İstanbul Adliyesi'nde gerginlik

İSTANBUL (İHA) - Kuyumcu dükkanlarını soymak isteyen Yunus Kılıç'ı öldürdükleri gerekçesiyle haklarında, "kasten adam öldürmek" suçundan 24 yıldan 30 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle dava açılan Zekeriya Özgenç ve oğlu Emrah Habip Özgenç'in yargılanmalarına başlandı. Duruşma sonrasında sanık yakınları, adliye koridorlarında fotoğraf çekilmesine izin vermeyerek, basın mensuplarına saldırdı.

Reklam
Reklam

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, "kasten adam öldürmek" suçundan yargılanan tutuklu sanıklar Zekeriya Özgenç ve oğlu Emrah Habip Özgenç, müştekiler Fahrettin Kılıç, Hanife Kılıç, sanık ve müşteki vekilleri ile Kılıç'ın yakınları katıldı. Duruşmada ilk olarak ifade veren Zekeriya Özgenç, 20 yıldır kuyumculuk yaptığını söyleyerek, "Kağıthane'deki dükkanımın alarmını kurdum, kapıyı kapattım ve tam karşısında bulunan saatçi dükkanıma geçtim. 3 oğlumla birlikte iftar yapacaktık. Tam iftara başlamıştık ki oğlum Eyüp, 'Baba, kuyumcu dükkanının önünde birisi var' dedi. Döndüğümde karşıdaki dükkanımın önünde uzun boylu, iri yarı bir şahıs, kapının koluyla uğraşıyordu. Ani olarak kapıya fırladım. 'Dur, ne yapıyorsun?' diye şahsa seslendim. Kapıyı açmaya devam edince kapıya bir el ateş ettim. Şahıs kapıyı açıp içeri girdi. Vitrinin arka kısmındaki sürgü camlarını eliyle kırarak bilezikleri toplamaya başladı. Ben de çıkması için uyararak dükkanın kapısına doğru ateş ettim. Dükkanımdan aldığı altınlarla kapıya çıkınca tam kapıda karşı karşıya geldik. Beni görünce elini beline doğru attı" dedi.

Reklam
Reklam

Bunun üzerine paniğe kapılarak şahsın ayaklarına doğru ateş ettiğini belirten Özgenç, "O esnada kendi etrafında bir tur attı ve yola doğru koşmaya başladı ve yolda düştü. Sanırım şahıs o sırada yaralanmıştı. Tekrar kalkıp koşmaya başladığında bir otomobil ona yaklaştı. Oğlum Emrah 'Baba, dikkat et. Arabadan ateş ediyorlar' diye beni uyardı. Sonra Emrah yanıma gelip elimden silahı aldı. Bu arada araba ilerliyordu. Maktul Yunus da dükkanımdan 15 metre ilerideki Sezer Sokağı'nın başında yere düşmüş yatıyordu. Araba son hızla o sokağa girdi. Oğlum benden aldığı silahla sokağa kadar koşup, aracın arkasından havaya doğru ateş etti. Araba uzaklaşınca Emrah yanıma geldi ve birlikte dükkana gittik. 'Polis İmdat'ı ve ambulansı arayarak yardım istedik. 5 dakika sonra polis olay yerine geldi" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"Canımızı ve malımızı korumak için yaptık" şeklinde savunma yapan Zekeriya Özgenç, Yunus Kılıç'ı ve arkadaşlarını tanımadığını, oğlu Emrah'ın maktule hiç ateş etmediğini kaydederek, "Öldürmek için değil, canımızı ve malımızı korumak için yaptık" ifadelerini kullandı.

Olayın babasının anlattığı şekilde meydana geldiğini iddia eden Emrah Özgenç de otomobilden tekrar ateş edilebilir düşüncesiyle ve babasının vurulduğunu zannederek aracın arkasından havaya doğru ateş ettiğini söyledi. Sanık Emrah Özgenç, maktule hiç ateş etmediğini de ifade etti.

Öldürülen Yunus Kılıç'ın annesi Hanife Kılıç ise "Oğlum arkadaş kurbanı oldu. Sanıklar da oğluma bilerek ateş etti" diyerek, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Müştekilerin vekili, "Yunus Kılıç, olay esnasında adalete teslim olacağını söylediği halde vurulmuştur. Olay meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmemelidir" dedi.

Reklam
Reklam

Duruşmada dinlenen tanıklar da olayı, sanıkların anlatımına benzer şekilde anlattı. Müştekilerin vekili de kendilerinin tayin edecekleri tanıkların duruşmada dinlenmesini talep etti. Mahkeme heyeti, müşteki ve vekilinin talebini yerinde bularak kabul etti. Sanık vekili ise maktulün ölümüne neden olan kurşunun sanıkların silahından değil de arabadaki şahısların silahından çıkmış olabileceğini iddia ederek bunun tespit edilmesini istedi.

Otopsi raporunun beklenmesine karar veren mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı ertelendi.
Duruşma çıkışında sanık yakınları, adliye koridorlarında gazetecilerin fotoğraf çekmesine izin vermeyerek sert tepkilerde bulunurken, adliye binası dışında maktul Yunus Kılıç'ın annesi Hanife Kılıç, oğlunun fotoğrafını gazetecilere göstererek, "Çekin işte, gencecik oğlumu öldürdüler" diye feryat etti. Hanife Kılıç'ı eşi ve kardeşleri yatıştırmaya çalıştı.

Reklam
Reklam

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanıklar Zekeriya ve Emrah Özgenç'in "Kasten adam öldürmek" suçundan TCK 448. madde uyarınca 24 ile 30 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Emrah Özgenç'in "Ruhsatsız silah bulundurmak" suçunu da işlediği belirtilen iddianamede, TCK 461/son gereğince "Mal veya ciddi korku sebebiyle meşru müdafaa"ya göre sanıkların cezalarında indirime gidileceği kaydediliyor.

Haberin Devamı İçin Tıklayın