Bulaşık yıkarken ressam oldu: “Bulaşıkları yıkadıktan sonra gel ve bu resmi tamamla”

Kahramanmaraş'taki yıkıcı depremlerin ardından, çocuklarıyla birlikte Düzce'ye yerleşen Ayşegül Nacar, hayatında bir dönüm noktası yaşadı. 38 yaşındaki Nacar, yıllar önce keşfedilen ancak ailesinin desteğiyle yarım kalan resim yeteneğini, bulaşık yıkadığı bir işletmede yeniden gün yüzüne çıkararak ressamlık kariyerine adımını attı. İlk sergisini açmaya hazırlanıyor.

Ayşegül Nacar, çocukluk yıllarında resme olan ilgisini fark etmiş, ancak ailesinin bu konuda destek vermemesi nedeniyle yeteneğini geliştiremeyerek yarıda bırakmıştı. Düzce'ye taşındıktan sonra, hayatını değiştiren bir fırsatla karşılaştı. Nacar, çocukluk hayalini bir kez daha gerçekleştirme şansı buldu ve resim yapmaya başladı. Bulaşıkçılık yaptığı iş yerinde, işletme sahibinin teşvikiyle sanatla ilgili yeni bir yolculuğa çıktı.

AİLESİNDEN DESTEK GÖRMEMİŞ

Çocukluk yıllarında resme olan ilgisini geliştirmek için bir adım atmaya karar veren Nacar, "Resim çizmek çocukluğumdan beri hayalimdi. Küçükken ağabeyimin resim derslerini yapar, harita çizerdim. Ergenliğimde boyama kurslarına gittim. Orada ahşap boyamasını yaptığım ilk gün çiçek çizmeye başladım. Hocam bana, 'Sende yetenek var, farkında mısın?' demişti. Ufak tefek çizimler, arkadaşlarımın tepsilerini bana vererek pratik yaptırıyordu. Daha sonra küçük defterime çizimler yaptım ama ben çizimlerimin hiç birini beğenmiyordum. Sonra onların fotokopilerini çektim, evde A4 kağıtlarında ya da resim kağıtlarında pratik yaparak kendimi geliştirdim. Ufak tefek karakalem çalışmaları yaptım. Etrafa göstermeden gizli gizli çalışmalar yaptım. Ailem çok önemsemedi bu durumu" diyerek anlattı.

Reklam
Reklam

“KÜSTÜM DE DİYEBİLİRİZ”

Ayşegül Nacar, "Kurs hocam destek alıp, kendimi geliştirmemi istedi. Bu konuda ne annem ne de babam bana destek olmadı. O sıralarda sözlendim ve bir daha hiç bir şey yapmadım. Maddi sorunlar, manevi sorunlar, evliliğe alışma süreci, sonra da çocuklar derken hiçbir şey yapamadım. Küstüm de diyebiliriz aslında. İçimde hep bir heves vardı ama kesinlikle yeltenmedim. Depremden 1.5 yıl önce boşandım. Deprem olunca buraya çocuklarımla geldim" dedi.

“RESİM YAPILIP, PİYANO ÇALINIYORDU”

Depremden sonra taşındığı Düzce'de önce çocuk bakıcılığı yapmış.

Nacar, "Bir gün dolaşırken bu işletmeyi gördüm. Resim yapılıp, piyano çalınıyordu. Düzce'de sanat dolu bir yeri görünce çok şaşırdım. İşletmenin eleman aradığını görünce hayatım değişti. Buraya geldim ve 'Ne iş olursa yaparım' dedim. Burada resimleri görünce her işi yapacağımı söyledim. Onların da bulaşık kısmında ihtiyaçları varmış. Beni oraya aldılar. Burada sürekli sanat konuşuluyordu. Bende arada bir hatırlatma yapıyordum resim yaptığım ile ilgili. Bir gün çalışmalarımı getirdim ve görünce çok beğendiler. İşletme sahibi Uğur Bey bana çok zor bir resim verdi. 'Boş kaldığın zamanlarda, bulaşıkları yıkadıktan sonra gel ve bu resmi tamamla' dedi. Çok korktum görünce, yapamayacağımı düşündüm. Yağlı boya olduğu için renklere hakim olmak çok zordu. 2-3 saat bir noktayı düzeltmeye çalıştığım oldu. Herhangi bir eğitimim yok, bilmiyorum. Bu resimde portre kısımları beni çok zorladı. Daha önce böyle bir çalışma yapmamıştım. O yüzden çok korkmuştum. 'Yapamayacağım' dedim. Her yeri yaptım bir yek yüzleri kalmıştı" dedi.

Reklam
Reklam

İLK SERGİSİ 25 ŞUBAT'TA AÇILACAK

Nacar, işletme sahibinin verdiği bir resimle başlattığı yolculukta, şimdi kendi sergisini açmaya hazırlanıyor. İlk başta zorlanmasına rağmen, bu resimle kendini geliştiren Nacar, "Ben genelde gravür çalışmalar yapıyordum. Bu da Osmanlı tarzındaydı. Başıbozuklar resmini yapınca Osmanlı sergisi oluşturabileceğimizi düşündük. Padişahlarımızın ve atalarımızın portrelerini yaptık. Mustafa Kemal Atatürk'ün de bir portresini yaptık. Sergi için en bilindik olanlarını seçtik. Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, Yıldırım Bayezid gibi kişilerin portrelerini yaptım. Sergi; benim bulaşıklarını yıkadığım, bulaşıkçılıktan tuvale geçtiğim bütün hikayenin geçtiği ve başladığı işletmede 25 Şubat Salı günü olacak" dedi.

DEPREM, HAYATINI DEĞİŞTİRDİ

Ayşegül Nacar, deprem öncesinde içine kapanık ve mutsuz bir ev hanımı olduğunu, ancak yaşadığı felaketten sonra hayatının tamamen değiştiğini belirtti. Nacar, "Depremden önce içine kapalı, daha depresif, daha mutsuz, çekingen bir ev hanımıydım. Depremden sonra bu işletmeye gelene kadar hayatım değişti. Her şey bugün içinmiş diyorum. O kadar çok şey yaşadım ki, hayallerimin de ötesine geçti. Kimse hayalinden vazgeçmesin" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Ayşegül Nacar’ın hikayesi, hayallerin peşinden gitmenin ve her türlü zorluğa rağmen umudunuzu kaybetmemenin önemini gözler önüne seriyor. Onun yolculuğu, hayatın beklenmedik anlarında yeni başlangıçlar yapmanın ve her durumda kendini keşfetmenin mümkün olduğunu bir kez daha gösteriyor.

(İHA)