ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Hrant Dink cinayetinin bütün derinliği ve bağlantılarıyla aydınlatılması için aynı kararlılıkla çalışmaların sürdürüleceğini söyledi.
Olayın aynı zamanda sosyal ve psikolojik boyutunun olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Böyle bir olayla Türkiye'yi içe kapanmaya, karamsarlığa, infiale sürükleyeceklerini zannediyorlarsa bunu asla başaramayacaklardır. Milletin değerlerine huzur ve istikrarına kastedenler asla vatansever olamazlar, yurtsever olamazlar. Bu olayı kullanarak Türkiye'nin yakalamış olduğu huzur ortamını gölgelemek, duruşumuzu zaafa uğratmak isteyenler varsa onlar derin bir hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Daha önce de oynanmış bu kirli oyun, milletin vakarı ve duruşuyla bozulacaktır" değerlendirmesini yaptı.
AK Parti'nin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen ve 3 gün süren kampı sona erdi. Kampın kapanış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, önceki gün İstanbul'da gerçekleşen Ermeni asıllı Türk gazeteci Hrant Dink cinayetiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, olayı bütün ayrıntılarıyla aydınlatmak için olayın ilk dakikasından itibaren hükümet olarak büyük gayret gösterdiklerini ve bu çabalarının 32 saatte sonuç verdiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Dink'in cenazesi toprağa verilmeden emniyet güçlerinin, savcıların büyük gayret gösterdiğini belirterek, İçişleri ve Adalet Bakanları'nın da Bakanlar Kurulu toplantısını yarıda keserek İstanbul'a gittiklerini ve işi organize ettiklerini hatırlattı.
Erdoğan, "Emniyetimizin, istihbarat birimlerimizin ve tüm yargı birimlerinin bütün verileri tek elde toplamak suretiyle değerlendirerek, adeta kılı kırk yaran bir dikkatle çalışarak, cinayet zanlısını yakalamaları ve adalete teslim etme aşamasına getirmeleri çok çok önemlidir. Bu önemli başarının altını özellikle çiziyorum. Tüm emeği geçenlere ülkem, şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
Olayın artık yargı aşamasına geldiğine işaret eden Erdoğan, medyaya da sağduyunun sesini öne çıkardığı ve gelişmeleri kamuoyuna aktarırken gerekli özen ve hassasiyeti gösterdiği için teşekkür etti. Bu tür olaylarda Türkiye fotoğrafının medya üzerinden dünyaya yansıdığını kaydeden Erdoğan, bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyetin süreceğine inandığını söyledi.
Erdoğan, bütün derinliğiyle, bütün bağlantılarıyla bu cinayetin aydınlatılması için çalışmaların aynı kararlılıkla süreceğini vurgulayarak, bundan herkesin emin olması gerektiğini bildirdi. "Hepimizi sarsan bu alçak cinayet tüm ayrıntılarıyla tartışılmalıdır" diyen Erdoğan, "Bir süredir Türkiye'yi içe kapamaya dönük gayretler olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin enerjisine, birlik ve beraberliğine yönelik daha büyük fenalık düşünemiyorum. Bu tür çabalar içerisinde olanlar, belki her şey olabilirler ama asla kendilerine vatansever diyemezler" ifadelerini kullandı.
Meselenin dikkat çeken sosyal ve psikolojik boyutları olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, gencecik dimağları nefret tohumlarıyla zehirleyen zeminin çok iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, bu analizin medya, aydınlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yapılabileceğini dile getirdi. Erdoğan, herkesin elini taşın altına koymasını istedi. Herkese terennüm eden görevler olduğunu, kimsenin 'bana ne' diyemeyeceğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Bu milleti 7'den 70'e kucaklayacaksak, bunu yapmalıyız. Sorunun güvenlik boyutu kuşkusuz önemlidir ama bu boyutu aşan tedbirleri de hep beraber alacak ve bunlara hep birlikte odaklanacağız" diye konuştu.
"ŞUNU DUYDUM, BUNU DUYDUM' OLMAZ"
Başbakan Erdoğan konuşmasında isim vermeden Akşam Gazetesi'nin köşe yazarı Serdar Akinan'ı da hedef aldı.
Akinan'ın Hrant Dink cinayetiyle Kuzey Irak bağlantısı kuran yazısına sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, Akinan'ın iddiasının kaynağını kendisine anlatmaması halinde dava açacağını açıkladı. Erdoğan şöyle konuştu:
"Bir köşe yazarı, 'Bir yerden aldığım bilgiye göre, şöyle şöyle silah şuradan alınmış, şuraya teslim edilmiş' diyor. Anlattığı silahlar da sustalı değil, bıçaklar değil. Havan toplarından bahsediyor. Böyle bir yazıyı yazan kişi, güvendiği bir kaynak ifadesini de kullandığına göre, size düşen görev, madem ki güvendiğiniz bir kaynaktan aldınız, o zaman bu ülkenin istihbaratına, İçişleri Bakanı'na, Adalet Bakanı'na bildirmelisiniz. Bunun üzerine gitmiyorsak, o zaman bunu köşende yazmalısın ve oradan da bize vurmalısın. Orada çok ciddi bit yeniği var. O zaman bu kafaları bulandırıyor. Bunlar hep komplo teorileri. Bu arkadaşı davet edeceğim. Bunları bana anlatmak zorundasın. Anlatmazsan ben sana dava açacağım, bu iş duygusallıkla yapılmaz. 'Şunu duydum, bunu duydum' olmaz. Aksi takdirde bunun bedelini ülke ödüyor. Kimse bu ülkeye özel hesapları için bedel ödetemez. Bunu böyle bilin."
Başbakan Erdoğan, çocukları ve gençleri zehirleyen bu zemini kurutmak için, aileden ve okuldan başlayarak herkese önemli sorumluluklar düştüğünü söyledi. Erdoğan, "Gençlerimizi zehirleyenler hangi ideolojiyle hareket ederlerse etsinler huzurumuza, birliğimize bütünlüğümüze kastetmişlerdir. Onları büyük milletimiz affetmeyecektir. Böyle bir olayla Türkiye'yi içe kapanmaya, karamsarlığa, infiale sürükleyeceklerini zannediyorlarsa bunu asla başaramayacaklardır. Milletin değerlerine huzur ve istikrarına kastedenler asla vatansever olamazlar, yurtsever olamazlar. Bunu böyle bilin. Bu olayı kullanarak Türkiye'nin yakalamış olduğu huzur ortamını gölgelemek, duruşumuzu zaafa uğratmak isteyenler varsa onlar derin bir hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Daha önce defalarca oynanmış bu kirli oyun, milletin vakarı ve duruşuyla bozulacaktır" şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasında sorumluluk noktasında olan herkese dayanışma içerisinde hareket etme çağrısı da yaptı. "Tüm sorumluluk noktasında olanlara sesleniyorum, bakınız bu mesele sıradan bir mesele değildir" diye konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bundan önce yaşanmış birçok çete-mete işleri var. Bunlar sıradan olaylar değil. Lütfen, bu olayların üzerine giderken dayanışma içinde gitmemiz gerekir. Bu milletin geleceğini düşünerek, bu işlerin üzerine gitmemiz gerekir. Bu millet adına, bu vatan adına hareket edenler bu hassasiyeti kesinlikle düşünmek zorundadır. Bu ülke, büyük mücadelelerle elde ettiği kazanımlardan asla geri dönmeyecektir. Hiçbir güç, bu vatanı insanlarımızın bir tekinin kalbinde bile gurbete dönüştüremeyecektir. Bunu ülkem adıma, tarihimiz ve milletimiz adına söylüyorum, içeride ve dışarıda her kim Türkiye üstünde bir kara hesap yürütmeye çalışıyorsa kendi ayaklarının altına kuyu kazıyor veya karpuz kabuğu yerleştiriyor veya kendi bindiği dalı kesiyor."
Erdoğan, konuşmasında internet kafe sahiplerine de sert çıktı. İnternet kafe sahiplerini 'kendinize çeki düzen verin' diye uyaran Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanlığı'nın gerekli operasyonu başlattığını, gereği neyse sonuna kadar yapılacağını kaydetti. Erdoğan, gençliği birilerinin çıkarı için feda etmeyeceklerinin altını çizerek, "Zerre kadar izzetleri ve onurları varsa 'bu gençliği nasıl güçlü kılarız', onun için yatırım yapsınlar. O zaman biz onları başımızın üstünde taşıyalım. Gençlerimizi o kirli havuzların içinde boğdurmayız, gereği neyse yaparız. Özellikle varoşlarda veya merkezlerde gençlerimizin zayi olmasına hiçbir anne baba müsaade etmez. O zaman el ele verip devlet-millet kaynaşmasıyla bütün bu pislikleri temizleyeceğiz. Bu olayların üzerine yasal olarak da daha şiddetle gideceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda seçim startı verdi. Bu süreçte milletvekillerinin illerine daha ağırlık vermelerini isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"15 günde bir gidebilirsiniz demiyorum, artık haftada bir gitmek zorundasınız diyorum. Perşembe günü Meclis kapandıktan sonra illerinize gideceksiniz. Giden arkadaşlarıma bir şey söylemiyorum ama gitmeyen arkadaşlarıma söylüyorum. Grup Başkan Vekili arkadaşlarımdan bunun raporunu alacağım. Çünkü artık final süreci, finalin gereği neyse yapılacak. Nasıl ki atletizmde bir finiş varsa siyasetin de bir finişi var. Çünkü millet bizden bunu bekliyor."