MYNET ÖZEL | Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgilere göre, geçtiğimiz günlerde Ankara'da 3.5 büyüklüğündeki sarsıntının ardından bugün 3 büyüklüğünde bir sarsıntı daha meydana geldi. Ankaralılar, bu art arda gelen depremlerle beraber tedirginlik yaşadı. Depremlerin ardından kentte endişe arttı, ancak Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bölgedeki depremlerle ilgili yaptığı açıklamada Ankaralıları rahatlatan bir mesaj verdi.
MYNET’e özel açıklamalar yapan Prof. Dr. Ercan, Ankara'da büyük bir depremin beklenmediğini belirterek, "Ankaralılar rahat uyusun" diyerek, Türkiye’deki diğer riskli iller hakkında önemli değerlendirmeler yaptı.
"Anadolu Kızıldeniz'in açılması sonucunda şu anda Kızıldeniz'in ortasından yeni bir yer kavuğu çıkıyor. Bunun açılması sonucu, Arap kalkanı Türkiye'yi kuzeybatıya doğru itiyor. Aynı zamanda yine aynı kaynaklı güçler İran'ı etkiliyor ve İran'dan Türkiye'yi doğudan batıya doğru itiyor. Türkiye'yi geren başlıca kuvvetler bunlar. Dolayısıyla bunları en çok taşıyan ögeler başta Kuzey Anadolu Fayı, sonra Doğu Anadolu Fayı ve ardından Doğu bölgesinde bulunan diğer faylarla dik iskelet kuşağı oluşuyor. Bütün bu gerginliklerin Türkiye'de dağıldığı yerler buralar."
"Bu nedenle Türkiye'nin Orta Anadolu'daki çekirdeği, yani bir ucu Bingöl olmak üzere, bir ucu da Ege Denizi'ne kadar uzanıyor. Bu, sanki vişneyi bastırıp çekirdeğini ileri atar gibi Anadolu'yu Ege Denizi'ne doğru itiyor. Bu itmelerin yarattığı gerginlikler Anadolu'nun çeşitli yerlerinde birikiyor. Bunlardan bir tanesi de ana fay üzerinde olmasa da Ankara. Ancak Ankara, deprem beklenen bir yer değil. Bu küçük sarsıntılar tamamen bu gerginliklerin sonucunda oluşan önemsiz boşalmalar."
"Dörtten daha küçük olan sarsıntılara biz deprem demiyoruz. Bunun nedeni, küçük sarsıntıların tamamen yerel gerginlik boşalmalarından oluşmasıdır. Depremcikler yıkıcı olmazlar, ancak bunlar çok duyarlı kişiler tarafından hissedilebilir. Üç büyüklüğündeki depremcikler genelde çok sığ depremciklerdir. Sarsıntılar ne kadar sığ olursa o kadar çok hissedilir. Özellikle dere yataklarındaki yapılarda oturan Ankaralıların bunu duyumsama nedeni budur, ama bunların hiçbir şekilde çekincesi yoktur. Bunlar sadece jeofizik bilimi açısından, zaman içindeki konumlarının bulunduğu yerler değerlendirilir. Ancak halk için uyarıcı bir durum söz konusu değildir. Yani Ankara'yı bekleyen büyük bir deprem söz konusu değildir."
"Ankara'nın kuzeyi, Çankırı civarı, Düzce civarı, Sakarya çukuru, Mengen, bunun yanı sıra Sivas'ın kuzeyi, Tokat, Çorum'un kuzeyi, buraların etkilenmesi mümkün olabilir. Ama Ankara olamaz."
"Sözünü ettiğim Kuzey Anadolu Fayı'na yakın bölgelerde olabilecek 7 - 7.2 büyüklüğünde bir depremin Ankara'da yaratacağı sarsıntı 5.5 - 6 büyüklüğünde bir deprem hissiyatı oluşturabilir. Ancak Ankara'nın yer yapısı, İzmir, Bursa veya İstanbul'dan daha dayanıklıdır. Yani depremlerin yıkıcılığı %65'i kötü yapılardan kaynaklanır. İzmir ve İstanbul'un yıkım eşiği 6.4'tür, ancak Ankara'nın yıkım eşiği 6.7'dir. Bu tamamen yer yapısı ve yapıya bağlı bir durumdur. Ben Ankara'da deprem uyarısı yapmıyorum. Bu, tamamen jeofizik bilimine ters olur. Ankaralılar rahatça uyusunlar. Atatürk her alanda en güvenli yeri seçmiştir."