş ve elbette uyuşturucu alabilmek için daha fazla paraya ihtiyacı olmuş. İşte o zaman daha ciddi suçlar işlemeye başlamış.
Kimseyi öldürmediğini söylüyor ama korkunç şeyler yaptığını itiraf ediyor.
Sonra bir gün yakalanmış.
Ama onu asıl değiştiren de hapiste geçirdiği günler olmuş. Daha inançlı bir insan olmuş ve kendi deyişiyle ilk kez kendisini sevmeyi öğrenmiş.
İşte o zaman başkalarını düşünmeye başlamış. Kızlarına duyduğu özlem, çocuklara ve diğer tutukluların ailelerine yardım etme fikrini vermiş.
Merhametli bir gardiyan o ve diğer mahkûmların internete girmelerini sağlamış ama yetkililer bunu öğrendiklerinde neredeyse işinden oluyormuş.
Ama Ronaldo şimdi hepsi birer bilgisayar uzmanı olmuş ve iyi işler edinmiş eski mahkûmların isimlerini teker teker ezberden sayıyor.
Örnek olmak İnanılmaz bir öykü bu ama acaba vermek istediği mesaj yerine ulaşıyor mu diye geçiyor aklımdan.
Bu sorunun yanıtını almak için Rio'nun diğer tarafında genç suçlular için kurulmuş ve onlara bilgisayarı nasıl kullanacaklarının öğretildiği enstitüyü ziyaret ediyorum.
Buradaki eğitmen de eski bir suçlu. Çetesine bağlı kalmaya devam etseydi çoktan ölmüş olacağını anlatıyor bana.
Ama şimdi kendisine güvenen, gecekondu mahallelerinden çıkmış bu çocuklara örnek olmaya çalışan bir insan.
Enstitüdeki 16 yaşlarında iki tutuklunun pek de ikna olmadıklarını farkediyorum.
İçlerinden biri bilgisayarı açıp kapamayı öğrendiğini, ama bu sayede nasıl bir iş bulacağından pek de emin olamadığını söylüyor.
Ronaldo'ya göre ise bu kursların değerini asıl anlayanlar, demir parmaklıklar ardında uzun yıllarını geçirenler...
Nihayetinde en azından internet sitesi ve bilgisayar faresi ne demek anlayacak, dışarıdaki dünyaya karıştıklarında en azından çocuklarıyla iletişim kurabilecekler.