Gazeteci İsmail Saymaz Halk TV'deki 'İnsan Hasatı' başlıklı yazısında ihmal nedeniyle yaşanan dehşeti anlattı.
Olayın 2024'ün haziran ayında yaşandığı aktaran Saymaz, "Patoz makinası Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesine bağlı Oymaağaç mezrasındaki tarlada mercimek hasatı yapıyor. Tarlayı kiralayan Sefer Baytuk, patozun başında… Tarlada Bergüzar, Ayşe, Ali, Abdülcelil, Ozan ve Fatih Baytuk ile Şehriban Şipak var. Patoz, 2.9 metre yüksekten geçen elektrik teline takıldı" dedi.
Makinenin üzerinde oturan 16 yaşındaki Bergüzar'ın elektrik akımına kapılarak yere düştüğünü yazan Saymaz, "Çevredekiler ne olduğunu anlayamadı.
Sefer’e 'Çabuk patozu durdur' diye bağırdılar. Sefer, Bergüzar’a müdahale etmek isteyince akıma kapıldı. Sefer’i kurtarmak için yeltenen Fatih ve Ozan da çarpıldı.
Fatih ve Ozan kardeşler can verdi. Bergüzar ayak parmaklarını, Sefer sol kolunu kaybetti. Vücutlarında yanıklar meydana geldi. Uzun ve zorlu bir tedavi gördüler. Sefer’in kafatasından kemik alındı" ifadelerine yer verdi.
Saymaz yazısının devamında, savcılığa dilekçe verildiğini ve hattın yere yakın mesafede olduğunun bildirildiğini aktardı. Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (DEDAŞ) yakınlığı bildiği halde denetim yapmadığı ve direkleri arazi şartlarına göre dikmediği ileri sürüldü.
Saymaz, dilekçenin devamında ise şu ifadelerin kullanıldığını aktardı:
"DEDAŞ tepelik alanın iki ucuna direk diktiğinden ortadaki yükselti sebebiyle tellerin zemine yakın olduğu, olay gerçekleştikten sonra telleri yasal yüksekliğe getirmek için çalıştıkları…"
Saymaz'ın ilgili yazısının devamında da şu ifadelere yer verildi:
"Kardeşlerini toprağa veren Mehmet Şirin Baytuk da ifadesinde tarlada daha önce bir biçerdöver ve kamyonun tellere takıldığını kaydediyor. Tarla sahibi Aziz Gerger’e 'Onları uyarmadın mı?' diye sorduğunu, Gerger’in 'Üç dilekçe verdim, DEDAŞ işlem yapmadı' dediğini savunuyor;
Gerger ise 'DEDAŞ'ı defalarca arayarak, tellerin çok alçak olduğunu, yükseltilmesi gerektiğini söylememe rağmen çalışma yapılmamıştır' diyor.
Bilirkişi raporu iddiaları ve ifadeleri doğruluyor. Raporda, DEDAŞ’ın kusurlu olduğu belirtiliyor. Elektrik Kuvvetli Akım Yönetmeliği’ne göre hattın 6 metre yüksekten geçmesi gerekirken, bu tarlada 2.9 metre olduğu ifade ediliyor. İki direk arasındaki mesafenin de 100 yerine 175 olduğu vurgulanarak, şöyle deniliyor:
'Hattın imalatında, tesisinde, direk ara mesafelerinde ve yerden yüksekliği hususunda yönetmeliklere uyulmamış. Böyle bir tesisin işletmeye açılmasına onay verilmesi ve enerjilendirilmesi dağıtım firmasının sorumluluğundadır ve kusurludur'
Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı, DEDAŞ’a gönderdiği yazıda, projeye onay ve enerji veren yetkililerin kimliklerini istedi. DEDAŞ, arızalara müdahale ekip sorumlusu İlyas Akaydın’ın adını verdi. Taşeron işçi Akaydın, 'Sarkan tellerin özel şahsa ait olmasından ötürü bakım yapılmadığını biliyorum' dedi. Savcılık yetkililerin bildirilmesi için ikinci bir yazı daha yazdı. Ayrıca tellerin alçak olmasından dolayı köylüler tarafından dilekçe verilip verilmediğini, verildiyse nasıl bir işlem yapıldığını sordu.
Yazıya 23 Aralık 2024’ten beri karşılık verilmedi.
Avukat Elif Alpar, DEDAŞ’ın hiçbir sorumluluk almadığını ve iktidar tarafından korunduğunu ileri sürüyor. DEDAŞ’ın ihmallerinden kaynaklı her yıl facialar yaşandığını kaydeden Alpar, Temmuz 2024’te Batman - Diyarbakır arasındaki yangınları hatırlatıyor.
Alpar, şöyle diyor:
'DEDAŞ'ın ihmali yüzünden insanlar canından ya da malından oluyor. DEDAŞ, düşük tazminat ödeyip sıyrılıyor. Suçlular cezalandırılmıyor, yandaşlar korunuyor'
Hilvan’daki facia için hala bir dava açılmadı"
Okuyucu Yorumları 0 yorum