Artık yavaş yavaş bahar da kendini göstermeye başlamışken, tam da şu sıralar gidip görmeniz gereken en güzel 10 yer.
Amasra / Bartın
Amasra yeşil doğası, mavilikleri ve huzurlu atmosferiyle sıcak bir liman kenti. Fatih Sultan Mehmet’in gördüğünde “Lala, Lala, Çeşm-i Cihan (dünyanın gözü) bu mu ola?” diyerek hayran olduğu Amasra, patika yolları, tarih kokan sokakları ve mağaralarıyla özellikle hafta sonu için oldukça ideal…
Ufak bir yer olsa da 1942 yılında Türkiye’nin ilk turizm beldesi olma özelliğini taşıyor. Amasra özellikle dönemin ünlü siyasi isimleri ve sanatçılarının vazgeçilmez yazlığıymış.
Amasra’da özellikle Küçük Liman’daki ‘Direkli Kaya’yı mutlaka görmelisiniz. Eskiden Kraliçe Amatris’in deniz hamamı olan bu antik havuz, mermer iskelesi ve kayaya oyulu basamaklarıyla görülmeye değer.
Sille / Konya
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde renkli bir yaşamın merkezin olan Sille, Cumhuriyet'ten sonra yaşanan savaşlar ve bölgede ağırlıklı olarak yaşayan Rum nüfusunun göç etmesiyle, yıllarca kaderine terk edilmiş.
Şimdilerde Sille, sit alanı ilan edilerek koruma altında alınmış durumda. Geçmişle bağlarını koparmayan Sille'de birçok medeniyetin izlerini halen görmek mümkün.
Mimarisinden kaldırımlarına kadar buram buram tarih kokan 5 bin yıllık yaşam alanı, mis gibi sabun kokusuyla karşılıyor ziyaretçilerini.
Sille’de görülmesi gereken en önemli yerse, Aya Elena Kilisesi… Kilise, Bizans imparatoru Konstantin'in annesi Helena tarafından, Michael Archangelos adına M.S 372'de yaptırılmış. Tarihi dokuya uygun inşa edilen yapıyı, Sille'ye giderseniz ziyaret etmeden dönmeyin!
Şirince / İzmir
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı adı gibi şirin bir kasaba Şirince. Ulaşımı gayet. Bilinen en eski adı Kırkınca. Efsaneye göre kendini dağlara vuran kırk kişi nedeniyle almış bu ismi.
Ancak daha sonra Şirince adı verilmiş ve bu isim resmileştirilmiş. Şirince’nin meydanında bir çarşısı mevcut. Burada el işçiliğinin bin bir çeşidini bulabiliyorsunuz.
Ev yapımı meyveli şarapları ise dillere destan. Geziniz esnasında ikram şaraplardan istediğiniz kadar deneyebiliyor ve dilediğinizi satın alıyorsunuz.
Butik otellerde doğa dokusu hiç bozulmamış ve kendi yetiştirdikleri ürünlerle size muazzam bir kahvaltı sunuyorlar. Her şeyin bir reçeli olduğunu öğreniyorsunuz. Burayı mutlaka görmelisiniz…
Mustafapaşa köyü / Kapadokya
Ürgüp’e 5 km uzaklıkta olan, ‘Sinasos’ adıyla da bilinen Mustafapaşa Köyü, 1924’e kadar Türkler ile Ortodoks Rumların bir arada yaşadığı bir yerdi.
Kapadokya dokusunun en iyi örneklerinden birisi olan köy, yakın dönem Anadolu tarihinin önemli olaylarından mübadeleye yakından tanıklık etmiş.
Selanik’ten göç eden halkın yaşadığı ve Kapadokya içinde görece en az bozulmuş yerlerden biri olan Mustafapaşa’da bir yanda kilise ve cami, hemen yanı başında peribacaları var.
Beypazarı / Ankara
Beypazarı Ankara'nın 100 kilometre batısında, eski Ankara-İstanbul yolu üzerinde yer alıyor. Hititler'den başlayıp tam yedi uygarlığa ev sahipliği yapmış. Bilinen en eski adı Lagania, ‘‘Kaya Doruğu Ülkesi’’ demek.
Bizans döneminde piskoposluk merkezi. Osmanlının toprak rejimi ve askeri sisteminin bel kemiğini oluşturan Tımarlı Sipahi merkezlerinden biri.
Yöredeki sipahi beyine atfen Bey Pazarı deniyor. Ticari hayatın canlılığının ifadesi olan hanlar, çarşılar, el sanatları hâlâ yaşıyor.
Doğanbey / Aydın
Doğanbey, Dilek Yarımadası üzerinde yer alan eski bir Rum köyü. İlk yerleşim MÖ 7. yüzyıla kadar uzanıyor. Arnavut kaldırımlı sokaklar, taş evler, yemyeşil bahçeler, asmalar ve Şorlak Şelalesi mutlaka görülmesi gereken noktaları.
Tam da şu sıralar Doğanbey’e giderseniz kalabalıktan ve telaştan uzakta huzur dolu anlar geçireceksiniz.
Cumalıkızık / Bursa
Bursa'nın 3 km ilerisinde, Uludağ'a dayalı, zamanın 17'nci yüzyılda donup kaldığı bir köy. Birçok Türk filmi için plato oldu. Evler, birbirinin manzarasını kesmeyecek şekilde yerleşmiş.
Sokaklar daracık, yokuşlar dik. Geçmişi 1300'lere dayanıyor. Gezilecek görülecek, tadılacak çok şey var.
Lübbey köyü / İzmir
Anadolu’da yüzlerce köy, binlerce insanın göçleriyle ya boşaltılmış ya terk edilmiş. Bunun içinde hikâyeleri çok hüzünlü olanlar var. Onlardan biri de Ödemiş’e bağlı Lübbey Köyü…
Ödemiş’in etrafını saran Bozdağ gibi dağ silsilelerinin eteklerinde, irili ufaklı onlarca köy yer alıyor. Hepsi karakteristik evlerden oluşan bu köylerin son zamanlarda en çok dikkat çekenlerinden biri Lübbey...
Kapıkırı köyü / Muğla
Bodrum’a 40 dakika uzaklıkta bulunan Bafa Gölü’nün kenarına yerleşmiş küçük bir köy Kapıkırı... Arkeolojiye meraklıysanız burada Helenistik ve Bizans dönemine ait birçok tarihi kalıntılar bulacaksınız.
Köyün yanındaki Bafa Gölü üzerinde tarihi kalıntıların bulunduğu adalar ve 20 bin kadar kuş çeşidinin yer aldığı sular bulunuyor. Gölde küçük sandallarla gezinti yapabilirsiniz. Ayrıca kuş fotoğrafçılığıyla ilgilenenler için burası biçilmiş kaftan…