BSO seçim istedi

Balıkesir Sanayi Odası (BSO) Meclis Toplantısı'nda konuşan Rona Yırcalı, siyasi partiler ve seçim kanunun değiştirilerek ülkede derhal seçime gidilmesi gerektiğini söyledi.

BSO Başkanı ve Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanvekili A. Rona Yırcalı, bugün ülkede siyasi otoritenin etkisini kaybettiğini ifade etti. BSO'nun olağan meclis toplantısında konuşan ünlü işadamı Rona Yırcalı, siyasi ortamın çarpık gidişi yüzünden çaresiz kaldıklarını belirtti. Vali Utku Acun'un da katılarak izlediği BSO Meclis Toplantısı'nda, gerek bugünkü hükümet gerekse iş dünyasını temsil eden büyük kuruluşlara tepkiler dile getirildi.

Reklam
Reklam

Devletin borçlanma faizinin tırmanarak devam ettiğini vurgulayan Rona Yırcalı, "Siyasi istikrarı olmayan bir ortam içinde ekonominin sağlıklı olmasının beklenmediği artık son derece klasikleşmiş bir yaklaşım. Ama biz bunu maalesef içinde yaşayarak bir daha ispatlamış ve göstermiş bulunuyoruz, bulunmaya da devam ediyoruz. Siyasi ortamın böyle çarpık şekilde ilerlemesi bizleri çaresiz bir hale getirdi. Nisan sonunda yüzde 50'ler civarındaki devletin borçlanma faizi Mayıs'ta 60'a sonra 70'e ve Haziran sonunda da 75'lere geldi. Bugünkü borçlanma faizinin yüzde 71.5 olduğu söyleniyor. Tırmanma devam ediyor. 13 - 14 binlerdeki borsa 9 binlere indi. 2 ay önce bir milyon 350 bin civarında oturması öngörülen dolar bugün 1 milyon 600'ü geçmiş durumda. Bu şartlar altında herhangi bir hesap yapmanın, ileriyi görmenin imkanı olmaz" dedi.

Reklam
Reklam

"TÜRKLER KAÇARKEN, YABANCI YATIRIMCI GELİR Mİ?"

BSO Başkanı Rona Yırcalı, Temmuz ayı içinde Türkiye'de yapılacak ve dünyanın önde gelen işadamlarının katılacağı toplantıya dikkat çekti. Yırcalı şunları söyledi: "O toplantıda yabancılara neyi söyleyeceğiz? Yabancı Sermaye Kanunu'nun son derece liberal olduğunu, bugünkü gelişimlere açık olduğundan falan bahsedeceğiz galiba. Ama, bu ekonomik tablo içinde, Türkler'in ülkede yatırım yapmakta tereddütte olduğu dönemde, bu adamların Türkiye'ye gelerek yatırım yapmalarını istemek çok kolay olmasa gerek. Bundan kolay netice alınacağı kanaatinde değiliz."

"ZİRVEDEN BELİRSİZLİK ÇIKTI"

Rona Yırcalı, hükümeti oluşturan siyasi parti liderlerinin toplantısıyla ilgili yapılan açıklamaları büyük bir belirsizlik olarak değerlendirdi. Avrupa Birliği çalışmalarıyla ilgili Türkiye'nin önünde 2002 yılı için 6 ay var gibi görünmesine rağmen kalan zamanın sadece 2 - 2.5 ay olduğunu hatırlatan Rona Yırcalı, Meclis'in tatil edildikten sonra olağanüstü toplantıya çağrılacağının açıklanmasını "mantıksızlık" olarak değerlendirdi. Yırcalı, "Zirve toplantısının sonunda, seçimin uygun olmayacağını ve bu şekilde devam edilmesi gerektiğini beyan ettiler. Avrupa Birliği'nde yapılan çalışmaların devam etmesi gerektiğini, tatile giren Meclis'in bu çalışmaların değerlendirilmesi, gerekli kanunların çıkarılması için yaz aylarında olağanüstü toplantıya çağırılacağını beyan ettiler. Bu açıklamalar o kadar büyük bir belirsizlik ki. 2002'nin ancak 6 ayı kaldı. Son ayı Noel. Temmuz - Ağustos'ta tüm Avrupa tatilde, arada Eylül'ün bir kısmı ile Ekim ve Kasım var. Zaten bu işle ilgili bizim ile AB konusunda karar verilecek toplantıların biri Eylül'ün 2. yarısında, öbürü de Ekim sonu Kasım başı gibi yapılacağı ifade ediliyor. Yani hazırlık çalışması ve diğer çalışmaların yapılacağı bütün sene içinde 2 - 2.5 ay var. Biz bu arada bu işleri yapacak olan Meclis'i dağıtıyoruz, gönderiyoruz. Ve fevkalade çalışması için sonra geriye çağırıyoruz. Böyle bir mantığı, böyle bir kararı anlamak mümkün değil" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"BÜROKRASİ DE HÜKÜMETE İTİMAT ETMİYOR"

Ülkenin son derece zor bir döneme girdiğini belirten Rona Yırcalı, siyasi otorite ve siyasi istikrarın bu şekilde sağlanmasına imkan olmadığını, herkesin kabul ettiği bu gerçeğin artık açıkça beyan edildiğini söyledi. Bürokrasinin de hükümete itimadı kalmadığını ve çalışmadığını kaydeden Rona Yırcalı, "Bürokratlar da bizim gibi itimadını kaybettikleri için, verecekleri kararlarda siyasi otoritenin desteğini göremeyecekleri endişesiyle hiçbir iş görememektedir. İleriyi göremeyen insanların ekonomik faaliyette bulunması son derece zor olmakta ve her geçen hafta ekonomimiz daha da tahrip görmektedir. Devletin borçlanma faizi her ay yüzde 10 koyuyor üstüne. Böyle bir yaklaşımın sağlıklı olması imkansız. Bir seçimin ülkenin bugünkü durumunu daha zora sokacağı belki bazı kişiler tarafından dile getiriliyor ama, bugün içinde bulunduğumuz ortamda tahribat daha da fazla ve devamlı olmaktadır" dedi.

Reklam
Reklam

"SEÇİMDEN BAŞKA ÇIKIŞ YOK"

BSO Başkanı Rona Yırcalı, Türkiye'nin içinde bulunduğu belirsizlikten kurtulması için seçimden başka çıkış yolunun olmadığını söyledi. Ancak, seçim için olmazsa olmaz 2 şartın yerine getirilmesini isteyen Yırcalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim görüşümüz, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu değiştirilmeden seçim yapılmaması şartı, olmazsa olmaz. Avrupa Birliği kanunlarının paralelinde bu yapılarak, kısa bir müddet içinde siyasi kadrolara, bürokrasiye yeni bir istikamet verebilecek, ekonomiye esneklik sağlayıp, emniyet getirecek bir ortamın oluşabilmesi için, bu 2 şart yerine getirilerek bir seçime gidilmesi faydalı olacaktır. Çünkü artık, bizim üyelerimizden aldığımız tepkiler başka bir çıkışın olmadığını gösteriyor. Seçimlerin sonunda alınacak neticeyi demokratik şartlar altında hepimiz kabul edeceğiz. Ancak, bu süreç, bu şartlar yerine getirildikten sonra başlatılmalı."

Reklam
Reklam

TÜSİAD VE TOBB'A ELEŞTİRİ

BSO Meclis Toplantısında söz alan bazı meclis üyeleri, hükümetin istikrar programını önce destek açıklamaları yapıp sonra her yönüyle tenkit eden TÜSİAD ve TOBB gibi iş aleminin temsilcisi kuruluşları eleştirdi. İşadamı Evin Ertür, Türkiye'de sanayi ve işadamı teşkilatının işlemediğini söyledi. Hükümete karşı tenkit yapılırken bir çözüm önerisinin sunulmadığını belirten Ertür, özeleştiri yaptığı konuşmasında şunları söyledi: "Kriz başlamadan önce, istikrar programı ilan edildiğinde, o zamanki TÜSİAD Başkanı kalktı, 'Eskiden 10 gün sonrasını göremiyorduk, şimdi 10 yıl sonrasını görebiliyoruz, çok şükür' dedi. 15 gün sonra kriz patladı. Program ilan edildi, Odalar Birliği başta olmak üzere herkes 'programın arkasındayız, başarısı için çalışıyoruz' dedi. Ondan sonra herkes programı tenkit etti. Odalar Birliği başta olmak üzere. Bunun hangisi doğru? Demek ki, sorun sadece bir yerde değil. Bizim teşkilatımızda da sorun var. Ve biz bu teşkilatı işletmiyoruz demektir. Odalar Birliği'nde birçok uzman var. Ama, Odalar Birliği hangi ekonomik politikayı alternatif politika veya tedbirler demeti olarak üretti de önümüze koydu? Kamuoyu önünde müdafaasını yaptı? Benim haberim yok, ben görmedim. Siz gördüyseniz söyleyin. Onun için hazırlıklarımızı yapmamız gerekiyor. Yine bunun faturası şüpheniz olmasın bizlere çıkacak. Çözüm nereden gelecek anlayamıyorum."

Reklam
Reklam

Türkiye'de iyi ile kötüyü, sapla - samanı ayıracak bir sistemin olmadığını söyleyen bir başka işadamı da tepkisini şu şekilde dile getirdi: "Türkiye'de iyi ile kötüyü, sapla samanı birbirinden ayıracak bir mekanizma, bir sistem yok. Neyin iyi, neyin kötü olduğunu ayıramıyoruz. Adalet mekanizması ve sistem yok. Bu sistemin olmaması bir sürü yanlışlıklara sebep oldu. Ekonominin lokomotifi üretimdir. Fakat Türkiye'de üretim yapıp istihdam oluşturmaya kalktığınızda bir el gırtlağınıza yapışıyor ve sıkıyor. Ya bırakıp kurtulacak, ya ölecek veya Romanya'ya, Bulgaristan'a gideceksiniz. Bunun artık bir çözümü olmalı, bunu hepimiz fark ediyoruz. Fakat, bir türlü düzeltemiyoruz."

Toplantının sonunda söz alan Vali Utku Acun, işadamlarına ağlamakla bir yere varmanın mümkün olmayacağını, sorunların bu şekilde çözülemeyeceğini hatırlattı. Acun, birlik ve beraberlik içinde çözüm üretilmesi gerektiğini, sorunların üstesinden ancak bu şekilde gelineceğini belirtti.

Reklam
Reklam

Kaynak: İHA

Haberin Devamı İçin Tıklayın
Anahtar Kelimeler: