Kılıçdaroğlu'ndan Kürtçe medya açılımı

ADANA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Kürtlerin kendi gazete ve televizyonlarını kurmalarına izin verilmesi gerektiğini belirterek, "Kürt meselesinin çözülmesi için PKK'nın koşulsuz silah bırakması gerekiyor" dedi.

Reklam
Reklam

Adana Eczacı Odası'nın bilimsel eczacılığın 170. yılı kutlama etkinlikleri kapsamında düzenlediği "Siyasette Etik" konferansına konuşmacı olarak katılmak üzere Adana'ya gelen Kılıçdaroğlu, CHP İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısının halka açık olarak düzenlenmesi nedeniyle kısa süreli izdiham yaşandı. Partililerin yoğun ilgisi üzerine Kılıçdaroğlu, basın toplantısını partililere kapalı olarak yapmak zorunda kaldı.

Kılıçdaroğlu, Adana'nın ekonomik ve siyasi yönden çok güçlü bir il olduğunu belirterek, "Adana'da 29 Mart yerel seçimlerinde parlak bir sonuç bekliyorduk ama olmadı. Demek ki halka kendimizi anlatamadık. Ancak halka daha fazla gidip kendimizi anlatacağız. Adana seçimlerinin iptali için adliyede güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerden dolayı AK Parti ile birlikte YSK'ya seçimlerin iptali için başvuru yaptık. Ancak YSK seçimleri iptal etmedi. Yargıya sonuna kadar saygılıyız. Ancak biz TBMM seçimlerinin araştırılması için önerge verdik. Bu önergeye AK Parti vekilleri de destek verirse daha iyi bir netice alınabilir. Ancak Türkiye'de seçim yasalarında değişiklik yapılması gerekiyor. Yargı süreci içinde gerçekleşen bir seçime şaibeli demek yargıya haksızlık olur. Ama birçok yerde iptal oldu. Seçimlerin güvenliği konusunda güvensizlik var. Buna da hükümet neden oluyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kılıçdaroğlu, kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmadan önce Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nın mal varlığı hakkında araştırma yaptığını, ancak belediye başkan adayı olduktan sonra bu işi Adana CHP İl Başkanlığı ve başka kişilerin takip ettiğini ve gündeme geldiğini kaydetti.

"CHP'DE GENEL BAŞKAN SORUNU YOK" Kılıçdaroğlu, CHP olarak genel başkanlarından mutlu olduklarını, CHP Genel Başkanı'nın bilgi ve birikimiyle, öngörüleriyle Türk siyasi hayatında önemli bir yere sahip olduğunu ifade ederek, "Parti ile genel başkan arasında sorun yok. CHP, devlet kuran bir parti. Bizde genel başkandan çok partinin kurumsal kimliği önemli. Ancak her partide olduğu gibi genel başkanın da önemli bir yeri var. Benim İstanbul seçimlerinde başarılı olmam, genel başkanın başarısız olması anlamına gelmez. Benim İstanbul'da
başarılı olmam şunu gösteriyor; halka daha çok gidip, halkı dinlerseniz daha çok oy alıyorsunuz. Ama bunu partiden genel başkan giderse daha çok oy alırız şeklinde yorumlamayı yanlış buluyorum" şeklinde konuştu.
Kendisinin CHP'den ayrılarak yeni bir parti kuracağı konusundaki dedikodulara ise Kılıçdaroğlu, CHP'de olmaktan gurur duyduğunu, CHP'nin damarlarında bağımsızlık olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

"KÜRTLERE ÖZEL GAZETE VE TV AÇMA HAKKI VERİLMELİ" Terörün bitmesi için CHP'nin öteden beri kendi görüşünü korumakta olduğunu, Kürt halkına kültürel haklarının verilmesi taraftarı olduklarını belirten Kılıçadaroğlu, "Adına ister Kürt sorunu, ister Güneydoğu sorunu deyin, Türkiye bunu kendi dinamikleriyle çözmeli. Bu sorunun çözümü için PKK'nın koşulsuz silah bırakması lazım. PKK silah bıraktığı zaman çözüm daha geniş katılımlı olacak. Hiç kimseye kültürel hakkının verilmemesi söz konusu değil. Af, bir toplumsal barış olarak gündeme gelmeli. Biz çözümün
önünde engel değil, bu sorunu çözmek istiyoruz. Türkiye ekonomik ve insan varlığı, gelişmişlik, gelir dağılımı, hizmet konusunda 30 yılda çok şey kaybetti. Türkiye ortak bir çözümle bu sorunu aşmak isterse CHP her zaman destek vermeye hazır. Biz etnik kimliklere saygılıyız, herkesin etnik kimliği kendi şerefidir. O bölgede ciddi ekonomik sorunlar var. Devletin doğrudan yatırım yapması sadece bizim gündemimizde var" dedi.
Son günlerde gündeme gelen Kürtlere kültürel hakların verilmesi konusunda başta köylerin eski isimlerinin verilmesi ve diğer açılımlara karşı çıkmadıklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Kültürel hakların verilmesini biz sorun yapmayız. İstediği ismi verebilir. TRT Şeş yerine biz dedik ki kendileri özel kanallar kursun. TRT Şeş'ten en fazla Kürt halkı şikayetçi. Biz şunu her zaman söyledik; ayrıca Kürtler kendi gazetelerini de kurabilmelidir. Ayrıca bunun ötesinde devletin yatırım yapması lazım. Kürtçe'de bulunup Türkçe'de bulunmayan harfler sorun yaratmaz. Kürtçe pek çok isim var. Bunlar çözülür. Kürt yurttaşım, pek çoğu çocuğuna Kürt ismi verdi. Sanatçılar bile var. Her şey çözülür,
bundan endişe etmeyin. Türkiye önündeki en büyük sorun silahlı mücadele, terör örgütünün silahı bırakması lazım."
Son günlerde yine gündeme gelen Anayasa değişikliğine de değinen Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliklerinin sosyal mutabakatla yapılması gerektiğini, aksi taktirde Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılan Anayasa değişikliği gibi sorun yaratabileceğini söyledi.

Reklam
Reklam

"BAŞBAKAN'IN SAVCISI OLMAKTAN VAZGEÇMESİ BİZİ SEVİNDİRDİ"
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 2 yıldır gündemine oturan Ergenekon davasıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
"Ergenekon konusunda fazla konuşmaya gerek yok. Bu konuda bizim görüşümüzü herkes biliyor. Bu dava siyasi davadır. Siyasi davalar toplum katında kabul edilen davalar değildir. Adnan Menderes, Deniz Gezmiş ve daha sonra idam edilen gençlerin davaları da hala hepimiz tarafından kabul edilemiyor. Bu dava süratle çözülmelidir. Başbakan'ın bu davanın savcılığına soyunmaktan vazgeçmesi bizim için sevindiricidir. Yargı bunu çözmelidir."

"METROBÜSLER ALINIRKEN YOLSUZLUK YAPILDI" Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Hollanda'dan alınan metrobüslerin alımı sırasında yolsuzluk yapıldığını ileri sürerek, "Her yerde her zaman kanıtlamaya hazırım. İstanbul'a alınan metrobüslerin alımında yolsuzluk yapıldı. Tanesini 1 milyon 200 euroya kim aldı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Çalışıyor mu? Çalışmıyor. Sağlıklı bir demokraside milyonlarca euroya para otobüs alacaksınız çalışmayacak ve siz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak oturacaksınız. Bu ahlaki değil. Buna
Başbakan, İçişleri Bakanı sessiz kalıyor. Sessiz kalmak bunu kabul etmektir. Bunun faturasını biz ödeyeceğiz. Hollanda'nın sicili bu alanda bozuktur. Bu otobüslerin alınmasıyla ilgili Hollanda soruşturma başlatmalıdır. Türkiye de niye başlamıyor?" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını ileri sürerek, "Türkiye'de yargı bağımsız olmadığı için Başbakan 'savcıya gidin' diyor. Deniz Feneri davasında kimin evi basıldı. Almanya'daki gibi kimseye operasyon düzenlenmedi. O dernek hükümetin koruması altındadır. Deniz Feneri'ne Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararlı statüsü verildi. Kızılay'dan önce izinsiz para toplama yetkisi verildi. Deniz Feneri'ne zamanın TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından üstün hizmet madalyası verildi, bu ayıp bize yeter" dedi.

Reklam
Reklam
Haberin Devamı İçin Tıklayın