HABER

Kapat

Sezer'den Atatürk'e övgü

ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, "Atatürk'ün kısa bir süreye sığdırdığı, yüzlerce yılda bile başarılması güç dönüşümler, Türkiye Cumhuriyeti'nin, yeni kurulan bir devlet olmasına karşın, her alanda ilerleyerek bugünkü övünç verici düzeye ulaşmasını sağlamıştır" dedi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerine seslenen Sezer, "Her zaman ve her koşulda adaleti, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve eşitlik ilkesini gözeten bir yaklaşım içinde olmalısınız" şeklinde nasihat etti.

Sezer, kendisinin de mezun olduğu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törene katıldı. "1962 yılında mezun olduğum Hukuk Fakültesinin bu güzel ortamında yeniden bulunmak, benim için ayrı bir mutluluk kaynağıdır" diyen Sezer, yaşamında özel yeri olan fakültenin yetiştirdiği cumhuriyete yürekten bağlı hukukçular, yürüttüğü bilimsel çalışmalar ve öğretim elemanlarıyla adından her zaman övgüyle söz ettirdiğini kaydetti. Cumhuriyetin ilanından kısa süre sonra kurulan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin, kuruluş amaçları doğrultusunda kendisinden beklenen hizmetleri layıkıyla yerine getiren bir eğitim kurumu olma başarısını gösterdiğini anlatan Sezer, emeği geçenleri kutladı. Yaklaşık bir hafta önce Cumhuriyetin 82. yıldönümünün, Türk Milleti'nin büyüklüğüne yaraşır etkinliklerle kutlandığını hatırlatan Sezer, şunları söyledi:

"Böylesine büyük bir eseri bize armağan ettiği için ölümsüz önderimize bağlılığımızı ve minnet duygularımızı yüksek sesle dile getirdik. Yurttaşlarımızın coşkusu ve genç kuşakların canlılığı, Türk ulusunun cumhuriyete her koşulda sahip çıkma ve kazanımlarını sonsuza kadar koruma kararlılığını bir kez daha göstermiştir. Cumhuriyet, tüm aşamaları çok iyi düşünülmüş, siyasal, toplumsal, hukuksal ve kültürel alanlarda bir yenilenme, çağdaşlaşma ve aydınlanma tasarımıdır. Atatürk, cumhuriyet ile yurttaşlarımızın insan olmanın erdemini yaşayabilecekleri siyasal rejim ve toplumsal düzene ulaşılmasını amaçlamıştır. Cumhuriyet'in ilanı ve Atatürk devrimleri, Türkiye'nin evrensel değerleri benimseme ve çağdaş dünyayla bütünleşme çabalarına hız kazandırmıştır. 82 yıl ülkelerin tarihinde uzun süre değildir. Atatürk'ün kısa bir süreye sığdırdığı, yüzlerce yılda bile başarılması güç dönüşümler, Türkiye Cumhuriyeti'nin, yeni kurulan bir devlet olmasına karşın, her alanda ilerleyerek bugünkü övünç verici düzeye ulaşmasını sağlamıştır. Ülkemizde kurum ve kurallarıyla çağdaş bir hukuk sisteminin kurulabilmesi, Cumhuriyet'in yüzakı olarak değerlendirdiğimiz bir atılımdır. Toplumsal yaşamda egemen olan, gelişmenin önünde engel oluşturan eski hukuk düzeninin terk edilerek, evrensel değerlere dayanan yeni hukuk düzenine geçilmesi, bunun kısacık bir zaman dilimi içinde gerçekleştirilmesi, cumhuriyet'in en büyük başarısıdır. Aydınlanma devrimi içinde hukuk reformunun özel yeri bulunmaktadır. Hukuk reformu, Atatürk devrimlerinin itici gücüdür. Atatürk, hukuk reformunun temeline ulusal egemenlik ve laiklik ilkelerini yerleştirmiştir. Bir konuşmasında 'Hukukta işi oluruna bağlamak, eski masalımsı göreneklere bağlı kalmak, ulusları uyanmaktan alıkoyan en ağır bir kabustur. Türk milleti, üzerine kabus çökmesine izin veremez!' diyen Yüce Atatürk, yerleşik hukuk düzeninden; dogmalardan ve dinsel kurallardan arındırılmış, laik ve çağdaş hukuk sistemine geçiş için köklü reformlar yapmıştır. Çağdaş hukuk kuralları kabul edilmiş, tüm yurttaşlar için hukuk birliği sağlanmıştır. Çağdışı kurum ve kurallara son verilerek, hukuk devleti ilkesi egemen kılınmıştır."

"82 YILDA TÜRK HUKUKU GELİŞİMİNİ SÜRDÜRMÜŞTÜR" Türkiye'de laik hukuk sistemine geçişin en önemli adımının Medeni Yasa'nın kabulü olduğunu kaydeden Sezer, bu yasanın Türk devriminin ve bunun içinde gerçekleştirilen hukuk reformunun temel taşı olduğunu belirtti. Medeni Yasa'nın Türkiye'nin çağdaşlaşma ve demokratikleşme tarihindeki yeri ve öneminin reddedilemez olduğunu vurgulayan Sezer, "Hukuk sistemimizin mimarlarından, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un yazdığı, Medeni Yasa'nın genel gerekçesindeki şu satırlar, gerçekleştirilen reformu çarpıcı biçimde anlatmaktadır: 'Yasaları dine dayalı olan devletler, kısa bir süre sonra ülkenin ve ulusun isteklerini karşılayamazlar. Bu nedenle dinlerin yalnız bir vicdan işi olarak kalması çağdaş uygarlığın temellerindendir. Kuşku yoktur ki, yasaların amacı, herhangi bir gelenek ve görenek ya da yalnız vicdanla ilgisi olması gereken din kuralları değil, siyasal, sosyal, ekonomik ve ulusal birliğin ne olursa olsun sağlanması ve yerine getirilmesidir.' Geride kalan 82 yılda, 'Yeni hukuk ilkeleriyle, alfabesinden okumaya başlayacak bir yeni hukuk kuşağı yetiştirmek için' oluşturulan kurumlar, cumhuriyet döneminde çıkarılan devrim niteliğindeki yasalarda, değişen koşullar doğrultusunda yapılan düzenlemeler ve kabul edilen yeni yasalarla Türk hukuku gelişimini sürdürmüştür. Hukuk fakültesinin kurulması, bu kapsamda atılan adımlardan biridir. Cumhuriyetin yönetim merkezinde bir hukuk okulunun açılması, 'çağdaş devlet, çağdaş toplum ve çağdaş yurttaş' hedefine ulaşılması yönünden büyük önem b insan olmanın erdemini yaşayabilecekleri siyasal rejim vtaşımaktadır. Atatürk, 'Ankara Hukuk okulu ile, cumhuriyet hukukunu, yalnız sözüyle ve görünüşüyle değil, bilinçli ve bilgisel niteliği ile, yeni yasalarıyla, yeni hukuk adamlarıyla açıklayacak, savunacak ve uygulayacak bir davranışa başvurmuş oluyoruz' sözleriyle hukuk fakültesinin kuruluşundaki ilerici yaklaşımı ortaya koymuştur. Hukuk fakültesi, yüce önderin belirttiği gibi, 'Türk devrim ve uygarlığının ruhuna uygun öğretimde bulunarak, yurdumuza yararlı hizmetler' gerçekleştirmiştir" dedi.

"HERKESİN SORUMLULUĞUNUN BİLİNCİYLE ÜLKEMİZİ HAK ETTİĞİ DÜZEYE GETİRECEĞİNE İNANIYORUM" Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasamızda cumhuriyetin değiştirilemez nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesi, özgürlükçü, çoğulcu, çağdaş demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Hukuk devleti, yurttaşların hukuksal güvenlik içinde bulundukları, devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi anlatır. Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı, devleti oluşturan organların uymak zorunda oldukları ilkeleri ve hukuk kurallarını ortaya koymaktadır. Yurttaşların devlete güven duymaları ve kendi kişiliklerini korkusuzca geliştirebilmeleri, ancak hukuk güvenliğinin sağlandığı demokratik bir hukuk devleti içinde olanaklıdır. Devletin eylem ve işlemlerinin anayasaya, hukukun evrensel kurallarına uygunluğunun yanı sıra, yargısal denetime bağlı olması, hukuk devletinin vazgeçilmez koşuludur. Yasama ve yürütmenin, bu bağlamda yönetimin bağımsız yargı tarafından denetlenmesi, denetim sonucu oluşan yargı kararlarının uygulanması, hukuk devletinin işlerlik kazanması yönünden zorunludur. Parlamenter rejimin uygulandığı demokratik bir cumhuriyet olan Türkiye'de Anayasa'daki erkler ayrılığı ilkesinin tam olarak yaşama geçirilmesi, hukuk devleti ilkesinin eksiksiz uygulanmasıyla olanaklıdır. Demokratikleşme yönünde yapılan değişikliklerin sürdürülmesi, hukuk devleti ilkesinin önündeki engellerin kaldırılması ve yurttaşlarımızın Atatürk ilke ve devrimleri ışığında demokratik değerleri üstün tutmasıyla güçlü Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağımıza inanıyorum. Hukuk devleti anlayışının egemen olması için tüm kişi ve kurumlara büyük sorumluluklar düşmektedir. Herkesin bu sorumluluğun bilinciyle davranarak, ülkemizi hak ettiği düzeye getireceğini umut ediyorum. Bu süreçte, hukuk eğitimi veren yüksek öğretim kurumlarımız da kuşkusuz önemli rol üstleneceklerdir. Köklü geçmişe ve zengin birikime sahip olan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültemiz, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olmasına değerli katkılarda bulunmuştur. Yüce Atatürk'ün 'Cumhuriyet'in müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında hissettiğim saadeti hiçbir teşebbüste duymadım ve bunu izhar ve ifade etmekle memnunum' sözleriyle açılan hukuk fakültemizin, bu katkılarını önümüzdeki dönemde de artırarak sürdüreceğine inanıyoruz."

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin Türkiye'nin ilk hukuk fakültesi olduğunu hatırlatan Sezer, bu köklü eğitim kurumunun Atatürk öncülüğünde başlatılan üniversite reformunun önemli bir ayağını oluşturduğunu söyledi. Sezer, Ankara Üniversitesi'nin kurulduğu günden bu yana cumhurib insan olmanın erdemini yaşayabilecekleri siyasal rejim vyete, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık, ülkenin ve toplumun gereksinimlerine yanıt oluşturma kararlılığı içinde olduğunu belirterek, "Ankara Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin aydınlığa, çağdaşlığa ve bilime inanmış bir kurumu olarak, Türk bilimine dünya çapında saygınlık kazandıran çalışmalarıyla hizmetlerini sürdürmektedir. Yapısındaki fakülteler, yüksekokullar, meslek yüksekokulları, enstitüler, araştırma merkezleri ve seçkin akademik kadrosu ile binlerce öğrenciyi geleceğe hazırlayan Ankara Üniversitesi'nin ulaştığı düzeyi mutlulukla karşılıyoruz" şeklinde konuştu.

Yükseköğretim kurumlarının öğretim programları, uygulamaları, araştırma çalışmaları gibi alanlarda uluslararası ölçütleri yakalamasının üzerinde önemle durdukları bir konu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Sezer, Ankara Üniversitesi'nin Avrupa Üniversiteler Birliği'nin kurumsal değerlendirmesinden olumlu not almasını 'Önemli bir başarı' sözleriyle değerlendirdi.

SEZER'DEN ÖĞRENCİLERE TAVSİYE: "TÜRKÇE'Yİ İYİ KULLANIN, ARAŞTIRIN, SORGULAYIN" Konuşmasının son bölümünde hukuk fakültesi öğrencilerine seslenen Sezer, şunları kaydetti:
"Yüce önder Atatürk'ün büyük önem verdiği bu seçkin kurumda eğitim görmek, sizler için övünç kaynağıdır. Öğreniminizi tamamladıktan sonra, bu övünç ve güvenle cumhuriyetin genç hukukçuları olarak adalet kurumunun çeşitli yerlerinde görev üstleneceksiniz. Hukukçuluk, hak ve özgürlüklerin korunmasını, adaletin eşit biçimde dağıtılmasını amaç edinen saygın bir meslektir. Her zaman ve her koşulda adaleti, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve eşitlik ilkesini gözeten bir yaklaşım içinde olmalısınız. Dünyayı anlamak, küreselleşmenin getirdiği değişimleri kavramak için teknolojiyi iyi kullanmalı, alanınızdaki gelişmeleri yakından izleyerek kendinizi yetiştirmeli, hukuk formasyonunuzu güçlendirmelisiniz. Meslek yaşamınız boyunca, hiçbir düşünce ya da yönlendirmenin etkisi altında kalmadan, hukukun üstünlüğünden ödün vermeden ve onun dayandığı değerler sistemine bağlılıktan ayrılmadan çaba göstereceğinizden kuşku duymuyoruz. Sizleri demokrasi kültürünün gelişmesi için çaba gösteren, tarihini ve öz değerlerini iyi bilen, evrensel değerleri, bilimin ve aklın üstünlüğünü benimseyen, eleştirel düşünce sistemine sahip, sorunlara duyarlı, Türkçe'yi doğru kullanan, araştıran ve sorgulayan bireyler olarak görmek içten dileğimizdir. Sizlerin Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, insan haklarına saygılı genç hukukçular olarak, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarınızı en iyi biçimde yerine getireceğinize, aydın kimliğinizle hukukun üstünlüğünün egemen kılınması için özveriyle çalışacağınıza yürekten inanıyoruz."
Törende, Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Korosu müzik ziyafeti sunarken, bu yıl emekliye ayrılan öğretim üyelerine ve geçen yıl fakülteyi derece ile bitiren öğrencilere plaket verildi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat