Yaklaşık olarak beş farklı kitaptan meydana gelen Türk Medeni Kanunu, aileler, kişiler, miraslar ve eşyalar üzerine ilişkileri, paylaşımları düzenleyen bir kanundur. Vatandaşların hakları ve ödevleri, ailenin kurulması, miras ilişkilerinin düzenlemesi gibi konular Türk Medeni Kanunu içine girmekte olan konulardır.
Türk Medeni Kanunu’nda üçüncü kısımda düzenlenmiş olan vesayet, genel olarak kısıtlı olan kişilerin ve velayet altında olmayan küçük bireylerin korunabilmesi için getirilmiş bir kurum olarak tanımlanmaktadır. Kanun koyucu vesayet düzenlemesi ile vesayet altında olan kişinin mal varlıklarının korunabilmesi ve bununla birlikte o kişilerin ve haklarının temsil edilebilmesi vesayetin amaçları arasında yer almaktadır. Bu nokta asıl olarak devletin anayasal görevleri arasında yer almakta olan bir durumdur. Çünkü devletin sorumlulukları arasında muhtaç ve zayıf olan vatandaşları koruma yükümlülükleri de bulunmaktadır.
Hukuki bir tabir olan vesayet, bir vasi ile malvarlıksal olarak ya da kişisel haklarının korunma altında olması gereken kişiler arasında kurulan ilişki olarak ifade edilir. Vasi olarak kimin tayin edilebileceği o kişinin hangi şartlara sahip olması gerektiği gibi çeşitli konular kanunda açık bir şekilde düzenlenmiş ve ifade edilmiştir. Tarafların kendi iradeleri dahilinde bir başka kişiyi vasi tayin edebilmeleri gibi bir durum söz konusu değildir.
Vesayet davası ile alınabilen bu hak bazı şartları yerine getirmeyi de gerekmektedir. Mahkemeden vesayet kararı çıkabilmesi için Türk Medeni Kanunu maddelerine göre vesayet altına alınacak olan kişinin durumlarına dair açıklamalar getirilmiştir. Buna göre kişiler vesayet altına alınabilmeleri için şu şartlara sahip olmalıdır: