Mahkum tarafından yapılan çizimler insanlık dışı uygulamaları gözler önüne serdi. İşte Yemen'deki işkence üssünde yaşananlar...
Birleşik Arap Emirlikleri’nin işkence hapishanelerinde yaşananlar
ABD’nin Ortadoğu’daki müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), Yemen’de kurduğu işkence üslerinde yaptığı insanlık dışı uygulamalar, bir mahkum tarafından yapılan çizimlerle gözler önüne serildi.
İsmini açıklamayan tutuklunun Associated Press (AP) haber ajansına ulaştırdığı mektup ve çizimler, fiziksel ve cinsel tacizin boyutlarını açığa çıkardı. Hapishane memurlarının insanlık dışı uygulamalarını resmeden tutuklu, kendisine suçlama yöneltilemediği halde bir yılda üç farklı cezaevine gönderildiğini anlattı. Her çizimin yanına uygulanan fiziksel şiddetin açıklamasını yazan mahkum, görevlilerin mahkumları nasıl aradığı, işkencenin ardından mahkumları nasıl bıraktıkları gibi ayrıntıları resmetti.
Ajansa konuşan başka görgü tanıkları da, son olarak ülkenin güneyindeki Aden’de bulunan Beir Ahmed Hapishanesi’ne yüzlerini kapatarak giren 15 memurun, gözaltındaki mahkumlara işkence ederek cinsel taciz uyguladıklarını anlattı.
Mukalla şehrindeki Riyan Hapishanesi’nde çalışan bir üst düzey güvenlik yetkilisi ise, ABD’nin kirli işlerini yaptırmak için BAE’yi eldiven olarak kullandığını söyledi.
Önceden BAE safında olan diğer iki güvenlik yetkilisi ise, Amerikan güçlerinin işkenceler sırasında sadece birkaç metre uzakta olduğuna işaret etti. Tutuklulara yapılan işkencelere katılan eski bir güvenlik şefi ise, ajansa yaptığı açıklamada, BAE’nin mahkumları casusluk yapmaya ikna etmek için zorladığını belirtti.
HAPİSHANELER BELGELENMİŞTİ
Yemen'de El Kaide ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen kişiler, ülkenin güneyindeki gizli hapishaneler ağında işkence ve insan hakları ihlallerine maruz kalıyor. AP daha önce de Yemen'in güneyinde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) veya Yemen güçlerinin kullandığı 18 gizli hapishaneyi belgelemişti.
TARİHTEKİ EN ACIMASIZ İŞKENCE YÖNTEMLERİ
Az sonra okuyacağınız işkence yöntemleri kanınızı donduracak, belki de okumayı bırakmak zorunda kalacaksınız.İşte tarihin karanlık yüzünü gözler önüne seren ölümden beter işkence yöntemleri...
ÇUKUR
Suçlu, fıçı veya önceden hazırlanan çukurun içine konur, tıkabasa yemek yedirilirdi. Dışkısını yapamayan kurban, fıçı veya çukurun içine dışkısını yapmaya başlayarak zamanla çürümeye başlardı.
KAZIĞA OTURTMA
15`nci yüzyılda Romanya`da uygulanan bir teknik. Kazıklı Voyvoda tekniği olarak da bilinen bu yöntemde suçluyu ucu sivri bir kazığa turtuyorlar.
YAHUDA KAZIĞI
En dehşet verici tekniklerden bir tanesi. Suçlunun anüsü veya kadınsa eğer vajinası piramid şekilli bir üçgen taburenin üzerine gelecek şekilde yerleştiriliyor.
Suçlu yukarıdan aşağıya baskı yapacak bir şekilde iplerle bağlanıyor. Çıplak olan suçlunun ayaklarına da ağırlık bağlanıyor. Sonuç acı çekerek ve birkaç gün sürünerek ölüm!
TABUT İŞKENCESİ
Suçlu insan vücudu şeklinde yapılmış metal bir kafes içine yerleştiriliyor. Bu kafes de bir ağaca veya duvara asılıyor.
Suçlu eğer kiloluysa dar bir kafese, zayıfsa da geniş bir kafese konuyor. Kafes özellikle güneşin altına denk gelecek bir şekilde konumlandırılıyor. Kuşlar ve akbabalar suçluların etine saldırıyor. Zaman zaman çevredekiler taş da fırlatıyor.
ASKILI İŞKENCE ALETİ
En acı verici tekniklerden biri. Tahta çerçeveler üzerine sabitlenmiş ipler suçlunun kollarına ve bacaklarına takılıyor. Alete eklenmiş kolu çevirdiğinizde suçlunun kemikleri büyük bir sesle ve acı çektirerek kırılıyor. Bazı organlar da vücuttan anında kopuyor.
GÖĞÜS KERPETENİ
Kadınlar üzerinde uygulanan bir teknik. Acı vermek için tasarlanmış bu işkence aleti, kadınların göğüslerini anında vücutlarından koparıyor.
Ve kan kaybından öldürüyor. Genellikle zina ve kürtaj suçlarında kullanılıyor.
KEMİK KIRAN TEKERLEK
Catherine tekerleği olarak da bilinen bu yöntemde suçlunun kol ve bacakları tahta bir tekerlek üzerine bağlanıyor. Tekerlek döndükçe işkenceci demir bir sopayla suçluya vuruyor. Darbenin etkisiyle kol ve bacak gibi organlar parçalanıyor.
TESTERE İŞKENCESİ
En yaygın tekniklerden biri. Evlerde bile kolayca kurulabilen bu yöntemde suçlu kafası yere gelecek şekilde ayaklarından bağlanıyor. Böylece beyne kan basıncı artıyor. Bütün kan beyne akınca suçlu bacaklarının arasından kesilmeye başlanıyor. Zina, hırsızlık ve cinayet suçlarında kullanılıyor.
KAFA PRESİ
En çok kullanılan tekniklerden bir diğeri kafa presi tekniği. Suçlunun çenesi düz bir zemine konuyor ve kafasının üzerinden demir bir kemer geçiriliyor.
Yavaş yavaş sıkıştırılan suçlunun önce dişleri kırılıyor ardından da bütün kafa eziliyor. Bu teknik suçluları itiraf ettirmek için de sıkça kullanılıyordu.
BURUN İŞKENCESİ
Yün bir ipliğin çeşitli yerlerine düğüm atıyorlar, düğümlerin aralıkları eşit olacak. İpliği suçlunun burnundan sokup, ucunu ağzından alıyorlar. İpliğin bir ucu ağızda, diğer ucu burunda... İki ucunu tutup ani hareketlerle çekiyorlar.
ÇARMIHA GERME
Mahkûm anadan doğma soyulur, kollar ve bacaklar açık, bir çarmıh üzerine sımsıkı bağlanır, omuz başları, butları ve kaba etleri bıçakla oyularak buralara gayet iri yağ mumları dikilir ve yakılır, çarmıh üzerindeki mahkûmla beraber bir devenin üzerine konularak şehirde dolaştırılır, teşhir edilir.
Mahkûmun canı pek olup ölmezse akşamüzeri asılırdı.
SANDAL İŞKENCESİ
Bu eşine az rastlanır ve iğrenç işkence biçimi eski zamanlardan kalma ve o zamanlarda bile nadiren uygulanmış gibi görünüyor. Plutakhos, İran tiranı Artakserkses'in Mithridates'i bu yolla öldürdüğünü anlatır. Tarihçinin anlattığına göre, en az on yedi gün can çekişmiş. Uygulanan işkence şöyle: Aynı ölçü ve biçimde iki sandal alındı. Kurban, başı ve ayakları yanlardan çıkacak biçimde, birine sırtüstü yatırıldı. Sonra ikinci sandal ters çevrilip bunun üstüne örtüldü. Ayakları ve başı dışarıda kalan suçlunun gövdesi bu şekilde kapatıldı. Sonra yiyecek verildi ve reddederse kurbana verilenleri kabul edinceye kadar iğne batırıldı. İkinci aşama bal ve sütü karıştırıp ağzına doldurmak ve yüzüne sıvamaktı. Bu halde güneşin altına bırakıldı, saatler, günler geçti. Ve böcekleri ısırmalarından mahkûm çılgına döndü.
ANÜSE KIZGIN DEMİR
25 Ocak 1327'de tahta çıkan III. Edward, Gloucestershire'daki Berkeley Şatosu'nda hapsedildi. Kaçmaya kalktıysa da yine yakalandı ve 21 Eylül 1327'de, anüsüne kızgın bir ocak demiri sokularak öldürüldü. Oldukça dehşet verici öldürme yöntemi, kralı, homoseksüelliği için cezalandırmak ve ‘suçu' gizlemek için yapıldığı sanılıyor.
GÖZ KAPAĞI KESME
Moğol İmparatoru Cengiz Han, mezarını hiç kimselerin bulamayacağı bir yere yaptırmak için iki bin kişi görevlendirmiş. Mezar bittikten sonra bu görevlileri çöle sürüp hepsinin göz kapaklarını kestirmiş, sırtüstü yere bağlatmış. Güneşin bağrında göz kapakları olmayınca gözler patlayıp akıyor. Yani öylesine azametli bir sır mevzuuu. Bu ölümlerin ardından bu görevlileri çöle getiren yüzlerce görevlinin de başı kesiliyor.
DERİ YÜZME
Suçlu kişini derisi yüzülür, derisiz bir şekilde denize atılırdı.
DEVE DERİSİ
Suçlu elleri bağlı bir şekilde güneşin altına yatırılır ve saçları kazınırdı. Saçları kazındıktan sonra kafasına deve veya keçi derisi geçirilir, yavaşça eriyerek suçlunun kafasına yapışırdı. Daha sonrasında saçlar dışarı çıkamayarak, içeri doğru çıkmaya başlardı ve kafatasına geri dönüp beyne ulaşmasıyla suçlu kişi ölürdü.