Pusula insanların doğada kendini güvende hissetmesini sağlayan çok etkili yardımcı araçtır. Günümüz teknolojisinde GPS gibi elektronik cihazlar popüler olsa da bu araçların pili bitebilir ya da sinyal alamadığı durumlar olabilir. Fakat pusula her zaman çalışır. Bu nedenle doğada yapılacak seyahatlerde ve keşiflerde pusulaya sahip olmak büyük bir avantajdır. Pusula hakkında merak edilen detaylardan biri de hep kuzeyi göstermesidir.
Pusulanın sürekli olarak kuzeyi göstermesinin arkasında aslında gezegenimizin manyetik özellikleri yatmaktadır. Dünyanın iç yapısında hala sıcak olan ve sıvı halde bulunan demir-nikel bir çekirdek bulunur. Sıcak yapıdaki bu hareketli çekirdek dev bir mıknatıs gibi davranır. Çekirdeğin manyetik alanı ise yeryüzünde pusulanın işleyişini sağlar. Bu manyetik alanın kuzey ve güney diye adlandırılan iki adet kutbu bulunur. Fakat bu kutuplar coğrafi olarak kuzey ve güney kutuplarıyla tam olarak eşit değildir.
Pusulanın küçük mıknatıs ucu yani iğnesi manyetik kuzey yönünü gösterir. Bu yön “manyetik kutup” olarak adlandırılır. Dünyanın gerçek kuzey kutbuna göre kilometrelerce uzaklıkta yer alır. Dolayısıyla pusulanın her zaman coğrafi kuzeyi gösterdiği yanlış bir söylemdir. Dolayısıyla pusulanızın gösterdiği yönü takip ederek ilerlerseniz coğrafi kuzey kutbuna değil manyetik kutba varırsınız. Bu ikisi arasındaki fark yaklaşık 7 derece civarındadır.
Öte yandan manyetik kutupların yerleri sabit kalmaz. Zamanla değişen bu olay “magnetik kutup kayması” olarak bilinir. Kuzey ve güney manyetik kutuplar milyonlarca yıldır dünyanın yüzeyinde yer değiştirmektedir. Bazı dönemlerde kuzey kutbu, güney kutbunun olduğu yere doğru kayabilir. Eğer milyonlarca yıl öncesine gidip bir pusula ile yolculuk yapabilseydiniz pusulanızın kuzeyi gösterdiği yön aslında coğrafi güney kutbuna yakın olabilirdi. Tarih boyunca Dünya’nın manyetik kutupları defalarca yer değiştirmiştir.
Bilim insanları kutup kaymalarının nedenlerini tam olarak açıklayamazlar. Fakat dünyanın iç dinamikleri bilhassa sıvı çekirdeğin hareketleriyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu hareketler ise dünyadaki iklim değişiklikleri ve bazı canlı türlerinin yok olması gibi olaylarla ilişkilendirilir. Hatta büyük kraterlerin oluşumu gibi jeolojik olaylar da kutupların yer değiştirmesi sonucu ortaya çıkıyor olabilir.
Yapılan araştırmalara göre son 170 milyon yılda manyetik kutup kaymasının yaklaşık 300 kez gerçekleştiği bilinmektedir. Günümüzdeki manyetik kutupların yerleşmesi ise yaklaşık 750 bin yıl önce meydana gelmiştir.
Manyetik alanın kendisi ise Dünya’nın dönmesiyle beraber iç çekirdekte oluşan bir dinamo etkisi sayesinde meydana gelir. Çekirdekteki sıcak sıvı metallerin hareketi elektrik akımlarını oluşturmaktadır. Bu akımlar ise güçlü bir manyetik alan yaratır. Bu alan pusulaların çalışmasını sağlarken, canlıların manyetik alanı kullanarak yön bulmasına olanak tanır.
1979 yılında uzaya gönderilen ‘Magsat’ adlı uydu Dünya’nın manyetik alanını detaylıca ölçme fırsatı sunmuştur. Uydunun yaptığı incelemelere göre manyetik alan gücünün giderek azaldığı tespit edilmiştir. Buna göre manyetik alan her 10 yılda bir yaklaşık yüzde bir oranında zayıfladığı söylenebilir. Bu hızın devam etmesi halinde ise bin yıl içerisinde manyetik kutupların yeniden yer değiştirmesi mümkün olabilir.
Kısacası pusulanın küçük iğnesi Dünya'nın mıknatıs gibi davranan manyetik alanı sayesinde hep kuzey yönünü gösterir. Fakat bu kuzey coğrafi kuzey değildir. Manyetik kuzey olarak adlandırılan bu nokta zamanla yer değiştiren manyetik bir kutuptur.