Denizler neden tuzludur? Denizler tuzlu olmasaydı ne olurdu?

Toplamda 4 farklı ekosistem vardır. Bu ekosistemlerden biri denizel sistemdir. Bu yüzden denizler, ekolojik sistemin vazgeçilmez yapı taşlarından biri olarak bilinmektedir. Dünya çapında var olan denizlerin büyük bir kısmı tuzlu olduğundan, normal içme suyu gibi kullanılması söz konusu değildir. Kimi coğrafi bölgelerde denizler daha az tuz oranına sahipken kimi yerlerde ise bu oran daha fazladır. Hal böyle olunca çoğu insanın aklına denizlerin neden tuzlu olduğu konusu gelmektedir.

Denizler neden tuzludur?

Su, tüm canlıların hayatlarını sürdürebilmesi için gerekli olan en temel ihtiyaçlardan biridir. Dünyamızın büyük bir bölümü denizlerle çevrilidir. Denizlerin pek çoğu çeşitli faktörlerden kaynaklı tuzlu bir suya sahiptir. Deniz içindeki tuzun miktarı bulunan coğrafi alana göre değişiklik göstermektedir. Kimi kesimlerde su daha az tuzluyken ekvatora yakın noktalarda ise tuz oranı daha fazla olabilmektedir.

Birden çok mineralin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan katı birikinti, kayaç olarak isimlendirilmektedir. Kayaçlar denizlerin dip kısımlarında konumlandığından çözülüp suya karıştırdıkları zaman, su tuzlu bir hâle gelmektedir. Diğer yandan yağmur damlaları da denizlerin tuzlu olmasına sebebiyet veren unsurlardan biridir.

Yağmur damlacıkları yere indikten sonra buharlaşıp yine su şeklini almaktadır. Ancak bu noktada yere düşen damlalar karbondioksit ile birleşmekte ve bu durum neticesinde ortaya asidik bir durum çıkmaktadır. Yağmur damlası asitlendiğinde kayaların aşınmasına neden olmakta ve aşınma sonucu kayalarda bulunan klor ve sodyum iyonları deniz suyuna karışmaktadır.

Denizlerin tuzlu olmasının sebepleri nelerdir?

Denizlerin varlığı milyonlarca sene öncesine kadar uzanmaktadır. Denizlerin meydana gelmesinde birden fazla kaya çeşidinin rolü vardır. Bu kayalardan biri magmatik özelliği ile dikkat çeken granittir. Deniz suyunun görülmediği noktalarda granit denilen, kristal ve sert bir yapıya sahip minerallerden oluşan kaya çeşitleri bulunmaktadır. Denizin taban bölümü ise siyah renge sahip, volkanik kayaç çeşitlerinden biri olan bazalt kayaçları ile kaplıdır. Granit kayası ile bazalt kayacının arasındaki en temel fark, bazaltların kütle yönünden ağır, granitlerin ise kütle bakımından ağır olmamasıdır.

Denizlerin oluşmasında granit kayalarının hafifliğinden kaynaklı yukarı kalması, bazalt kayaçlarının ise ağır olmasından dolayı aşağıda kalması önemli bir etkendir. Bazalt kayaçları zaman içinde deniz tabanını daha da aşağı çekmiş ve çukurlar oluşmuştur. Meydana gelen bu çukurların içi yine zaman içinde yağmur damlaları ile dolmuş ve denizler oluşmaya başlamıştır.

Denizlerin tuzlu olmasının nedenleri ise kısaca şöyledir:

• Yağan yağmurun kayalara çarpması sonucunda aşınma olayı meydana gelmekte ve kayalardan çıkan iyonlar deniz suyuna karışarak, suyu tuzlu yapmaktadır.
• Denizin tabanında yer alan kayaçlarda zaman içinde çözülme olayı görülmekte ve bu durum suyun tuzlu olmasına sebebiyet vermektedir.
• Bazı denizlerin içerisinde tuz kubbesi denilen mineral bulunur. Bu mineral aşındığı zaman da deniz suyu tuzlu olmaktadır.

Denizler tuzlu olmasaydı ne olurdu?

Denizler yalnızca suyun içinde yaşayan canlılar için değil, deniz yolu ile iş yapan insanlar için de oldukça önemlidir. Deniz yolu ile birçok farklı ticari iş gerçekleştirilmektedir.

Denizlerin en dikkat çekici özelliği tuzlu bir yapıya sahip olmasıdır. Ekosistem açısından denizlerin tuzlu olması, dengenin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Denizlerde hiç tuz olmasaydı, ekolojik sistem bu durumdan olumsuz bir yönde etkilenebilirdi. Denizlerde yaşamlarını sürdüren canlılar tuz mineralinden yoksun kaldıkları için hiç var olmayabilirdi. Denizlerin tuzlu yerine içme suyu gibi olması, genel olarak insanların da hayatlarını değiştirebilirdi ve bunun sonucunda ekolojik sistemdeki dengelerde de ciddi bozulmalar meydana gelebilirdi.