BEYRUT (İHA) - Feth-ül İntifada örgütü yetkilisi Ebu Muhammed, "Saad Hariri, Feth-ül İslam örgütünü Şiiler'e karşı savaşması için Suudi Arabistan'dan ithal etti" dedi.
Lübnan'ın kuzeyindeki Nehr-ül Barid kampında ordu ile Feth-ül İslam örgütü arasında yaşanan çatışmalar aralıklarla devam ederken, krizin ülke geneline yayılması ihtimali nedeniyle gergin bir bekleyişin hüküm sürdüğü başkent Beyrut'taki Şatila mülteci kampında Feth-ül İntifada örgütü yetkilisi Ebu Muhammed İHA'ya konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Halihazırda Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın liderliğini yürüttüğü El Fetih'ten ayrılarak 'Feth-ül İntifada' adını alan ve merkezi Suriye'de bulunan örgütün Lübnan'daki üst düzey yetkililerinden Ebu Muhammed, Nehr-ül Barid kampında yaşanan olaylardan El Müstakbel Hareketi lideri Saad Hariri'yi sorumlu tuttu. Ebu Muhammed, bu gruba bağlı militanların Feth-ül İslam'la Lübnan Ordusu arasında çatışma çıkmasına sebep olduğunu da iddia etti. Lübnan'ın kuzeyinde Amerikan Ordusu'na bir askeri üs tahsis etmek isteyen Hariri'nin, tehlike olarak gördüğü Nehr-ül Barid kampını ortadan kaldırmak için düğmeye bastığını ileri süren Ebu Muhammed şöyle konuştu: "Saad Hariri Feth-ül İslam örgütünü Lübnan'daki Şiiler'e karşı savaşması için Suudi Arabistan'dan getirdi. Ancak İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın Riyad'a yaptığı ziyaretin ardından bu durum ortadan kalktı. Refik Hariri suikastını gerçekleştirenleri yargılayacak olan uluslararası mahkemenin Lübnan'a gelmesi ve Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına hükmeden 1559 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının uygulamaya sokulması için böylesi büyük bir olaya ihtiyaç vardı. İşte bu yüzden Nehr-ül Barid kampında çatışmalar başlatıldı." Nehr-ül Barid'deki çatışmaların diğer kamplara sıçraması ihtimaline de değinen Feth-ül İntifada yetkilisi Ebu Muhammed, Lübnan'da mülteci statüsünde bulunan Filistinliler'in kamp sınırları dışında güvenlik güçlerinden oldukça kötü muamele gördüğünü ve kimi zaman gözaltına alındığı ifade etti.
Ebu Muhammed, "Biz tüm bu yaşananlara rağmen Lübnan Ordusu'nu kendi ordumuz kabul ediyoruz. Ancak ordu dahil hiçbir kuruluş ya da kişinin bize saldırmasına seyirci kalmayacağız. Bizim silahımız İsrail'e karşıdır. Ancak sahip olduğumuz bu silahları mülteci kamplarında yaşayan Filistinliler tehlikeye maruz kaldığında da kullanacağız. Her kim bize saldırır, kampımıza operasyon düzenlemeye kalkışırsa buna karşılık veririz" dedi. Öte yandan Şatila kampında yaşayan Filistinliler'in Nehr-ül Barid olaylarına yaklaşımlarının temkinli olması dikkat çekti. Ebu Hasan isimli Filistinli mülteci Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın önceki gün yaptığı konuşmasında dile getirdiği görüşlere atıfta bulunarak, "Ordunun önünde hiçbir kırmızı çizgi olamaz, askerleri katledilen, imajı ve 'heybeti' yara alan ordu dilerse istediği kampa girebilir" diye konuştu. Market işleten diğer bir mülteci de Feth-ül İslam mensuplarıyla sivil halkın aynı kefeye konulmaması gerektiğini söyleyerek, olaylardan duyduğu üzüntüyü ifade etti.