Uyurken dişlerinizi sıkmanızın bir çok nedeni olduğu söyleniyor. Stres, gerilim, sinir, aşırı kızgınlık ya da basitçe dişlerinizin hizasız olmasından da kaynaklanabilir. Genel olarak bu hastalığı tedavi etmek için basit yollar bulunuyor. Durum, pek önemli gibi durmasa da bazen çok ciddi bir sorun olabilir. Çok uzun sürerse, çene bozukluğuna, dişlerinizin zarar görmesine, baş ağırısına ve diğer sorulara yol açabilir.
Uyku apnesi, nefes alıp vermenin gece boyunca durması ve tekrar başlamasına neden olan çok ciddi bir hastalık. Uyku apnesinin felç riskini attırdığı da söyleniyor. Doktorlara göre yüksek sesle horlama ya da uzun süre uyuduktan sonra yorgun halde uyanmak uyku apnesinin belirtileri olabilir. Uyku apnesinin iki ana tipi bulunuyor: Obstrüktif tipte boğaz kasları rahatlar ve nefes yolları darlaşabilir ya da kapanabilir. Santrol tip apnede ise beyin, nefes alma kaslarına mesaj gönderemez. Uyku apnesi, yüksek kan basıncı, fazla kilo ve sigara yüzünden olabilir.
Hem uyuyup hem de gezen insanlar, çevresindeki insanlar için çok eğlenceli olsa da, bazı durumlarda hem ciddi hem de normal bir tehlikesiz bir hastalıktır. Herhangi bir uyur gezer, günlük işlerini yerine getirebilir. Otomobile binip sürebilir. 8-12 yaş arası çocukların %15’i uyur gezerlik problemi yaşıyor. Uyur gezen olan bir çok kişi, gece yaptıklarını hatırlamayacaktır. Ancak bu tip kişiler sabah uyandığında gözleri çok donuk olur ve yüzlerinde hiçbir ifade bulunmaz. Uyur gezerlik, başka bir problem yüzünden ortaya çıkar. Nöbet, uyku apnesi, kalp ritim bozukluğu, hem uyuyup hem de gezmenize neden olabilir.
Öncelikle anlamına bakalım; Seslisözlük “Önüne geçilemeyecek kadar şiddetli uyuma arzusu, uyku hastalığı”, TDK da “Zaman zaman aniden beliren karşı konulmaz uyku eğilimiyle belirgin patolojik durum.” diyor. Narkolepsi hastaları genellikle gün boyu yorgundur ve herhangi bir anda uyuyakalabilirler. Uyku hastalığı çok ciddidir ancak bilinen hiçbir tedavisi yoktur. Bir çok tedavi yolu var, ancak hiçbiri hastalıktan tamamen kurtulmanıza yardımcı olamaz. Yapılan araştırmalara göre her 2000 kişiden birisinde bu hastalık bulunuyor. Doktorlar, beyin kimyasallarının, özellikle hipokretinin, narkolepside büyük bir rol oynadığına inanıyor. Genelde bu hücreler aşırı derecede zarar görmüştür ve bu da uyku düzenini bozuyor çünkü hipokretin, REM uykusunu düzenleyen ve uyanık kalmayı sağlayan genlerdir. Hiç kimse bu hücrelerin neden ve nasıl zarar gördüğünü bilmiyor.
Bu hastalıktan muzdarip kişi uyurken aniden bacaklarını hareket ettirme isteği duyar. İsteğin, karşı konulmayacak kadar aşırı olduğu ve bacağın içinde çok kötü bir hissiyat olduğu söylenir. Bazıları gıdıklayıcı bir hissiyat olduğunu söylerken diğerleri de karıncalanma hissettiklerini söyler. Hangi hissiyat olursa olsun, bu konudaki herhangi bir tecrübe acı dolu olabilir.
Diğer adı hipersomniya olan uyku fazlalığı dünyada sadece 200 kişiyi etkilyior. Bu sorun, aşırı uykulu olma durunun bir günde bir kaç kere tekrarlanmasından oluşur. Bu uyku periyodları bir günde 18 saatten günlere ve hatta ve hatta haftalara kadar uzayabilir. Yılda sadece 10 defa bu tip bir istek duyulur. Hipersomnia saldırısından önce, hastalığı taşıyan kişi uzun süreli baş ağırısı ve grip benzeri sorunlar yaşar. Bu süre içinde hipersomnialı kili kilo alabilir ya da aşırı terleyebilir.
Uyku davranışı bozukluğu yaşayan kişiler uyku sırasında sinirsel ve kasların aktivitesi sonucu oluşan istemsiz fiziksel aktivitelerden çok acı çekerleri. Bu bozukluk, insanlarda uyurken, rüyada gördüklerini birebir yapmalarına neden olur. Uyur gezerlik gibidir ama kişi sabittir. Görülen rüyalar aksiyon filminin şiddet sahnesi gibidir. Küfür etme, bağırma, yumruk ve tekme atma, uyku davranışı bozukluğunu yaşayan kişiler tarafından sergilenir. Tedavi etilmezse bozukluk daha da şiddetli hale gelebilir. Daha çok erkeklerde görülür.
Patlayan kafa sendromu yaşayan kişiler, uykuya dalmadan az önce çok yüksek sesli bir gürültü duyar. Bir filmde gördüğünüz bir ses benzese de bozukluk gerçektir ve gecenin bir yarısı uyanmanıza neden olur. Bir çok sefer bu ses, bomba patlama sesine benzer. Bu sesler uykunuzun kaçmasına ya da bunaltıya neden olabilir. Dünya üzerinde çok az kişi bu hastalıktan acı çekmektedir.
Uyku felcinde, hasta, uykuya dalarken ya da henüz uyanmışken vücudunu hareket ettiremez. Uyurken vücut, beyin tarafından hareketsiz durma ve rahatlama komutunu aldığında, normal kas hareketlerini kaybeder.Bazı durumlarda uyku felci geçiren kişi konuşamaz ve hatta hareket bile edemez ancak neler olup bittiğinden tamamen haberdardur. Bir kaç dakika sürebilir.
Çoğu insanın 24 saatlik bir vücut düzeni vardır. Ancak çok nadir olarak bazı insanların biyolojik saati 72 saate kadar çıkabilir. Yani bu düzensizlikten muzdarip kişiler 48 saat uyku ihtiyacı duymadan günlük hayatlarına devam edebilir. Genelde 48 saatlik biyolojik düzen sorunuyla karşılaşılır ve bu kişiler çok rahat 26 saat uyanık kalabilir. Bu tip insanlar normal kişilerden iki saat daha fazla uyur. Genelde kör olan kişilerde bu hastalıkla karşılaşılır.
Neredeyse herkes, uykuya dalmadan az önce bir yerden düştüğünü hisseder ve sıçrayarak uyanır. Kısa süre sonra da huzurluca uykuya dalar. Çoğu kez bu hissiyat, uyku sırasında da yaşanır. Yüksek bir apartmanın tepesindesinizdir ya da bir dağın zirvesinde. Ve bir den kendinizi boşlukta bulursunuz.
Bu hissin asıl nedeni bilinmemektedir. Uyumadan az önce yaşanan düşme hissiyatı için Jack London ise, “Ademden Önce” isimli kitabında bu his için oldukça ilginç bir yaklaşımda bulunmuştur. Kitapta anlatılan öyküye göre bu his, yakın akrabalarımız olan maymunlardan bize miras kalan bir içgüdü. Çoğunlukla ağaç üstlerinde yaşayan maymunlar, geceleri uyurken ağaçların üzerinde dengelerini kaybettikleri için, sürekli olarak bu hisle uyanıyorlar ve insanda da zaman zaman içgüdüsel olarak tam uykuya dalma öncesinde aynı his oluşuyor.
Kulağa çok hoş gelmekle birlikte, bu hipotezin doğruluğu konusunda herhangi bir şey söylemek mümkün değildir. Kısa ve genel olarak, bu hissin, kasların ani ve kısa kasılmaları sonucunda ortaya çıktığı da söylenebilir.