Kurban Bayramı içerisinde kurban kesen bir kişi, Allah'ın emrini yerine getirmiş ve kulluk bilincini koruduğu göstermiş olur. Kişilerin bu ibadeti hayvanları Allah için telef ederek değil, en yakınlarından başlamak suretiyle topluma faydalı olacak şekilde gerçekleştirmesi gerekir. Ayrıca kurban ibadeti Allah'a verdiği nimetlerden dolayı şükretmenin yollarından biridir.
Kurban ibadetini yerine getirmenin birtakım şartları mevcuttur. Bunlar arasında vekaletle kurban kesmenin hükümleri merak edilmektedir.
Her Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla beraber gündeme gelen hususlardan biri de vekalet yoluyla kurban kesme uygulamasıdır. Kurban kesmek isteyen kişiler esas olarak bu ibadeti tek başına gerçekleştirebilirler. Fakat farklı nedenlerden dolayı kurbanı tek başına kesmek istemeyen ya da kesemeyenler olabilir. Örneğin, yurt dışında yaşayan kişiler birçok nedenden dolayı kurban satış ve kesim yerlerine ulaşım sağlayamayacaklarından dolayı bir tanıdıklarına vekalet vererek kurban kesmeyi tercih edebilmektedir.
İslam dinine göre hac, kurban, zekat gibi maddiyat ile gerçekleştirilen ibadetlerin kişinin bizzat kendisi değil vekaleten bir başkasına yaptırabileceği caiz olarak kabul edilir. Diyanet’e göre, kişi kendi kurbanını kendisi kesebileceği gibi bir başka kişiye veya bir kuruma vekalet vererek kestirebilir. Bu noktada esas amaç vekil olan kişinin kurbanlık hayvanı vekaleti veren kişi adına ve Allah rızası için kestiğini ifade etmesidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklaması şu şekildedir:
Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekâlet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, hac ve zekât gibi mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekâlet caizdir (Kâsânî, Bedâi‘, 5/67; Mevsılî, el-İhtiyâr, 5/21; Remlî, Nihâyetü’l-muhtâc, 8/132). Nitekim Hz. Ali’nin (r.a.) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Resûlullah (s.a.s.), (kendisi adına) develer kesilirken başında durmamı, derilerini ve sırtlarındaki çullarını paylaştırmamı emretti ve onlardan herhangi bir şeyi kasap ücreti olarak vermeyi bana yasakladı ve ‘kasap ücretini biz kendimiz veririz’ buyurdu. ” (Müslim, Hac, 348-349 [1317]; bkz. Buhârî, Hac, 120-122 [1716-1718]).
Bilindiği üzere kurbanlık vekaleti, yazılı veya sözlü bir şekilde telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları aracılığıyla verilebilir. Vekil olarak belirlenen kişi veya kurum aldığı vekaleti gereği gibi yerine getirmelidir. Kurbanın yurt içerisinde ya da başka bir ilde ya da yurt dışında kesilmesinde herhangi bir sakınca görülmez. Kurbanlık hayvanların bedelleri kesilen ülkeye göre az veya çok olması da bu durumu olumsuz etkilemez.
Fakat kişinin ikamet ettiği yerde yoksul ve muhtaçlar varsa muhtaç kurbanını o bölgede kesip dağıtılması daha uygun olur. Zira kişinin yaşadığı bölgedeki yoksulların ve komşuların onun üzerinde hakları mevcuttur.