Özgür Özel'den İmamoğlu açıklaması! Böyle duyurdu: 'Resmiyet kazanacak'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Parlamentosu'nda konuştu. Özgür Özel, İmamoğlu'nun, cumhurbaşkanı adaylığı unvanını kazanacağı tarihi açıkladı. Özel, 'Seçimlere ilişkin tek belirsizliğin seçim tarihi olduğunun inanç ve kararlılığı içerisindeyiz." dedi.

Özel, Belçika'nın başkenti Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'ndaki (AP) Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) grup toplantısında konuştu. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in son Ankara ziyaretinde CHP ile görüşmemesinin kurumsal ilişkiler açısından çok önemli bir riski barındırdığını ve bu tutumu çelişkili bulduğunu belirten Özel, von der Leyen'in kendisiyle tanışmak için "genel seçimleri kazanmalarını beklemesini" eleştirdi.

Özel, "Tüm dünyada ve Avrupa'nın her yerinde, tam demokrasi için mücadele veren bütün siyasi aktörlerin, akımların, siyasi partilerin birbiriyle diyalog ve dayanışma içinde olması gerektiği bir dönemdeyiz." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Bugün, bütün dünyada otoriter, popülist liderlerin kuralları ve kurumları sistematik olarak doğrudan hedef aldığı bir dönem yaşandığını dile getiren Özel, "Ortak akıl yerine, sözde güçlü liderliği ön plana çıkarmaya yönelen bu anlayış, tüm dünyaya yayılıyor." değerlendirmesinde bulundu

Özel, CHP'nin bu anlayışa karşı demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesine liderlik ettiğini belirterek, "Ülkemizde verdiğimiz bu mücadele, partimizin kuruluş ilkelerinin ve hedeflerinin yanı sıra AB'nin ortak değerleriyle de örtüşmektedir. Ortak değer ve hedeflerin yanında ortak risk ve tehditlerimizin olduğunu da söylemek yanlış olmaz." ifadesini kullandı.

CHP'nin AB'ye tam üyelik konusunda ilkesel ve istikrarlı bir tutum sergilediğini bildiren Özel, Avrupa'nın sadece Türkiye'nin de içinde bulunduğu bir coğrafya olmadığını, Türkiye'nin 200 yıldır yüzünü Batı'ya çevirdiğini anımsattı.

Özgür Özel, "O zamandan günümüze, ilişkilerimizde iniş çıkışlar olsa da Avrupa ile Türkiye'nin çok yönlü bir ilişkiye ve karşılıklı dayanışmaya olan gereksinimleri hiç değişmemiştir. Türkiye'nin Avrupa'yı tercihi yalnızca tarihsel, siyasal ve stratejik bir karar değildir. Bu aynı zamanda toplumsal bir tercihtir. İktidarların tutumu ve ülkedeki siyasetin AB ile ilişkileri nasıl konumlandırdığı doğrudan seçmen tercihlerine de yansımaktadır." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Geçmişte Avrupa ile yaşanan krizli süreçler ve yapılan karşılıklı hatalar sonucunda Türkiye'de AB üyelik talebinin yüzde 25'lere kadar gerilediğini hatırlatan Özel, bunun son dönemde artarak yüzde 66'ya kadar çıktığını, gençlerde ise AB'ye üyelik talebinin daha da yüksek seviyelerde olduğunu anlattı.

Özel, "AB, Türkiye'yle ilişkisini göçmen pazarlıklarına hapseden, Türkiye'yi sınırın ötesindeki bir göçmen deposu olarak gören bir birlik olmamalıdır. Türkiye, savaşlar ve iklim krizleriyle doğudan gerçekleşecek büyük göç baskınını kendi topraklarında tutan, karşılığında Batı'dan ekonomik yardım ve siyasal destek alacak bir ülke olarak görülmemelidir." ifadelerini kullandı.

Türkiye-AB ilişkilerinin çok boyutlu olduğunu aktaran Özel, bu ilişkinin, insani temaslar ve bağlar, ticaret, yatırım, turizm, eğitim, bölgesel güvenlik ve stratejik konuları da kapsadığını söyledi.

"AB VE TÜRKİYE ARASINDA SAVUNMA İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ"

Özel, "Tüm bunlarla birlikte son dönemde dünyanın içinde bulunduğu şartlar, AB ile Türkiye'nin kuracağı ilişkinin savunma işbirliği ayağını da her zamankinden önemli bir zemine oturtmuştur." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Dünya siyasetinin sınamalı bir dönemden geçtiğini anlatan Özel, bunun olaylara savunma odaklı bakmayı da gerektirdiğini ifade etti.

Özel, AB ve Türkiye'nin gelecekteki krizleri birlikte göğüslemesi gerektiğini belirterek, krizlere çare ararken kapsayıcı güçlü kurumların, kurumsal ilişkilerin, çok taraflı bir dünya düzeninin ve demokrasisinin ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.

İstikrar ve güven aranırken demokrasiden fedakarlık yapılmamasının önemine işaret eden Özel, "Dün bu kapsamlı ilişki gereksinimini görmezden gelerek, ilişkileri tek ve öncelikli konu görülen sığınmacılar sorununa indirgeyen yaklaşım, daha da gecikmeden terk edilmelidir." diye konuştu.

Özel, Türkiye ve AB arasında güçlü bir işbirliği, kişisel ilişkileri değil kurumları merkeze alan, ilkeleri ve evrensel değerleri pazarlık unsuru yapmayan, tam bir karşılıklı güven ilişkisi sağlanmasının önemini vurguladı.

Demokrasinin istikrara, insan haklarının ise güvenlik kaygılarına alternatif olarak görülmesini doğru bulmadıklarını kaydeden Özel, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Hatırlamalıyız ki demokratik değerlere, ilke ve normlara bağlı aktörler müzakere eder, pragmatizmi benimseyen aktörler ise pazarlık eder. Unutmamak gerekir ki kolay yoldan elde edilmiş pazarlıkçı kazançlar, kolay bir şekilde kaybedilebilir. AB ile Türkiye arasındaki ilişki, bir an evvel ilke, norm ve değerler temelli bir zemine dönmeli ve iki taraf karşılıklı olarak, demokratik ideallerin ve demokrasi kültürünün inşası için el ele vermelidir."

"TÜRKİYE'NİN STRATEJİK ÖNEMİ ARTTI"

Dünyanın bir belirsizlik çağına girdiğine işaret eden Özel, Ukrayna'da yaşanan savaş, Gazze'deki katliam, Suriye'de yönetim değişimi, ABD'de Donald Trump yönetiminin çok taraflı dünya düzenini ve demokratik kurumları sarsan kararlarının son dönemde yaşanan birkaç önemli gelişme olduğunu hatırlattı.

Özel, "Yaşadığımız belirsizlikler çağında, küresel dengelerin yeniden kurulduğu bir anda Türkiye'nin stratejik öneminin arttığının farkındayız. Türkiye, önemli bir jeopolitik konumdadır. Bu belirsizlik ve küresel jeopolitik gerginlik ortamında Türkiye'nin demokratik, güvenilir ve öngörülebilir, çevreye saygılı, istikrarlı, kurumları güçlü bir ülke olması ve bu ülkenin Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası olması, hem bizlerin hem de Avrupa'nın yararınadır. Türkiye, dinamik ekonomisi, genç nüfusu, canlı ve direngen bir sivil toplum dinamizmi ile AB'nin birçok yeni üyesinden daha köklü bir demokratik geleneğe dayanan bir ülkedir." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

"VİZELER KISITLANMASIN"

Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin gençlerine, akademisyenlerine, iş insanlarına ve hastalarına haksız vize kısıtlamaları yaşatmaması gerektiğini vurgulayan Özel, Türkiye'nin 86 milyon nüfuslu güçlü bir ülke olduğunu, bir partiden veya kişiden ibaret olmadığını vurguladı.

Özel, CHP'nin Türkiye'yi Avrupa sisteminin ve Batı demokrasilerinin bir parçası olarak gördüğünü, AB ile Türkiye arasında kurulacak sağlıklı ve ilkesel ilişkinin iki tarafın da yararına olacağını söyledi.

"CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI RESMİYET KAZANACAK"

Özel, CHP'nin 23 Mart'ta cumhurbaşkanı adayını belirlemek için önseçim yapacağını belirterek, parti üyelerinin sandık başına gideceği bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "cumhurbaşkanlığı adaylığı unvanının resmiyet kazanacağını" söyledi.

Öte yandan Özel, Brüksel temasları kapsamında, AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor'la da bir araya geldi.

Özel'in ayrıca AP Dışişleri Komitesi (AFET) Başkanı David McAllister, S&D Başkanı Iratxe Garcia Perez, Avrupa Bölgeler Komitesi (CoR) Başkanı Kata Tüttö, Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Grubu Başkanı Luca Menesini, Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Avrupa Sosyalist Partisi Başkanı Stefan Löfven ve Genel Sekreter Giacomo Filibeck ile görüşmesi bekleniyor.

Reklam
Reklam

(AA)Bu içerik Cansu Akalp tarafından yayına alınmıştır

Anahtar Kelimeler: