Kendini tanıyan insanlar herhangi bir değişim karşısında savrulmak yerine şartlara uyum sağlar. Çünkü yaşam her an belirsizlikler sunar. Bu noktada kişinin kendi güçlü ve zayıf yönlerini bilmesi büyük bir avantajdır. Kendini tanımak öngörü sahibi olmak demektedir. Kişiler hangi durumlarda stres yaşadığını, hangi ortamlarda verimli olabildiğini bilirse süreçleri daha bilinçli bir şekilde yönetebilir. Kişinin kendini tanıma sürecinde birtakım sorulara cevap vermesi gerekebilir. Bu soruların cevaplarının önceden düşünülmesi gelecekteki durumlar açısından oldukça faydalı olacaktır.
Her insan kendine özgü bir iç dünyaya, güçlü ve zayıf yönlere sahiptir. Bazı insanlar iletişimde doğal bir akıcılığa sahipken bazıları ise analitik düşünmede öne çıkarlar. Bu tür farklılıklar insanları benzersiz kılar.
Önemli not: Kendinizi tanıma sürecinde sorduğunuz sorulara dürüst bir şekilde cevap vermeniz gerektiğini unutmamalısınız. Bu cevapların toplamın sizi tanımlama konusunda önem taşıyabilir.
İşte kişinin kendisini tanımasını sağlayacak 15 güçlü soru:
Bu soru sabrı ve olgunluk derecesini ölçer. Herkes zaman zaman hayal kırıklığı yaşayabilir. Fakat önemli olan bu durumlarda nasıl bir tutum sergilendiğidir. Tepkileri kontrol edebilme yetisi duygusal zekânın bir göstergesidir. Öfke, kırgınlık ya da umutsuzluk yerine kabullenme ve çözüm arayışı içsel olgunluğa işarettir.
Zorlayıcı insanlarla kurulan ilişkiler sınır koyma becerisini test eder. Bu kişilerin enerjisini içselleştirmek yerine duygusal mesafe koyabilmek en sağlıklı tepkidir. Kendini tanıyan bir insan kiminle ne kadar paylaşımda bulunacağını bilir.
İrade gücünü ve alışkanlıkları sorgulayan önemli bir sorudur. İnsanın zayıf yönleriyle yüzleşmesi kolay değildir. Fakat bu farkındalık değişimin ilk adımıdır. Bu alanlarda küçük ve devam ettirilebilen değişiklikler yapmak kişisel gelişimi hızlandırır.
Konfor alanından çıkıldığında verilen tepki duygusal dayanıklılığını gösterir. Zorluklar karşısında kaçmak yerine durumu anlamaya çalışmak güçlü bir iç dengeye sahip olunduğunu gösterir.
Hayatta her şey bizim elimizde değildir. Bu tür durumlarda kontrol etme isteğini bırakmak ve sürece güvenmeyi öğrenmek iç huzurunu artırır. Kendini tanıyan birey elinden geleni yaptıktan sonra olanı olduğu gibi kabul edebilir. Bu sayede stres seviyesini kontrol altına almış olur.
Zorluklarla baş etme şekli kişinin direnç kapasiteni ortaya koyar. Pes etmek yerine çözüm arayışı göstermek, umut ve kararlılıkla hareket etmek güçlü bir karakterin göstergesidir.
Toplumda, işte ya da ailede olumsuzlukların yaşanması kaçınılmazdır. Fakat duygusal olarak olgunlaşmış bireyler negatifliği olayları içselleştirmezler. Bu sayede olumlu bir enerjiyle denge kurabilirler. Negatif olaylara karşı pozitif kalabilmek zihinsel sağlığın en güçlü göstergesidir.
Bu durum beklentilerini ve esneklik düzeyini ölçer. Planların bozulması seni aşırı rahatsız ediyorsa kontrol yetini gözden geçirmen gerekebilir. Esnek bir yapıya sahip olmak duygusal özgürlüğün en önemli parçasıdır.
Değişim hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Değişim karşısında heyecan mı hissediyorsun yoksa kaygı mı bunu bilmek çok önemlidir. Bu hissiyat uyum yeteneğini gösterir. Kendini tanıyan kişi değişimi tehdit değil fırsat olarak görür.
Stres yönetimi kendini tanımanın en önemli göstergelerinden biridir. Endişe hissi geleceğe dair güvensizliği temsil eder. Bu duyguyu fark edip nefes egzersizleri, spor ya da meditasyon yapmak zihinsel dayanıklılığı artırır.
Gerçek bir büyüme süreci rahat alanın dışındadır. Korku yerine merakla yaklaşabiliyorsan kişisel gelişimin için sağlam bir temel atmışsın demektir.
Reddedilmek kişisel bir eksiklik olarak algılanmamalıdır. Aksine hayat deneyiminin doğal bir parçasıdır. Bu durumu kişisel algılamak yerine öğrenme fırsatı olarak görmek kişinin özgüveni güçlendirir.
İletişimde yanlış anlaşılmalar kaçınılmaz bir durumdur. Burada önemli olan savunmaya geçmeden önce kendini doğru şekilde ifade edebilmeyi bilmektedir. Empati kurabilen bireyler bu durumları bir çatışma olarak görmezler. Aksine anlayış geliştirme fırsatı olarak görürler.
Motivasyonun kaynağı dışsal mı yoksa içsel mi bunu fark etmek oldukça önemlidir. Gerçek motivasyon kişinin kendi değerlerinden beslenir. Kendini tanıyan kişiler başkalarının onayı için değil kendi gelişimleri için çabalarlar.
Tutarlılık kişisel bütünlüğün temelini oluşturur. Örneğin verdiğin sözleri tutabilmek sadece başkalarına değil kendine olan güvenini de güçlendirir. Kişinin eylemleri ve sözlerinin uyumlu olması içsel gücünün göstergesidir.