ATO'dan istihdam 2000-2005 raporu

ANKARA (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO), Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerini kullanarak Nisan-Mayıs-Haziran aylarının içeren 2. dönemleri karşılaştırdığı "İstihdam 2000-2005" raporuna göre son 5 yılda çalışabilir nüfusa 4 milyon 619 bin kişi eklenirken, sadece 374 bin kişiye istihdam yaratılabildiğini açıkladı.

Reklam
Reklam

Yapılan araştırmaya göre, 2000 yılı 2. döneminde yüzde 48.5 olan istihdama katılma oranı 2005 yılı 2. döneminde yüzde 44.8'e düştüğü belirtildi. 2000 yılı 2. döneminde kentlerde yüzde 41.4, kırsalda yüzde 58.9 olan istihdama katılma oranı 2005 yılı 2. döneminde kentlerde yüzde 40.2'ye kırsalda yüzde 52.4'e geriledi. 2000 yılı 2. döneminde erkeklerde yüzde 71 olan istihdama katılma oranı, 2005 yılı 2. döneminde yüzde 66.17'e kadınlarda yüzde 26.4'den yüzde 23.9'a düştü.

2005 yılı 2. döneminde çalışabilir yaştaki 25.1 milyon erkekten 16.6 milyonu, çalışabilir yaştaki 25.5 milyon kadının ise sadece 6.1 milyonu istihdam ediliyor. Bir başka deyişle çalışabilir yaştaki her 100 erkekten 66'sı çalışıyor. Çalışabilir yaştaki her 100 kadından sadece 24'ü çalışırken bu oran kentlerde yüzde 16'ya düşüyor. Son 5 yılda kentsel alanlarda, kadınların istihdama katılım oranında artış olmaması dikkati çekiyor. Türkiye'de tarım sektöründeki istihdam sürekli azalıyor. 2000 yılı ikinci döneminde 8 milyon 307 bin kişi tarımda çalışırken, 2005'de bu rakam 7 milyon 266 bine geriledi. Bir başka ifadeyle tarımda çalışanların sayısı, 1 milyon 41 bin kişi azaldı. 2005 yılı 2. dönem verilerine göre, her 100 kişiden 32'si tarım sektöründe çalışıyor. 2000 yılının aynı döneminde bu oran yüzde 37 idi. Tarım dışı istihdam 5 yılda

Reklam
Reklam

1 milyon 415 bin kişi arttığı halde tarımdaki çözülme nedeniyle toplam istihdamdaki artış 5 yılda sadece 374 bin kişiyle sınırlı kaldı.

İstihdam edilenlerin yaklaşık üçte birinin tarım sektöründe çalışması nedeniyle ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların sayısında, 2000 yılında her 100 çalışandan 22'si ücretsiz aile işçisiydi. Aynı yıl ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların yüzde 64'ü kadındı. 2005 yılında ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların oranı yüzde 17.8'e düştü. Tarım sektöründeki istihdam içindeki payı düştükçe ücretsiz aile işçisi sayısı da azaldı ancak ücretsiz aile işçisi olarak çalışanlar içinde kadınların oranı yüzde 64'ten yüzde 68 'e çıktı. Ücretsiz aile işçisi erkeklerin oranı aynı dönemde yüzde 36'dan yüzde 32'ye geriledi.

2005 yılı 2. döneminde çalışanların yüzde 45.1'i ücretli, yüzde 7.4'ü yevmiyeli, yüzde 5.2'si işverenken yüzde 24.6'sı kendi hesabına çalışıyor. 2000 yılı 2. döneminde yüzde 36,6'sı ücretli, yüzde 11.2'si yevmiyeli, yüzde 4.8'i işveren, yüzde 25.3'ü ise kendi hesabına çalışıyordu.

Reklam
Reklam

Son 5 yılda kendi hesabına ve işveren olarak çalışanların paylarında kayda değer bir değişme olmazken ücretlilerin oranının artması dikkat çekiyor. Gelişmiş ülkelerde ücretlilerin istihdamdaki oranı yüzde 70'ler seviyesinde. Ücretlilerin istihdamdaki payı gün geçtikçe artmakla birlikte gelişmiş ülkelere kıyasla henüz düşük.
2005 yılı 2. döneminde istihdamda yer alan kadınların yüzde 55'i tarım sektöründe çalışıyor. Bu oran kırsal yerleşim yerlerinde yüzde 86'ya çıkıyor. Kadın istihdamının ağırlıklı olduğu 2. sektör ise hizmetler sektörü. Erkeklerin en yoğun oldukları sektör yüzde 49 ile hizmetler sektörü, 2. sektör yüzde 23 ile tarım sektörü. Tarımda çalışanların sayısı 5 yılda 1 milyon 41 bin kişi azalırken, hizmetler sektörü 1 milyon 460 bin kişiye iş yarattı. Hizmetler sektörü, kentsel kesimde 5 yıllık sürede yüzde 60 düzeyinde sabit kalırken, kırsal alanlarda hizmet sektörünün istihdamdaki payı yüzde 16'dan yüzde 23'e yükseldi. Bir başka deyişle tarımda çözülen nüfus hizmet sektörüne kaydı. Üretimin temeli olan sanayideki artış ise 5 yılda 280 bin kişiyle sınırlı kaldı.

Reklam
Reklam

"YAŞTAKİ HER 100 KADINDAN 76'SI ÇALIŞMIYOR" Eğitim düzeyi yükseldikçe işgücüne katılım oranı da yükseliyor. Ancak 2005 yılı 2. döneminde 2000 yılının aynı dönemine göre, hem erkek hem de kadınlarda tüm eğitim seviyelerinde işgücüne katılım oranlarında düşme görüldü. Kadınların lise öncesi, lise ve yüksek öğrenim seviyelerinde işgücüne katılım oranları arasında büyük farklar olduğu görülüyor. 2005 yılı 2. döneminde okur-yazar olmayan her 100 kadından sadece 19'u işgücüne katılırken, yüksek okul mezunu her 100 kadından 69'u iş gücüne katılıyor.

5 yıl çalışabilir yaştaki nüfus 4.6 milyon artarken, bunun 374 bini çalışanlara 838 bini işsizlere eklendi. 3 milyon 407 bin kişi işgücü dışına çıktı. 5 yılda işgücü dışına çıkan nüfusun yüzde 37'si erkek yüzde 63'ü kadın. İşgücü piyasası dışına çıkan her 100 kadından 41'i ev kadını. Son 5 yılda öğrencilik nedeniyle işgücü piyasası dışında yer alanların oranı yüzde 22, emeklilik nedeniyle işgücü piyasası dışında yer alanların oranı yüzde 30 artış gösterirken, çeşitli nedenlerle iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olanlardaki artış ise yüzde 43 oldu.

Reklam
Reklam

Ümidi kırık ve mevsimlik çalıştığı için tanım gereği işgücü dışına atılan kesim 2005 yılında 1 milyon 903 bin kişiden oluşuyor ve işgücüne dahil olmayan nüfusun yüzde 7.4'ünü oluşturuyor. Bu kişiler potansiyel işsizler olarak değerlendiriliyor.

2000 yılı 2. döneminde 1 milyon 456 bin olan işsiz sayısı 2005 yılı aynı döneminde 838 bin kişi artarak 2 milyon 294 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranı aynı dönemde 6.1'den 9.2'ye çıktı.

İşsizlik ramakları, kent ve kırsal alanlarda cinsiyetler arasında farklılık sergiliyor. İşsiz sayısı kentlerde kırsal kesime oranla daha fazla artırıyor. 2005 yılı 2. döneminde tarım dışı işsizlik oranı, toplam işsizlik oranının 3.3 puan üzerinde seyrediyor. Tarım sektörünün, istihdamın hala üçte birini oluşturması ve bu sektörde ücretsiz aile işçiliğinin yaygın olması toplam işsizlik rakamlarını aşağıya çekip, işsizliği perdeliyor. 2005 yılı 2. döneminde işsizlik oranı yüzde 9.2 iken, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12.5.

Reklam
Reklam

2000 yılı 2. döneminde işsizlerin yüzde 71'i erkek iken, bu oran 2005 yılının aynı döneminde yüzde 74'e yükseldi. Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 3 artarken, kadın işsizliği aynı dönemde kentli kadınlar yüzde 2.4, kırda yaşayan kadınlarda yüzde 1.2 artış gösterdi. İşsizlik oranı 5 yılda 3.1 puan artarken, genç nüfustaki işsizlik oranı 5.9 puan artarak yüzde 17.6 seviyesine yükseldi.

ATO Başkanı Sinan Aygün, rapora ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye'nin büyük bir istihdam sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirtti. Son 5 yılda istihdamdaki artışın sadece yüzde 1.7 olduğuna işaret eden Aygün, "Tarımdaki çözülmeyi ve artan nüfusu karşılayacak istihdam yaratılmazsa gelecek yıllarda Türkiye'yi daha ağır bir istihdam ve işsizlik sorunu bekliyor. İşsizlik oranının sabit kalması için her yıl 650 bin kişiye iş bulmak gerekiyor" dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye'de nüfus artış hızı yüzde 1.4-1.5 seviyesine gerilemiş olmasına rağmen, 15-24 yaş aralığında artış hızının yüzde 2.5-3.5 seviyesinde olduğunu ve bu trendin 2030 yılına kadar sürmesinin beklendiğini belirten Aygün, şunları kaydetti:

"Ülke genelinde işsizlik oranı 9.2 iken genç nüfus içindeki işsizlik oranı yüzde 17.6 seviyesinde. Çalışabilir yaştaki her 100 kadından 76'sı çalışmıyor. Bu tablo değiştirilmediği sürece, Türkiye için kalkınma hayaldir."

Haberin Devamı İçin Tıklayın