Bursa'nın İnegöl ilçesinde aralarında mirasının paylaşımı konusunda husumet bulunan ağabeyini araç içinde tabancayla, yengesini ise bıçakla öldürmekle suçlanan sanığın yargılanmasına başlandı. İki ayrı müebbet hapsi istenen sanık, ağabeyinin PKK ile irtibatlı olduğunu ve eşine tecavüz etmeye kalktığını, yengesinin ise başka erkeklerle ilişkisinin olduğunu iddia etti.
5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek ve tasarlayarak kasten öldürmek" suçlarından iki ayrı müebbet hapsi istenen S.K. (27) bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. İki çocuk babası fayans ustası S.K.'nın ölen ağabeyinin terör örgütü PKK ile irtibatı olduğunu söylemesi herkesi şok etti. Sanık S.K., "Ağabeyim bizim de onun gibi PKK'lı olmamızı istiyordu. Hatta kardeşim bu yüzden intihar etti.
Ben askere gidince ağabeyim bana düşman oldu. Askerden sonra evlenirken beni öldürmeye kalktı. Ben evlendikten sonra bir süre İzmir'de huzurlu bir şekilde yaşadım. Ancak ailemin baskılarına dayanamayarak, tekrar İnegöl'e döndüm. O sırada ağabeyim Nakip'in evi İstanbul'daydı. Beni de çalışmak için İstanbul'a götürmüştü. Bir ara ağabeyim İnegöl'e gittiğinde yengemin eve çeşitli erkekleri aldığını görünce kendisini uyardım. Ancak beni tersledi. Durumu ağabeyime anlatmama karşılık o, 'Ben durumu biliyorum sen karışma' diye söyledi" dedi.
Ağabeyinin miras yüzünden babasını öldürmesi için kendisine silah verdiğini iddia eden sanık, "Ancak ben bunun mümkün olmayacağını söylememe rağmen ağabeyim tabancayı benim evimde bırakıp gitti. Babam ile ağabeyimin aralarının açık olmasının asıl sebebi ağabeyimin PKK ile ilişkisinin olmasıdır. Daha sonraları yine ağabeyimin zorlamasıyla İstanbul'da kendisi ile birlikte çalışmak zorunda kaldım. En son evi ve hastanedeki babamı ziyaret için İnegöl'e döndüğümde bir daha geri denmemeye ve İzmir'e taşınmaya karar verdim. Durumu anneme ve babama anlattım. Ayrıca ölen yengeme de bu durumu söyledim. Ve ağabeyimin bana verdiği silahı kendisine teslim ettim. Taşınmak için hazırlık yaparken ağabeyimin İstanbul'daki arkadaşı evimize geldi. Benim İstanbul'a dönmemi istedi. Dönmeyeceğimi söylediğim sırada İstanbul'da olduğunu zannettiğim ağabeyim içeri girdi. Beni tehdit etmeye başladı. Zorla İstanbul'a götüreceğini söyledi. Bu tehditler karşısında o zaman bana müsaade edin diyerek banyoya girdim. Çıktığımda ağabeyimin yatak odasında eşime tecavüz etmeye yeltenirken gördüm. Eşim bağırıyordu. Bu sırada Bülent içerideki oturma odasındaydı. O bağırmaya gelmemişti. Artık aralarında ne gibi plan yaptılar bilmiyorum" diye konuştu.
Ağabeyinin yengesine teslim ettiği tabancayı başına dayayarak kendisinin İstanbul'a gelmesini istediğini iddia eden sanık, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunun üzerine ben de teklifini kabul ettim. Daha sonra eşim ile yine bir ara yalnız kaldığımda karım bana bir yıl önce aynı şekilde ağabeyim Nakip'in kendisine tecavüz etmeye çalıştığını, annemin müdahalesiyle kurtulduğunu peşinden intihara teşebbüs ettiğini anlattı. Daha sonra ağabeyin sanki hiçbir şey olmamış gibi bana İstanbul'a gideceğimizi, itiraz ederse zorla götüreceğini söyledi. Bu zorlama ve tehditler karşısında evden çıktık. Benzin almak için durduğumuzda ağabeyin tabancayı koltuğun altına koymuştu. Oradan alarak ağabeyim otomobili çalıştırırken, tabancayla arkadan gözümü kapatarak ateş ettik. Dışarı çıkarken silah elimden düştü. Bülent ceketimden asıldı. Ben ağabeyimin çektiğini zannettim. O anda üzerimde bulunan meyve bıçağını çıkartıp, ağabeyimin kafasına vurdum. Oradan kendimi kaybetmiş bir şekilde ayrıldım. Daha sonra şuurumu kaybettim hatırlamıyorum.
Yengemi öldürdüğümü karakolda öğrendim. Ben karakolda olmama rağmen eşim ve çocuklarım orada olmasına rağmen tanıyamadım. Çocuklarımın baba diye bağırması üzerine kendime geldim. Karakol ve sorgu hakimliğinde nasıl ifade verdiğimi hatırlamıyorum. Benim bin canım olsa namusum için hepsini veririm. Ağabeyimi öldürdüğüme pişman değilim, ama yengemi öldürmeyi düşünmemiştim. Nasıl olduğunu da bilmiyorum."
Maktül Nakip K.'nin öldürüldüğü araçta bulunan Bülent K. için Büyükçekmeyce Asliye Ceza Mahkemesi'ne yazılan talimat cevabının beklenmesine karar veren mahkeme, olay sırasında şuurunu kaybettiğini belirten sanığın, akıl ve ruh sağlığı yönünden muayenesinin yapılarak, müşahede altına alınmasını gerektirir bir durum olup olmadığının tespiti için Devlet Hastanesi'ne götürülmesine karar vererek duruşmayı eksikliklerin tamamlanması için erteledi.